Hüzün ve mutluluğun buluşması

İstanbul'dan sadece bir saat uçuşla rehabilitasyon merkezi gibi bir şehre ulaşıyorsunuz. Burası Sinop. Türkiye'nin en kuzeyinde. Doğası, tarihi ve sakinliğiyle sizi kavrayıp içine alıyor. Sinop'u görünce niye insanların mutlu olduğunu da anlıyorsunuz. Suç oranı oldukça düşük. Kapıları, camları açık unutunca dertlenmediğin bir yer. Trafik ışıkları olmayan bir şehir. Biraz zaman geçirince buraya gelmek için neden bu zamana kadar beklediğimi düşünüp hayıflandım. Beni Sinop'a çeken şehirde bir Timur Sırt daha olmasıydı. Büyük dedelerimizin kardeş olduğu Hemşin'de filizlenen, akrabalık ama en güzeli arkadaşlık hikayesi. Özel hikayeyi kendime saklamakla birlikte Timur'un kişiliğinde şehrin dinginliğini ve dünyaya merakla bakışını görmek iyi geldi.
HÜZÜNLÜ TARİH
Bu kadar güzellikler içinde hüzün de saklı şehirde. Özellikle müzeye dönüştürülen Tarihi Sinop Cezaevi kanınıza işliyor. Türkiye'nin pek çok önemli yazarı, şairi ve düşünürü burada yatmış. Tarihi kale surlarının koynunda demir parmaklıkların ardında yürürken büyük bir hüzün çöküyor içinize. Özellikle Sabahattin Ali'nin sözlerini okuyup slayt gösterisinde yüzünü görünce kendisini 43 yaşında kaybettiğimize inanamıyor insan. Böylesine güzel bir şehirde hüzünlü, bakmaya değer bir eser olarak kalmasında fayda var. O hüzün bozulmadan kalmalı ki, insanlar geçmişe bakarken doğru izdüşümleri görebilsin. Burası kötü bir turistik komediye dönüşmeden kalmalı.
ŞEHRİN İÇİNDE YÜRÜYÜN
Sinop'un iki büyük caddesinden geçerek her yere ulaşabilirsiniz. Şehrin dışına çıkmadıkça her yere yürüyerek veya en fazla dolmuşla gitmek mümkün. Şehrin içinde güzel balık restoranları var. Her gün taze balık yapan Okyanus'u tercih ettik. Kapan yemenizi tavsiye ederim ama onun dışında her balık taze ve güzel. Şehrin özel lezzetlerinin başında nokul geliyor. Tatlı veya tuzlu her tadıyla yeniyor. Geleneksel fırın yerine pastaneleri de denedik. Keyifli de oldu. Sinop'un en güzel lezzetlerinden bir diğeri de mantı. Şehrin lezzetli cevizi mantıyla karışınca ortaya çıkan tat bir başka güzel. Özellikle liman çevresinde güzel bir kahvaltı keyfi yapın.
İNSANLAR MUTLUYSA HAYVANLAR DA MUTLU
Sinop'ta gözüme çarpan şeylerden biri köpeklerin çokluğuydu. Neredeyse her restoran ya da kafenin bir köpeği var. Üstelik onlara herkes sevgiyle yaklaştığından insanlara havlamıyorlar. Yani insanların kötü psikolojisinden etkilendiği için hırçın davranan hayvanlara Sinop'ta rastlanmıyor. Kar beyazı bir kurdun sahil boyunca peşimizden yürüyüp sabah yine otelin önünde bizi karşılaması oldukça şaşırtıcıydı.
HUZUR DOLU SAHİLLER
Sinop bugün bile şehir merkezinden hatta limandan denize girilen ender yerlerden biri. Ancak Hamsilos koyunun eşsiz güzelliğine kendinizi kaptırmamanız mümkün değil. Yazın haftasonları kalabalık keyfinizi kaçırabilir. Baharda keyfini çıkarmak bir başka oluyor. Öte yandan sahilde yürürken ağaçların arasında yerlere bırakılmış çöpleri görmek çok üzücü.
İNCEBURUN FENERİ
Sinop'tan 20 kilometre uzaklıkta eşsiz bir doğa parçası. Neredeyse 250-300 yıldır aynı aile bakıyor. Gerçekten de temiz ve görülmeye değer bir yer. Manzara inanılmaz. Gün batımını uğurlamak isterseniz de oldukça keyifli.