Pazar 13.12.2015
Son Güncelleme: Pazar 13.12.2015

Masalsı evlerin diyarı Alberobello

Uçsuz bucaksız üzüm bağları, binlerle yıllık zeytin ağaçları ve deniz kokusuyla beslenen Itria vadisi, İtalya'nın en verimli toprakları... Vadideki Alberobello kasabası koni şeklindeki çatılarıyla ünlü trulli evlerine ev sahipliği yapıy

Puglıa, tam da çizmenin topuğunda, içinde hem tarih, hem kültür, hem de lezzet barındıran İtalya'nın yeni gözde rotası. Sadece bir buçuk saatlik bir uçuşla, bölgenin merkezi Bari'ye varmak mümkün. Bari'den yola devam ederek Itria Vadisi'nin bereketli topraklarının neler sunduğunu görebiliyorsunuz. Denize paralel giderek, vadideki Bari'ye en uzak noktadan, Ostuni'den başlamak bu bölgeyi gezmek için ideal... Trulli bölgesinin sonu ve Salento'nun başlangıcında yer alan Ostuni, balkonlarından çiçekler sarkan bembeyaz evleri, parke taşlı daracık sokakları ile 'inci beyazı' lakabını fazlasıyla hak ediyor. La Citta Bianca yani 'Beyaz Şehir' olarak bilinen Ostuni, Adriyatik Denizi'ne tepeden bakıyor. Etrafı üzüm bağları ve zeytin ağaçlarıyla çevrili bu bembeyaz kasaba, tertemiz havası ve eşsiz lezzetleriyle zaman içinde Kuzey Avrupa'dan pek çok insanın buraya göç etmesine sebep olmuş. Eşsiz bir teras manzarası sunduğu için vadinin balkonu tabir edilen Locorontondo, herkesin kapısının önünü süpürmesi nedeniyle tertemiz. Yaşayanların, kapı önlerinde ekilecek bir santimetrelik bir toprakları olmamasına rağmen saksılarla yarattığı vaha görülmeye ve örnek almaya değer. Cisternino ve Martina Franca da, diğerleri gibi Alberobello'ya giderken yol üzerinde ziyaret edebileceğiniz harika kasabalardan bazıları. Aralarında yaklaşık 15 dakika mesafe olan bu güzel kasabalardan geçtikten sonra, son durak Alberobello...
ÇATILAR KONİ ŞEKLİNDE
Adı 'güzel ağaç' anlamına gelse de, esas ünü, taşları üst üste koyarak harçsız yapılan koni şeklinde çatıları ile masalsı trulli evlerinden geliyor. Tüm Puglia bölgesinde görülebilen trullilerin merkezi Alberobello'nun adı kayıtlara ilk defa, 16. yüzyılın başlarında 40 ailenin yerleşmesiyle geçmiş. O dönemlerde yeni yerleşim yeri kurmak çok yüksek vergiler ödemeyi gerektiriyormuş. Kont II. Giangirolamo'nun fikriyle evlerin koni şeklindeki damları, taşları harç kullanmadan üst üste koyarak yapılmış. Böylece vergi memurları geldiğince, damlar kolayca yıkılır ve evler dört duvar kalırmış. Ev sayılmadığı için de halkı vergi ödemekten kurtulurmuş. Bazı söylentilere göre bu yapı şeklinin Ortadoğu'dan geldiği varsayılıyor. Harran'daki evlere çok benziyor. Alberobello, 1996'da, yaklaşık 1500 trulli evi ile UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girdi. Evler kalın duvarları ile dikkat çekiyor. Bir metre genişliğindeki duvarlar hem yapıyı sağlamlaştırıyor, hem de kalınlığı sayesinde yazın serin oluyor, kışın ise ısıyı içeride tutuyor. Trulli evlerinin çatılarında beyaz kireçle boyanmış semboller görülüyor. Bunlar içinde yaşayan ailenin ya dini görüşünün ya da hangi statüde olduğunun göstergesi. Konik şeklindeki çatının en üstüne ise, yapanın imzası niteliğinde son bir taş ekleniyor. Çatının altına gelen yer genelde evin holü. Girişte hol ve mutfak var, çatı katları ise rutubet olmadığı için ya yatak odası ya da kiler. Alberobello, tepedeki en büyük ev Trulli Sovrano ile ve Santi Medici Katedrali ile sizi ağırlamaya başlıyor. Bu kasabadaki her şey yürüme mesafesinde. Ana caddede Corso Vittorio Emanuele'den yavaş yavaş aşağıya indiğinizde, Piazza del Popola'ya yani ana meydana geliyorsunuz. Sağdaki bölge Rione Monti, 1000 trulli evinin daha çok mağazalara, hediyelik eşya dükkanlarına, restoranlara döndüğü alan. Hediyelik eşya dükkanlarında trulli şeklindeki her şeyi bulmak mümkün. Buraya özgü ve terakota ile yapılan uğurlu düdükler ise bir nevi Alberobello'nun simgesi olmuş. Yürürken bazı evlerin kapılarında ziyaret serbest ya da teras manzarası yazılı tabelalar görürsünüz. Ev sahipleri sizi ücret beklemeden evlerine davet ediyor. Via Monte Sabotino, Via Monte S. Michele ve Via Monte S. Gabriele bu bölgenin sokakları ve hepsi de yokuş yukarı gidiyor. Yokuşun sonunda Sant'Antonio Kilisesi sizi karşılıyor. Soldaki bölge ise Aia Piccola olarak geçiyor. Buradaki yaklaşık 400 trulli evinde yerel halk yaşamakta. Bazıları ise konaklama mekanı olarak hizmet vermekte. Trulli evinde kalma deneyimi için denemeye değer. Anlaşmalı kafelerde verdikleri açık büfe kahvaltı zengin bir menü sunmakta.

GERÇEK İTALYAN MUTFAĞI
Corso Vittorio Emanuele'den aşağıya indiğinizde, ana meydana geliyorsunuz. Largo Martellato tipik İtalyan restoranlarının ve barlarının olduğu cadde. Casa Nova, Largo Martellato'nun sonunda, Via San Marco'nun hemen içinde tipik bir Puglia restoranı. Duvarları boydan boya köylülerin ve zeytin toplayan kadınların resimleriyle boyanmış. Her şey çok lezzetli. Bölgeye özgü, kulak memesine benzediği için 'kulak' anlamına gelen orecchiette buralarda pek meşhur. Yemeğin sonunda kahveyle beraber kocaman bir kesme tahtasının üzerinde çikolata geliyor ama esas sürpriz tavada pişen kestane!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.