Kralların kenti: Amasya

Orta Karadeniz'in en güzel şehirleri arasında bulunan Amasya 7 bin yılı aşkın tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış. Birçok bilim adamı, şehzade ve şair yetiştirmiş olan kent son yıllarda yerli ve yabancı turistin en gözde şehirleri arasında yerini alıyor. Şehzadeler şehri olarak bildiğimiz bu şirin şehri çocukluğumdan beri görmek istemişimdir. Özellikle Muhteşem Yüzyıl dizisini izledikten sonra tarihte taht kavgalarına şahitlik eden bu güzel kenti görme isteğim bir kat daha arttı. Amasya Belediyesi ve Amasya Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlemiş olduğu basın davetiyle Amasya'yı görme şansı yakaladım.
MANZARAYA NAZIR KAHVALTI
İstanbul'dan uçakla 1.5 saat süren kısa bir yolculukla Merzifon Havaalanı'na ulaşıyoruz. Şehre indiğimizde gece geç saat olduğu için ilk işimiz otele gidip sabah için enerji depolamak oldu. Sabah şehir manzarasının izlendiği tepede yöresel lezzetler eşliğinde kahvaltımızı yaptıktan sonra Amasya'yı keşfetmeye koyulduk. İlk durağımız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün üs olarak kullandığı ve Amasya Tamimi'nin kaleme alındığı yer olan Saraydüzü Kışla Binası aslına uygun bir biçimde restore edilmiş. Müzede Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelişi ve karşılama heyeti heykellerle canlandırılmış. Her biri büyük ustalıkla yapılan eserler hepimizin duygusal anlar yaşamamıza sebep oldu.
MÜZİKLE TEDAVİ
Gezide ikinci durağımız ise Bimarhane oldu. Cerrahi ilminin en önemli hekimi Sabuncuzade Şerafeddin burada hekimlik yapmış. Tıp alanında birçok eseri bulunan ve Avrupa'da kitapları okutulan hekim Sabuncuzade Şerafeddin'in ameliyatlarda kullandığı aletleri görme şansını da yakaladık. O dönemde akıl hastalarının müzikle tedavi edilmesi çok ilgimizi çekti. Bimarhane'de ayrıca herkesin burcuna göre de müzik bulunuyor. Ben burcum için dinletilen müziğe kulak verdikten sonra gerçekten beni anlattığını düşündüm. Yeşilırmak'ın kıyısında bulunan Şehzadeler Müzesi kentin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Aslına uygun bir şekilde balmumundan yapılmış heykellere hepimiz hayran kalıyoruz ve şehzadelerle fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmiyoruz. Şehzadeler Müzesi'nden sonra Minyatür Müzesi'ne geçiyoruz. II. Beyazıd Külliyesi'nin içinde bulunan Minyatür Müzesi 1914 yılında çekilmiş bir fotoğraftan esinlenerek yapılmış. Şehrin maketi o yılların dokusunu ve kültürel yapısını yansıtıyor. Müzede Amasya'nın gecesini, gündüzünü kentin 24 saatini yaşama şansını yakalıyoruz. Adımbaşı farklı güzelliklerle karşılaştığımız Amasya'da bize en renkli gelen görüntü ise Yeşilırmak'ın kenarında bulunan şehzade Mustafa'nın selfie çeken heykeli odu. Biz de Şehzade Mustafa'yı bulmuşken selfie çektirmeyi ihmal etmedik.
GÖRMEDEN DÖNMEYİN
Ferhat ile Şirin åşıkla r Müzesi : Eski bir tuğla ocağının yerine yapılmış olan Ferhat ile Şirin Müzesi sekiz odadan oluşuyor. Odalarda ayrıca dünyada efsane olmuş Romeo ve Juliet, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi âşıkların balmumu heykelleri sergileniyor ve hepsinin ayrı ayrı hikayeleri anlatılıyor. Müzenin hemen yanında ise 18 kilometrelik Ferhat Su Kemeri bulunuyor.
Kral Kaya Mezarları: Harşena dağı eteklerinde bulunan bu kaya mezarları heybetli görünümü ile şehirde en dikkati çeken yerlerden bir tanesi. Büyük taşlara oyularak yapılan yapılar, turistlerin merakla gezdikleri ve fotoğraf çektikleri yerler arasında.
Arkeoloji Müzesi : İki katlı bir binadan oluşan Arkeoloji Müzesi'nde 12 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkün. İlk katta çanak, çömlek ve süs eşyaları sergileniyor. İkinci katta müzenin en ilgi çekici yeri olan İlhanlılar dönemine ait altı mumya bulunuyor. Fırtına Tanrısı Teşup heykelciği müzede görmeniz gereken en önemli eserler arasında bulunuyor.
II . Beyazıd Külliyesi : II . Beyazıd'ın tahta geçmesinden sonra Amasya'ya hediye ettiği külliye bugün hem kütüphane, hem de cami olarak kullanılıyor. İmarethane ve minyatür müzesi de burada yer alıyor. II . Beyazıd Külliyesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Hazeranlar Konağı: Geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan Hazeranlar Konağı günümüzde etnografik müze olarak kullanılıyor. İki katlı ahşap konakta 19. yüzyıl yaşantısını anlatan günlük eşyalar sergileniyor.
NE YENİR?
Türkiye'nin her şehrinin olduğu gibi Amasya ilinin de kendine has yöresel yemekleri bulunuyor. Bunların en başında patlıcan çullaması dedikleri patlıcan, biber ve domatesin közlenmesiyle yapılan yemek geliyor. Süzme yoğurt ve nohut taneleri ile yapılan toyga çorbasının ise tadına doyum olmuyor. Bakla dolması, Amasyalıların olmazsa olmazı. Her sofrada mutlaka bulunuyor. Üç kuşaktır çizgisini bozmayan Çörekçi Galip'in haşhaşlı ve cevizli çörekleri ise muhteşem. Ayrıca keşkek tarhana ve bamya Amasya'nın en bilinen yöresel yemekleri arasında bulunuyor.
NE ALINIR?
Amasya denilince aklımıza kendine has kokusuyla ve lezzetiyle misket elması geliyor. Bir yüzü kırmızı, diğer yüzü sarı olan misket elmasını mutlaka almanızı öneririm. Ayrıca Amasya'nın kuru bamyası ve kuşburnu marmeladı da elması kadar lezzetli. Ayrıca sevdiklerinize fiyatları çok uygun olan ahşaptan yapılmış süs eşyaları ve magnetler alabilirsiniz.