Pazar 22.05.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 21.05.2016

Gizem, hoşgörü ve kaosun başkenti Yeni Delhi

Hindistan’ın otantik yaşamı her daim ilgi görüyor. Ülke bambaşka bir kültür mozaiği sunuyor. Bir milyarı aşan nüfusuyla Müslüman, Hindu, Sikh, Bahai, Budist birçok dine mensup insan bu gizemli ülkede barış içerisinde yaşıyor. Yeni Delhi ve Agra kentleri de görülesi. Tac Mahal ise her daim ziyaretçi akınına uğruyor

Ülkemizde yatırım yapmaya hazırlanan Hintli bir motosiklet firmasının tanıtım gezisi için Yeni Delhi daveti geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettim. Benim için mutlaka görülmesi gereken yerlerin başındaydı Hindistan. Raj Kapoor'un, Avare "AWARA" (1951) ve yeni dönemin Slumdog Millionaire filmleri geçti gözümün önünden. Bu heyecanımı bir kat daha artırdı. Dünyanın yedi harikasından biri olan Tac Mahal'i de yerinde görecektik. Hemen hazırlıklara koyuldum. Hindistan yeşil ve gri pasaport dahil olmak üzere Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Vize almak çok da kolay değil. Ancak belgeleriniz tamamsa vize başvurusunu bir günde sonuçlandırıyorlar. Bütün hazırlıkları tamamladıktan sonra İstanbul- Yeni Delhi arasında haftanın her günü karşılıklı uçuş yapan THY uçağı ile pazar akşamı Hindistan'a doğru yola koyuluyoruz. İstanbul-Yeni Delhi arası yaklaşık beş buçuk-altı saat sürüyor. Uçak tıklım tıklım dolu ve yolcuların büyük çoğunluğu yabancı.
ÇELİŞKİLER KENTİ YENİ DELHİ
Ve nihayet Delhi'ye indiğimizde bizi sabah saatleri olmasına rağmen ağır bir sıcak adeta sarıp sarmalıyor. Otelimize yerleşip şehri görmeye çıktığımızda mayıs ayında 42 dereceye varan sıcaklık insanı pişiriyor. İstanbul'u mumla aratan trafik ve durmaksızın öten korna sesleri arasında her yerden fışkıran insan kalabalığı karşılıyor bizi. Otomobillerin neredeyse hepsi minik kazalardan dolayı hasarlı ve sürücüler ufak tefek çarpmalarda duraksamıyorlar bile. Yeni Delhi 17 milyon nüfuslu birkaç kentin birleşmesiyle oluşmuş dev bir metropol. Dev plazaların hemen yanı başında sokakta yatan insanlarıyla, dünya markası lüks bir restoranın arka sokağında çöpten beslenenleriyle çelişkiler kenti. Hindistan'da bir milyarı aşan nüfusuyla Müslüman, Hindu, Sikh, Bahai, Budist birçok dine mensup insan tam bir barış içerisinde yaşıyor. Hindistan 250 milyon Müslüman nüfusuyla dünyada en çok Müslüman'ın yaşadığı ülke.
HİNDİSTAN'IN YEMEKLERİ ZORLAYICI
Eski şehir ve yeni şehir olarak ikiye ayrılan kenti hızlıca görmek için iki gün yetiyor. Ancak "Ben keyifli keyifli, kasmadan gezeceğim" derseniz üç gün ayırmak daha mantıklı. Daha fazla kalırsanız, baharat kokusu içinize kadar işliyor. Ayrıca evsizlerin, çadır ve barakalarda yaşayanların çokça olduğu bir ülke Hindistan. Hindistan'da en büyük harcamayı konaklama ve yemeğe ayırmakta fayda var. Öyle hem ucuz, hem temiz bir otel bulmak kolay değil. Ayrıca ucuz bir otelde kalıp kendinizi güvende ve temiz hissetmeniz de pek mümkün değil. Açık satılan hiçbir içeceği içmemek gerekiyor. O yüzden 4-5 yıldızlı otellerde kalmak daha doğru. Bizim kaldığımız 4 yıldızlı otel, havaalanı yakınındaydı ve memnun kaldık. 4 yıldızlı otellerin fiyatları oda kahvaltı 100-150 dolar civarındaydı. Yeni Delhi hatta tüm Hindistan yemek konusunda biz Türk insanının zorlanacağı ülkelerin başında geliyor. Bol baharatlı ve inanılmaz acılı yemekleri var. "Ben her şeyi yerim, madem geldik yerel lezzetlerden de tadalım" dediğinizde alışık olmadığınız için hastanelik olmanız işten bile değil. Tek yol ya kaldığınız otelde yemek ya da Yeni Delhi'de bolca bulunan, oldukça pahalı dünyaca ünlü restoranlardan beslenmek. Bizim gruptakilerden bir arkadaşın memleketten getirdiği lavaş ekmeği, zeytin ve peynirler çoğu zaman kurtarıcımız oldu. Yeni Delhi'nin bir şehir merkezi yok. Birçok merkezi var. Gezilecek yerleri de birbirinden farklı noktalarda. Öyle Avrupa'daki gibi yürüyerek gezmek mümkün değil. Taksiler ve motosikletten bozma arkası açık rikşalar çok ideal, ucuz. 3-5 dolar karşılığı rupiye 8-10 kilometrelik mesafeye gidilebiliyor. Yemekte, rikşada, takside hizmet aldığınız her Hintlinin bahşiş beklediğini de unutmayın.
KÜLTÜR MOZAİĞİ GÖRÜLESİ
Bence Hindistan, her şeye rağmen mutlaka görülmesi gereken ülkelerin başında geliyor. O kadar anlattık hijyen sorunu, kalabalık, sıcak, kaos ama bambaşka bir kültür daha doğrusu kültürler mozaiği. Ve gizem ve hoşgörü. Dahası ucuz işgücüne dayalı gelişmiş sanayisi, bilgisayar yazılım teknolojine yaptığı yatırım, iyi eğitimli insan kaynaklarıyla dev bir ülke. Gidin görün ama dikkat edin. Bana gelince, tekrar gitmek mi? Neden olmasın?
GÖRMEDEN GELMEYİN!
Gurudwara Bangla Sahib : Sikh tapınağında altın kubbesi, içindeki havuzuyla ihtişam ve sakinliği bir arada sunuyor. İçeride ilahilerle birlikte helva dağıtan görevliler ve ilginç kıyafetli insanlar karşılıyor sizi. Çıplak ayakla girilen tapınakta erkekler ve kadınlar başlarını örtmek zorunda.
Swam Inaraya n Aksha rdham : Fotoğraf çekmenin yasak olduğu büyük bir Hindu tapınağı. Her köşesinde etkileyici el işçiliği örnekleri var. 10 yıl önce yapımı tamamlanmış. Hinduların da gözbebeği. Hinduizm ile ilgili öğretiler, sembollerle, filmlerle ve süs havuzundaki müzikli gösterilerle anlatılıyor.
Hümay un'un Türbesi : Tac Mahal'e de ilham veren, Delhi'nin en turistik yerlerinden olan Babür yapısı UNE SCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. İslami ve Babür mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan bir yapı.
Lot us Tapınağı: Bahai dinine ait, Hindistan'ın hatta dünyanın en çok ziyaret edilen yapılarından. Mimarisi lotus çiçeğine benzediği için adını buradan alıyor. 1986'ta inşa edilmiş. Giriş için uzun süre sıra beklemek gerekiyor.
ISKCON Tapınağı: ISKCON, Hare Krishna Hareketi olarak bilinen 1966'da New York'ta ortaya çıkmış bir din. 68 Kuşağı'nın arayışları içinde popüler kültürde önemli bir yer edinmiş. Beatles üyesi George Harrison da üyesi olduğu için birçok Beatles şarkısında ve meşhur hippi müzikali Hair'de yer almış.
Gha ndI SmrItI: Gandhi'nin son günlerini geçirdiği ve öldürüldüğü ev, müzeye dönüştürülmüş. Gandhi'nin hayatı ve felsefesi hakkında bilgi sunuyor.
AŞK İÇİN DİKİLMİŞ EN BÜYÜK VE MUHTEŞEM ANIT
sonra sıra geldi Tac Mahal'i görmeye. Tac Mahal, Yeni Delhi'nin güneyinde yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki Agra kentinde. Yeni Delhi'den otobüsle trafikten çıkmayı başarıp Agra'ya ulaşmak karayoluyla yaklaşık dört saati buluyor. Burada otobüsler otoyolda 60 kilometreden fazla hız yapamıyorlar. Yolculuk ise keyifli. Hindistan'ın uçsuz bucaksız, dümdüz ovalarını seyrederek hayallere dalıyor, minik yerleşim yerlerinden geçerken, bazen 1970'li yılların Anadolusu'nda seyahat ediyormuş hissine kapılabiliyorsunuz. Nihayet yol bitip Agra'ya girdiğinizde ise sizi Yeni Delhi'yi mumla aratacak bir şehir karşılıyor. Buradaki yoksulluk ve altyapı eksikliği hemen göze çarpıyor. Yıkık dökük evlerle yan yana dizilmiş hatta iç içe girmiş tamirhaneler, hediyelik eşya ve baharat dükkanları. Açıkta akan lağımların yanı başında hiç rahatsızlık duymadan oturan, uyuklayan insanlar ve onların da yanı başında yatan inekler. Demir kafeslerde bir biri üstüne tünemiş yarı baygın tavuklar, bakımsız uyuzlu bir deri bir kemik köpekler. Açıkta pişirip oracıkta bol baharat kokulu yemek satan seyyar lokantalar ve tüm bunlara eşlik eden sıcak.
İÇİNDE DEĞERLİ TAŞLAR VAR
Derken, Agra'yı boydan boya geçip Jumma Nehri kıyısına geliyoruz. Nehir kenarında bir süre ilerledikten sonra Tac Mahal'e giden yolun başında otobüsten iniyoruz. Bize Taj Mahal'i anlatacak rehberimiz eşliğinde etrafımızı saran minik satıcılardan güç bela kurtulup tuk tuklara binerek giriş noktasına varıyoruz. Bilet, kuyruk ve ardından sıkı bir üst aramasıyla karşılaşıyoruz. Tac Mahal'e girerken mümkünse yanınızda su, fotoğraf makinesi ve cep telefonu dışında bir şey getirmeyin. Güneşten korunmak için krem hatta şemsiye de alınabilir. Her tür yiyecek, tırnak makası, tırnak törpüsü dahil kesici ve delice aletlerle girmek yasak. Çünkü içeride dünyanın dört bir yanından getirilmiş değerli taşlar var. Dünyanın en değerli mermeri diye bilinen beyaz mermerle kaplanmış her yer. Uzun kuyruktan sıyrılıp Tac Mahal'in bulunduğu alana adım attığınızda kafanızdaki düşünce "İyi ki gelmişim!" oluveriyor. Karşınızda dünya harikası anıt, önündeki havuzla birlikte muhteşem gözüküyor. İnanın fotoğraflarından daha etkileyici. Tac Mahal bildiğiniz gibi Hindistan'ı uzun yıllar yöneten (Babürler) Türk hükümdarlardan Şah Cihan'ın çok sevdiği eşi Mümtaz Banu anısına yaptırdığı bir türbe. Dünyanın aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıtı olarak kabul ediliyor.
TAC MAHAL MEHTAPLI GECELERDE BİLE AYDAN DAHA PARLAK
Türk hükümdar Şah Cihan'ın İstanbul'dan getirttiği Mimar Sinan'ın talebeleri Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi isimli iki mimara yaptırılmış. 1652'de tamamlanan Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmış, Aynı mermerden yapılan yüksekliği 82 metre olan kubbenin üzerinde altınlı bir alem var. Türbenin beyaz mermerden dört de minaresi bulunuyor. Anıtın dört yanına Hattat İsmail Efendi, Yasin suresinin tamamını yazmış. Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'ın sandukaları üst katta, kubbenin altında. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses yedi kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahip. Şahin ve eşinin asıl lahitleri ise en alt katta bulunuyor. Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci var. Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu-Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünüyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.