Gün batımının kızıllığında BOZCAADA
Şirin, rengarenk evleri, o evlerin camlarını süsleyen saksıları, kapıların önüne sandalye atıp derin sohbetlere dalmış adalılarıyla Bozcaada sonsuz bir huzur vaat ediyor ziyaretçilerine. İster daracık sokaklarında dolaşın, ister birbirinden şirin restoranlarında adaya has lezzetleri tadın ya da buz gibi denizinde ferahlayın. Bu adada herkese göre bir şey var
SICAK OT TADIN
Akşam yemeği için sahilde bulunan restoranlardan biri olan Yakamoz'u tercih ettik. Alternatif oldukça fazla. Bu restoranlar deniz ürünlerinde oldukça iddialı. Meze olarak sıcak otu denemelisiniz. Birbirinden lezzetli mezelere sahip kale manzaralı mekanda keyifli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. İkinci gün Ata Demirer'in Beylik Koyu'nda çektiği ve sosyal medyada paylaştığı batık gemiyi merak ettik ve oraya gittik. Karaya vuran geminin şöyle bir hikayesi var: Gemi 88 metre uzunluğunda Mısır bandıralı bir kargo gemisi. Geminin soğan yüklü olduğu söyleniyor. Şiddetli lodostan dolayı karaya vuruyor. Gemiyi oradan kurtarmanın maliyeti fazla olduğu için uzun süredir burada duruyor. Bu koyda da denize giriliyor fakat işletme olmadığı için denize giren insan sayısı çok az. Denize giren beş-altı kişi gördük. Burada çok uzun vakit geçirmek belki zor ama Bozcaada'ya gitmişken kesinlikle görmeden dönmeyin. İkinci gün akşam yemeğini Maya'da yedik. Burası Şef Selçuk Aykan'ın birbirinden özel lezzetlerini tadabileceğiniz bir yer. Maya sürekli açık olan bir restoran değil. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerek. Açık bulabilirseniz ne mutlu size. Etrafı üzüm bağlarıyla çevrili bir ev düşünün. Verandasında masalar var. Kulağınıza caz melodileri çalınıyor. Doğayla iç içe ve yediğiniz her şey burada yapılıyor. Dolayısıyla çok lezzetli. Özel şartlarda dinlendirilmiş, kekik kokan etler ya da adanın balıkları... Birbirinden lezzetleri mezeleriyle damak tadına düşkün olanların mutlaka görmesi gereken bir yer Maya. Ayrıca et konusunda da birçok yerden çok daha iddialı. Kendimizi "İyi ki gelmişiz" demekten alıkoyamadık.
EN ROMANTİK NOKTA
Üçüncü gün denize girmek için yine Ayazma Plajı'nı tercih ettik. Fakat günü çok güzel bir şekilde sonlandırdık. Akşam yemeğini ise eşsiz bir manzara karşısında, rüzgar güllerinin olduğu tepede yedik. Her gün yaşanan güneş batışı Bozcaada'da sanki bir törenle kutlanıyor. Saat 19.00 gibi yola koyulduk. Burada da işletme yok. Yiyeceğimizi, içeceğimizi yanımızda götürdük. Akşam yemeği hakkımızı Tayyare Pizza'nın lezzetli pizzalarından yana kullandık. Ada otlu pizza özellikle lezzetli. Burası adanın en romantik yeri diyebilirim. Sağ tarafınızda rüzgar gülleri. Karşınızda batmaya hazırlanan güneşin o güzel rengi ve uçsuz bucaksız bir deniz. Büyülenmemek elde değil. Dördüncü gün tatilimizin son günüydü ve son kez denize girmeden olmazdı. Bu sefer tercihimizi Habbele Plajı'nda bulunan Mitos'dan yana kullandık. Burası Ayazma ile kıyaslayacak olursam çok daha sakin. Güzel, çakıl taşlı bir koy. İşletmeden içeri girer girmez mavi ve beyaz renklerin hakim olduğunu görüyorsunuz. Dekorundan, çalan müziklere bir Yunan havası mevcut. Son günümüz olduğu için burada çok fazla zaman geçiremedik ama plaj beklentilerimizi fazlasıyla karşıladı. "Geldik ve dönüyoruz, meşhur Çınaraltı'nda adaçayı içmeden dönmek olmaz" dedik. Çayımızı yudumlarken kaygısız ada hayatı içinde güler yüzle günlük alışverişini yapanları, birbiriyle selamlaşıp sohbet eden insanları izledik sakince. Birbirinden güzel dört güne sığdırdığımız güzel anılarımızı da yanımıza alıp tekrar döküldük yollara. En kısa zamanda yeniden gelmek üzere...
Her köşebaşında bir kedi veya köpek
Bozcaada İstanbul'dan yaklaşık yedi saat uzaklıkta. Önce Çanakkale merkeze gitmek için Eceabat'tan arabalı vapura bindik. Daha sonra Geyikli'den bir başka arabalı vapurla geçtik adaya. Feribot seferleri özellikle yaz ayları daha sık düzenleniyor. Bozcaada Türkiye'nin üçüncü büyük adası. Çanakkale'ye bağlı. Arabalı vapur ile iskeleye yanaşır yanaşmaz kafamı kaldırdım ve adaya baktım. Havası, doğası, renkleri bana derin bir nefes aldırdı ve "Oh!" dedim içimden. Aradığım tatil buydu. Adaya ayak basar basmaz denizin mavisi, çınar ağaçlarının yeşili beni rahatlatmaya başladı. Ada'ya sakin bir kafa hakim. Gürültü patırtıdan uzak ama herkese hitap eden bir yapısı var. Sokaklar dar ve birbirinden güzel evlerle dolu. Rengarenk duvarlar, süslü kapılar ve hemen hemen her kapının önünde birbirinden güzel kediler, köpekler... Eğer benim gibi hayvanları seviyorsanız kendinizi adım başı kedi ya da köpek severken bulabilirsiniz.
Adanın yenileri
Bodrum-Çeşme kadar hareketli olmasa da adanın yeni mekanları 1 Temmuz itibarıyla sezona "merhaba" dedi. Adanın yeni mekanları en az eskiler kadar güzel.
Ne alınır?
EN SON HABERLER
- 1 Hristiyan ve Müslüman İzleri: Bingöl'deki Gizemli Zağ Mağaraları
- 2 Yayman: Hedefimiz Türk turizmini kalkındırmak
- 3 Bayramda Kapadokya’ya akın ettiler
- 4 Göbeklitepe'yi 3 günde 33 bin kişi ziyaret etti
- 5 Şanlıurfa’da 11 bin yıllık duvar kabartmaları ilgi çekmeye devam ediyor
- 6 Tarihi konaklar turizme kazandırılıyor
- 7 Bodrum’da Eylül bereketi: 2 gemi ile 2600 turist geldi
- 8 Turizmde tüm zamanların turist rekoru kırıldı
- 9 Kapadokya'yı Ağustos ayında 697 bin kişi ziyaret etti
- 10 Türkiye’de 7 ayda turizimde rekor kırdı