Avrupa Şampiyonası bahane Fransa’yı gezmek şahane

Romantik büyü: PARİS
Bazı şehirler, diğerlerinden biraz daha ünlüdür. Ve belki biraz daha zarif ve kendine özgü... Güzeller güzeli Pont Neuf Köprüsü'nü, Saint Germain'in kahvelerini, görkemli Notre Dame Katedrali'ni ve kendinizi dünyanın merkezinde hissedeceğiniz Concorde Meydanı'nı düşününce, Paris'in belki de dünyanın en ünlü kenti olduğunu anlayacaksınız. İhtişamı başınızı döndürecek; dört bir taraftaki âşıklarla romantik bir büyüye kapılacaksınız. Paris'te, koca bir kenti zarif bir tabloya dönüştüren Seine Nehri'ne karşı hayallere dalabilirsiniz. Bu yıl 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası için kalbi atan bu güzel kentin tadını doyasıya çıkarmak isteyen onbinler, Paris'in yolunu tutacak. Paris'te yapılacaklar listesi öyle uzun ki... Şanzelize Caddesi'ni boydan boya yürümeden, vaktiniz varsa aslında Louvre'dan daha güzel olduğu düşünülen 'd'Orsay Müzesi'nin müthiş koleksiyonunu görmeden, Tuileries Bahçesi'nin görkemli parkında huzurla dolmadan dönmeyin. Çok sıra beklemeyi göze alarak Eyfel Kulesi'ne çıkıp kuşbakışı Paris'i izlemeyi, çağdaş sanat mekanları için Belleville'e gitmeyi de unutmayın.
GÜNÜ MAKARON İLE BİTİRİN
Kruvasanın, krebin, rokfor peynirinin ve 'Cafe de Paris' soslu antrikotun anavatınında: Fransız mutfağı'nın mabedinde seçenekleriniz öyle geniş ki... İsterseniz kendinize güzel bir soğan çorbası sipariş edin, isterseniz de salyangoz veya diğer kabuklu deniz ürünlerinden birini... Ama illa ki günü, güzel bir makaron ile bitirin.
Cafe du Flore: Kentin efsanevi kafesi Flore, Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi efsane konuklarıyla ünlü. Rezervasyon yaptırmadan gitmeyin.
Le Fumoir: Parisyenlerin ve turistlerin popüler mekanı, Fransız usulü bir kahvaltı için ideal.
Le Meurice: Paris'in şık akşam yemeği mekanı, kristal avizeli saray dekorasyonuyla bir hayli ünlü. Le Meurice'in deniz ürünlerinden oluşan mönüsü de oldukça iddialı.
Riviera'nın incisi: NICE
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası vesilesiyle Fransa'daki ikinci durağımız, Nice. Fransız Rivierası Cote d'Azur'un güzel başkenti Nice'in, aristokrat ve jet-set komşuları Monaco, Cannes ve St. Tropez'in gölgesinde kaldığı düşünülse de, aslında Nice, Riviera'nın en tarihi, sakin ve huzurlu kenti. Akdeniz sahilinin güzel köşesinde kurulan Nice, Marsilya ile Cenova arasında yer alıyor. Nice'teyseniz ilk keşfetmeniz gereken yer, deniz kenarındaki Promenade des Anglais Bulvarı. 19'uncu yüzyılın sonundan kalma görkemli binaları ve palmiyeli yoluyla ünlü olan bulvar, her daim kalabalık ve canlı. Kentin ünlü mahallesi Vieux Nice ise tarih kokan dar sokaklarıyla Provence ruhuyla tanışabileceğiniz en iyi adres. Nice'te oldukça uzun bir 'yapılacaklar' listeniz olabilir. Ancak bunun için size önerimiz, mutlaka bir otomobil kiralamanız. Bütçeniz uygunsa klasik, üstü açık bir otomobil kiralayabilir ve Nice'in birbirinden hoş dağ yollarını takip ederek güzel manzaralara bakarken güneşi batırabilirsiniz. Nice'in berrak kumlu güzel sahili, her yıl milyonlarca turisti kendine aşık etmeyi başarıyor. Kente yolunuzu düşürdüğünüzde, güzel kumsallarda birkaç gün geçirmeniz şart.
NE, NEREDE YENİR?
Nice'in bereketli toprakları, bölgede her çeşit sebze ve meyvenin yetişmesine olanak sağlıyor. Bu nedenle domatesin, taze otların ve zeytinyağlı yemeklerin en lezzetlilerini bu bölgede yemeniz olası. Ancak bölgenin asıl alamet-i farikası elbette ki, deniz ürünleri.
Boccacio: Deniz ürünleriyle ünlü olan mekan, Rue Massena bölgesinin en popüler duraklarından biri.
Bistrot de L'Opera: Klasik Fransız mutfağını deneyimleyebileceğiniz mekan, merkezi konumuyla da dikkat çekiyor.
Fenocchio: Sırf mekanın 30'un üzerindeki sorbe ve 50'nin üzerindeki dondurma çeşidini tatmak için yolunu Nice'e düşürenlerin sayısı hiç de az değil.
Bir ortaçağ masalı: BORDEAUX
Vesilemiz şampiyona olsa da, tarihi yapıları çok iyi korunan bir kentin nasıl baştan yaratılabileceğini ve planlanabileceğini görmek için Bordeaux'dayız. Yenilenen yollar, restore edilen yapılar ve düzenli ulaşım sistemi düşünülürse 'uyuyan güzel' olarak nam salan kent, uykusundan çoktan uyanmışa benziyor. Tarihte Santiago de Compostela'ya doğru yola çıkan hacılar için önemli bir yol üstü durağı olan Bordeaux, birbirinden güzel şatoları ve üzüm bağlarıyla her yıl ziyaretçilerin akınına uğruyor. Kentte yapabilecekleriniz oldukça fazla. Bordeaux'nun güzel Bourse Meydanı, 18. yüzyıldaki görkemini koruyabilmiş. Meydanı gezdikçe çevresindeki simetriye hayran kalabilirsiniz. Meydandaki Büyük Bordeaux Tiyatrosu ise Neoklasik sitili ve ahşap tavanıyla oldukça estetik. Kentin siluetini belirleyen Bordeaux Katedrali ise bin yıldan beridir kente ev sahipliği yapıyor. Bir Roma Katolik katedrali olan yapı, Fransa'nın ulusal anıtlarından biri. Bordeaux Katedrali'nin 600 yıllık çan kulesi 'Pey-Berland' ise Gotik mimarinin hoş bir örneği. Kentte size bir Ortaçağ masalı yaşatacak pek çok yapı, heybetiyle kentin siluetini biçimlendiriyor. Bunlardan biri de Fransa'nın en eski çan kulelerinden biri olan Grosse Cloche de Bordeaux. 250 yıllık kulenin yılda altı kez, saat 11.00'de çalan çanı, 7.750kg ağırlığında.