Sinemasal 5 rota

1. ACEMİCE GRÖNLAND'DAN HİMALAYALAR'A MECARAYA ATILMAK
Ofislerde kapalı kalıp, rutin yaşamlar sürmek... Ah kaç kişinin hayatı böyle geçiyor. Ben Stiller'ın yönettiği ve başrol oynadığı Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı/The Secret Life of Walter Mitty tam da böylesi bir insanın hayatına odaklanıyor. Tabii günümüzde değişen medya düzeniyle ilgili de önemli bir derdi var filmin ama konumuz seyahat olduğu için biz oradan devam edelim. Life dergisinin arşivinden dünyaya açılan Walter, kısa zamanda maceranın dibine vuruyor. Sırtında çantası Grönland'da, az sonra İzlanda'da bir yanardağ patlamasının ortasında kalıyor, sonra ver elini Himalayalar... Film icabı o bir fotoğrafçının peşinde aslında ama şöyle bir durum ortaya çıkıyor, en zorlu maceraları acemice yaşıyor! Ve Walter'ın yaşadıklarını izleyince, acemi halimizle böyle maceralara atılmanın kolay olduğunu hissediyor, hevesleniyoruz.
2. VİYANA'DA ROMANTİZM YAŞAMAK
90'ların önemli ve unutulmaz aşk filmlerinden biridir Richard Linklater'ın Gün Doğmadan/ Before Sunrise'ı. Bir tren yolculuğunda tanışan Amerikalı ve Fransız iki gencin romantik ilişkisine odaklanır. Viyana'da 14 saat birlikte zaman geçirirler. Malum Viyana'nın bir yüksek kültür kenti olarak imgesi vardır hafızalarımızda. Filmin güzelliği de Viyana'yı bize Paris gibi romantik bir kent olarak sunması. Çift, Viyana sokaklarında dolaşırken, kafelerde kahve içerken, küçük dükkanlarda gezinirken insanın da Viyana'ya gidesi gelir.
3. İKİ FİLM İZLEDİM, NAPOLİ'YE GİTTİM, GERÇEK PİZZAYLA TANIŞTIM
Adı çıkmış Napoli'nin! Mafya var, dolandırılırsınız gibi türlü türlü uyarılarda bulunuyorlar. Bence İtalya'nın en güzel şehirlerinden biri. Bu şehirle ilgili şu iki filmi izleyin muhtemel o söylenen uyarılara kulak asmayacak, bir an önce Napoli'ye gitmek isteyeceksiniz. Çünkü bu iki filmin odağında hem Napoli hem de pizza var. İlk film Napoli Hikayeleri/L'oro di Napoli. 1954 yapımı filmde Sophia Loren başrolde oynuyor ve bir pizzacının karısını canlandırıyor. Film, Materdei Caddesi'ndeki Starita'da çekilmiş. Geçmişi 1901'e uzanan bu pizzacı hâlâ müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Pizzaları enfes, tıpkı filmde söylendiği gibi. İkinci film ise Julia Roberts'lı Ye, Dua et ve Sev/Eat Pray Love. 2010 yapımı film tamamiyle Napoli'ye odaklanmıyor, şöyle bir uğruyor. Ama Roberts'ın yolu L'Antica Pizzeria Da Michele'e düşüyor. Salaş esnaf lokantası kıvamındaki bu pizzacı 1870'ten beri pizzacılık yapan bir ailenin yeri. İki çeşit pizza yapıyorlar. İkisi de nefis! Ha Roma'nın pizzacıları mı? Napoli'ninkiler hem lezzette açık ara önde hem de daha ucuz!
4. BEKLE BİZİ TRAKYA
Hokkabaz filminin Cem Yılmaz'ın filmografisinde özel bir yeri var. Malum seveni de çoktur. İki sihirbazın turne hikayesi İstanbul'da başlar ve Trakya, Çanakkale hattında devam eder. Maceralı ve hüzünlü bir yol hikayesidir belki film ama insanın da arabaya atlayıp bahar havasını içine çekerek Trakya diyarını keşfedesi gelir. Kasabaların kahvehanelerinde bir çay içmek, Trakya insanıyla, o kendine has konuşma tarzıyla, muhabbet etmek, belki bir esnaf lokantasında yemek yemek, belki de yolda birini arabaya alıp onun kılavuzluğunda bilinmeyene sürüklenmek... Hokkabaz işte sürprizi bol!
5. KARADENİZ BİZİ ÇAĞIRIYOR
Ödüllü filmler olması dışında Bal ve Sonbahar 'ın ortak noktası nedir derseniz, hemen cevap verelim Doğu Karadeniz'in muhteşem doğası. İki filmin de dert ettiği meseleler, sinematografik anlatımları farklı ama doğaya sırtlarını dayama, Karadeniz'in o eşsiz doğasını içinize içinize soluma konusunda hissettirdikleri benzer. Bal 'da devasa ağaçlardan oluşan orman arasında dolaşırsınız, bir küçük çıtırdı, bir kuş sesi, alır götürür sizi. Bir ağacın gölgesinde dinlenme hissi gelir çöker üzerinize. Sonbahar' da ise bir yandan Karadeniz'in hırçınlığını görürsünüz, bir yandan da sisli yaylalarını... İçiniz çoşar, Velhasıl iki film de sizi Karadeniz'in muhteşem doğasına, yaylalarına davet eder.