Pazar 10.04.2016

Silivri’de bir masal diyarı

Şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler bir süredir rotasını Silivri’deki Grandma’s Wonderland’e (Büyükannenin Harikalar Diyarı) çevirdi. Silivri’deki pansiyon doğayla baş başa huzurlu bir tatil ya da günübirlik dinlenmeler için farklı bir deneyim olabilir

Silivri'nin Akören yolu üzerindeki Grandma's Wonderland, şehirden uzak, huzurlu, doğayla baş başa günübirlik dinlenmeler için isabetli bir seçenek olabilir. Çiftliği Home Art dergisinden Lale Dağkıran'ın gözüyle keşfetmeye ne dersiniz?
MASAL DEĞİL GERÇEK
Bu harikalar diyarını hemen yanı başımızdaki Silivri'nin Akören yolu üzerinde keşfettik. İş hayatı nedeniyle şehre sıkışmış bir çiftin doğaya dönme isteği ile başlayan ancak bugün pansiyona dönüştürdükleri çiftliğin hikayesi şöyle: 90'lı yılların sonlarında, iki kızları lise ve üniversitede okurken, İstanbul'a yakın bir kaçış noktası arayan çift, şehir merkezinden 45 dakika uzaklıkta çiftliğin kurulu olduğu araziyle start'ı vermişler. Üzerinde tek bir dikili ağaç bulunmayan sert ve işlenmesi zor bir toprak olmasına rağmen çift, bu kurak araziyi bugün bir masal diyarına dönüştürmüş. Çiftlikteki, çam ağaçları, erik, elma, armut, dut, ceviz, kiraz, vişne, kayısı ağaçları boy boy. Üzüm bağı bile var. Suya yakın bir yaşam alanı için yapay gölet bile oluşturulmuş. Toprak onlarca çeşit bitki ve ağaçla renklenmiş. Beş yıla yakın süren titiz inşaatın ardından çiftlikte yaşam ise 2005 yazında evin küçük kızı Özgün'ün düğünü ile başlamış. Zaman içinde ahır, kümes, daha çok ağaç, derken torunlar dünyaya gelince bir de ağaç ev eklenmiş. Özgün Levent de, New York'ta televizyon haberciliği yüksek lisans sonrası yaptığı mesleğini 10. yılında bırakarak çiftliği işletmeye başlamış.
HOROZ SESİ
Gelelim çiftliğin atmosferine. Konukları, çiftliğin giriş kapısındaki eski bir zeytin ağacı karşılıyor. Bereketi simgeleyen zeytin ve nar ağaçları çiftliğin çeşitli noktalarına dağılmış halde sık sık karşımıza çıkıyor. Çiftlikte güne, temiz bir havada sağlıklı bir uykuyla dinlenmiş olarak başlıyorsunuz. Uzun yıllardır duymadığınız horoz sesleri çok uzaklarda olduğunuz hissini veriyor. Eve yayılan odun ve ekmek kokusu ise özlediğiniz bir atmosfer yaratıyor; doğayla baş başasınız yani. Evin tasarımında toprağa olabildiğince yakın bir oturum planlanmış. Bu nedenle yüksek kat yerine geniş bir taban alanına yayılı bir düzen tercih edilmiş. Yere kadar inen geniş pencerelerle içerideyken de bahçedeymiş hissi yaratılmak istenmiş. Üçü süit, dördü double olmak üzere yedi odası olan çiftlik evinde 20 kişi aynı anda konaklayabiliyor. Odaların her biri farklı tasarlanmış, birinde çini ve mermerle kaplı hamam, bir diğerinde tarlalara bakan bir jakuzi yer alıyor. Şömine ve oturma gruplu odaların bazıları gölet, bazıları bahçe manzaralı. Çiftlik, konaklamanın yanı sıra çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Huzur ve keyfin yanı sıra bu yakın noktada, doğal tat ve lezzetler de başka bir ayrıcalık. Çiftlikte mevsimlere ve bahçeden çıkan ürünlere göre değişen menüler sunuluyor. Çünkü, restoranında hem bölgeye ait et ve süt ürünleri hem de çiftlikte yetiştirilen sebze, meyve ile bu meyvelerden yapılan reçel ve marmelatlar sunuluyor.
DÖRT MEVSİM AYRI GÜZELLİK
Burada dört mevsim farklı güzel. Çiçeklerin ağaçları bezediği bu mevsimde bahçeden toplanan kekik, biberiye ve defne yapraklarıyla taş fırında pişen kuzu, yazın sıcak günlerinde havuz ve güneşlenme keyfinin yanında bahçede yetişen taze domateslerle odun ateşinde pizza, lavanta ile hazırlanan dondurma bulabiliyorsunuz.
BOTANİK BAHÇESİ GİBİ...
Doğallığı sağlamak için taş ocağından tek tek seçilen kum taşları işlenmeden doğal haliyle göletin çevresine döşenmiş. Gölete, doldurulduğu gün ilk kez tarla kuşları ve serçeler konmuş. Gölet çevresi ise tam bir botanik bahçesi. Ters dutlar, gölete doğru sarkan pendula cinsi çamlar, kırmızı erik, defne ağaçları, kayın, Amerikan sedirleri, bahçe ortasında göğe uzanan Toros sediri, manolyalar, at kestanesi sıralanıyor. Çiftliği saran alev ağacı çitler, alev ağaçlarının arasında bir tohumla çiftliğe gelen ve bugün boyu 14 metreyi aşan söğüt de peyzajın bir parçası. Oya ağaçları, gelin çiçekleri, kavaklar, kül ağaçları, sarı taflan, lavanta, leylak, akuba çiftlikte kullanılan bitki ve ağaçlardan bazıları.
NESİLDEN NESİLE AKTARMAK
Çiftliğin adının Grandma's Wonderland konulma nedeni ise, mekanın çiftlik sahibinin üç torununa adanmış olmasından. Aile, Grandma's Wonderland'de tecrübeyi nesilden nesile aktararak çiftliği ayakta tutmayı ve daha ileri götürmeyi hedefliyor.
15.YY'A AİT EŞYALAR
Çiftlik ve ev, seyahatler ve müzayedelerden toplanan objeler, mobilyalar, yeni fikirlerle özel üretilen parçalarla sürekli besleniyor. Evdeki en eski parçalar salonun çeşitli yerlerine dağılmış, 15. yüzyıla ait, Fransa'da bir şatodan çıkan büfe ve dolap bunlardan sadece birkaçı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.