Bodrum harika, gelsenize...

Alınmaca kırılmaca yok. Her yıl yaşanan Bodrum-Çeşme savaşlarında, tercihimi ben Bodrum'dan yana kullandım. Alaçatı'da çok iddialı restoranlar, bembeyaz kuma sahip plajlar olmasına karşın benim için Bodrum'un yerini tutmuyor. Peki ama Bodrum'da neler oluyor? Klasikleşmiş, yılların mekanları aynen hizmet vermeye devam ediyor. Yeniler arasındaysa çok konuşulanlar, sezona hızlı bir başlangıç yaptı. Öyle ki hafta sonu yer bulabilmek için günler öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. O halde hiç vakit kaybetmeden hızlandırılmış bir Bodrum turu yapalım. Zaman zaman gizli kalmış adreslere uğrayalım, bazen de canlı müzikle coşalım, şehir merkezindeki dar sokaklarda üç beş tur atalım. Olmadı bir de Bitez yapalım. Bodrum'da tam tatil kafasındayım.
EĞLENCENİN MERKEZİ YALIKAVAK
Eğlencenin merkezi bu yaz Yalıkavak olmuş durumda. Türkbükü esnafı küsmesin alınmasın ama Yalıkavak'ta çok daha fazla alternatif var. Üstüne bir de Zuma gibi bir dünya markası var. Mega yatları, nargile kafeleri de ekleyince alın size tam bir eğlence ve gastronomi merkezi. Elbette Palmarina Bodrum'dan bahsediyorum. Dolar milyonerlerinin de mavi tur rotalarında uğradıkları meşhur marinamızdan. Bir ucundan diğer ucuna yürürken insan yoruluyor ama orada da imdadınıza club car'lar yetişiyor. Çünkü burada durmak yok. Alışverişe, eğlenmeye ha bir de yeme-içmeye devam...
SONSUZLUK HAVUZU VE ÇOCUK OLMAK
Marinanın en cool mekanı şüphesiz Zuma. Silent Beach ve sonsuzluk havuzuyla gündüzleri de tatilcilerin uğrak yeri. "Deniz varken kim havuza girer?" demeyin. Sonsuzluk havuzunda girer. Üstelik havuzun içindeki bar sandalyelerinde otururken bir kokteyl içip serinleme şansınız da var. Hindistan cevizi içinde servis edilen Zuma Colada'yı önerebilirim. Sosyal medyanın bu yazki popüler karelerinden biri, kuğu şeklindeki deniz yataklarında poz vermek... Hollywood starlarının Instagram hesapları bile bu pozlarla dolup taşıyor. O halde hiç vakit kaybetmeden bir kuğulu deniz yatağını kapmalı. Karnı içe çekip objektife, çok eğleniyorum dostum bakışı atmalı. "O nasıl oluyor?" diyenlerdenseniz gülümseyin yeter. Bütün dünya kuğuya çıkmış bizim neyimiz eksik canım. Merak edenler için Zuma'nın fiyatlarıyla ilgili de kısa bir bilgi geçeyim. Giriş ücreti olarak iki seçeneğiniz var; Ya 100 TL ödeyip içeride harcadıklarınızı ekstra ödüyorsunuz. Ya da 200 TL verip bunun hepsini içeride harcıyorsunuz. Bu arada DJ'in de hakkını verelim. Tüm gün, hiç fire vermeden bu kadar mı iyi çalınır! Havuz, deniz insanı değilseniz de Palmarina'da alternatif çok. Burada birçok markanın mağazası bulunuyor. Spor ayakkabısı, mayo, pareo bakarken gün nasıl geçiyor anlamıyorsunuz bile.
HERKES FENIX'TE
Zeynep Fadıllıoğlu'nun hakkını vermek lazım. Fenix sadece mutfağıyla değil, dekorasyonu ve ambiyansıyla da öne çıkıyor. Kapıdan içeri adımınızı atar atmaz kendinizi başka bir diyara gelmiş gibi hissediyorsunuz. Mekana talep o kadar fazla ki, hafta sonları yer bulabilmek neredeyse imkansız. Yemek sonrası barı da başarılı. Bu arada yemek için giderseniz mutlaka poşe yumurtalı kral yengeci deneyin. Yazarken bile iştahım kabardı. Her gün yiyebileceğim bir lezzet. Ama tüm menü başarılı. "Zuma mı Fenix mi?" diye sormayın. Zira karar vermesi güç. Ayrıca her iki mekanda fiyatlar son derece makul.
GENÇLİĞİN ADRESİ COOKSHOP
Palmarina Cookshop adeta bağımsızlığını ilan etmiş. İstanbul'da epey oldu uğramayalı ama burada önünden yürürken müzik ve doluluk oranıyla sizi içine çekiyor. Gençlerin buluşma mekanı olmuş adeta. Yer yer Türkçe müzikler de çalıyor. Yemekler de hakkını veriyor. PS Lounge ise Fikri Kaya yönetimindeki menüsüyle dikkat çekiyor. Yemekler fine dining restoranlardakilerle yarışır.
CANLI MÜZİK IN
Marinanın hemen başında konumlanan Agency bu yıl Bodrum'un yıldızı oldu. Beni soranlara "Agency'de bulursunuz" der hale geldim. Cumartesi ve pazar günleri Selen Servi performansı kaçmaz. İskender Paydaş'ı dinlemedim ama herkes çok iyi olduğunu konuşuyor. Grup Shot'ın sahnesi de eğlenceli. Genelde 23.00 gibi sahne alıyor ve 02.00 civarı programı bitiriyorlar. 30 yaş üstü kesim burada eğleniyor. Gençler de 'eller havaya' eğlenmek için Türkbükü'ne doğru yola çıkıyor.
SANATLA İÇ İÇE
Yalıkavak'sa tercihiniz muhteşem bir koya konumlanan Avantgarde Hotel sanat dostu olmasıyla dikkat çekiyor. Otelde görülmeye değer bir de kütüphane var. Duvarlarında ise Voyage sergisi. Ayşegül Karakaş, Begüm Mütevellioğlu, Gözde Başkent gibi sanatçıların işleri asılı. Sanat dışında dikkat çeken bir başka unsur da elbette şef Ulaç Morkoç'un elinden çıkan değişik lezzetler. Yıllardır tanırım ve Zincirlikuyu'daki Ace Restaurant'a da arada bir uğrarım. Ama bu yaz deyim yerindeyse adeta döktürmüş. Enginarlı ravioli, çıtır mantı, soğuk çorba, edamame... Bir de tatlı menüsü var ki hiç ayrım yapmadan hepsini yiyebilirim. Arada otelde gastronomi aktiviteleri de oluyor.
PLAJ SAVAŞLARI
Gelelim en mühim konuya. Tatil denilince elbette plaj seçimi mühim bir konu oluyor. İskelesi var mı, kumu nasıl, denizi temiz mi, parti var mı, loca sistemi nasıl işliyor... İşte tüm bu sorulara cevap gerekiyor. Henüz gitme şansı bulamadım ama Yalıkavak'taki Highlight otelinin içindeki X Beach bu yazın en çok konuşulanı... Locaları, beach partileri ve yemekleri... Henüz yiyemediğim lahmacununu ve pidesini kaç kişiden dinlediğimi anlatamam. Önümüzdeki hafta itibariyle mutlaka deneyimlemiş olacağım ve detayları bir bir yazacağım.
PLAJ PARTİLERİNE YOĞUN İLGİ
İşte bir başka beach... Berksan'ın Çilek'i... Az ileride de Hande Yener'in Sebastian'ı var. E magazinde çok yazıldı çizildi. Bahsetmemek olmaz. Hadise'nin pardon ablasının La Plajı'ndan... Tım-tıs, tım-tıs müzik, 17.30'da plaj parti ve gençlerse tercihiniz, buyurun bu plajlardan birine. 18-25 yaş arası gençler buralarda kopuyor. Ama bir dünya markasına gitmek ve eğlenirken çok ama çok iyi yemekler yemek isterseniz Blue Marlin, Interni ve il Riccio'yu denemenizi tavsiye ederim. Blue Marlin Bodrum Ibiza'dakinden bile iyi. Şefi Deniz Ahmet Köse zaten yıllardır Nopa'dan tanıdığımız bir şef. Onun yemeklerine, muhteşem bir deniz ve ambiyans eklenince çıkan sonucu siz düşünün. Ya da hiç düşünmeyin doğru yola koyulun...
TÜRKBÜKÜ'NDE DEĞİŞİM VAR
Türkbükü'nde uzun bir aradan sonra bu yıl değişiklikler oldu. Maçakızı aynı yerinde duruyor ve gün batımında muhteşem partilere ev sahipliği yapıyor. Ama bir de eskiden Fidel'in olduğu yere açılan Galen var ki sezona iddialı girmiş. Yıllardır birçok mekanın işletmesini yapan Didem Özgen de ekibe katılınca Galen muhteşem olmuş. Buranın gün batımı partileri hemen popüler olmuş. Cemal Yarar'ın Mavi'si ise her yıl olduğu gibi yine popüler. Mavi'nin iskelesi ve yemekleri tercih nedeni olabilir. Lahmacunu iyi olan bir başka yer de şüphesiz Mavi. Fiyatı da 28 TL. Sess ve The Bar ise Türkbükü'nün gece eğlence mekanları. "Türkçe müzik sevmem" demeyin ve Sess'e kulak verin. Gerçekten çok eğlenceli.
LEZZETLİ BALIĞIN ADRESLERİ
Türkbükü'nde yemek için Divan'ı tek geçerim. Kılıç balığını, kinoa salatasını ve risottoyu daha iyi yapan bir mekan daha yok bence. Ama genelde Bodrum'da racon, balık yemek. O halde istikamet Miam. Üstelik yemek sonrası burada da eğlence başlıyor ve gece 02.00'ye kadar devam ediyor. Garo's ise deniz kenarında uygun fiyata lezzetli balık yiyebileceğiniz bir başka mekan. Geçen hafta iki kişi 240 TL hesap ödedik. Bu hesaba büyük porsiyon bir deniz levreği de dahil.
MİMOZA'SIZ OLMAZ
Bodrum'a gelip de Gümüşlük'teki Mimoza'ya uğramadan dönülmez. Eşi benzeri etrafta çok türemiş ama hiçbiri gerçeğinin yanından geçemez. Sahibi Fikret Alphan'ın dokunuşları, mekanı farklı kılıyor. Burada çayınız, kahveniz bile çiçeklerle süslü tepsilerde servis ediliyor. Bir de Alphan'ın müzikleri eklenince keyif kaçınılmaz oluyor. Buradan sabah 07.00'den önce çıktığımı hatırlamıyorum. Muhteşem ambiyansta müzikleri dinlerken zaman akıp gidiyor.