Karnaval seni çağırıyor

Yüzen şehir Venedik şu sıralar cıvıl cıvıl. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan, gondollarıyla ünlü şehir, yıllardır baharın gelişini karnavalla kutluyor. Her yıl düzenlenen Venedik Karnavalı şehirde renkli görüntülerin yaşanmasına neden oluyor. Halk dönem kostümlerini giyip, etkileyici maskeler takarken dünyanın dört bir yanından gelen turistler de aralarına katılıp karnaval coşkusunu yaşıyor. Karnaval boyunca San Marco Meydanı'nda düzenlenen etkinlikler ve gösteriler büyük ilgi görüyor. Karnaval bu yıl 28 Şubat'ta sona eriyor. İtalya'nın ikonik şehri Venedik, 400'den fazla köprüyle bağlanan kanallarıyla Avrupa'nın en romantik şehirleri arasında yer alıyor. Suların üzerinde yükselen İtalyan mimarisinin özelliklerini taşıyan rengarenk evleri, sevimli dar sokakları ve kanallarında yüzen nostaljik gondollarını duymayan, bilmeyen yok. Şehre Venedik Karnavalı sırasında yolunuz düştüğünde kendinizi Ortaçağ'a uzanan 500 yılı aşkın tarihin tam ortasında buluyorsunuz. Bu tarihi karnavala tanıklık etmek, zamanda yolculuğa çıkmak gibi. Şehre vardığımızda havalimanından otele gitmek için motorlu kayığa biniyoruz. Taksi görevi gören motorlu kayık kanalda ilerlerken Venedik'in uzaktan seçebildiğimiz muhteşem güzelliği yavaş yavaş daha görünür oluyor. San Marco Meydanı'na sadece iki dakika uzaklıktaki otele yerleştikten sonra, kendimi sokağa atıyorum. İşte tam da karnaval zamanı Venedik'teydim. Şubat ayının ilk günlerinde başlayan karnaval 28 Şubat'a kadar resmi olarak devam ediyor.
ZAMANDA YOLCULUK BAŞLADI
Tarihi 500 yıl öncesine dayanan karnaval nedeniyle sokaklarda dolaşan maskeli yüzlerce insan kendimi bir film setinde gibi hissetmeme neden oluyor. Karnavalın renk cümbüşünü yaşamak, maskelerin arkasındaki gizemi hissetmek bambaşka bir duygu. Aslında maskelerin hikayesi oldukça hüzünlü. Çünkü maskelerin çıkış noktası veba hastalığıyla olmuş. 1348 yılında yaşanan veba salgını nüfusun neredeyse yarısının ölmesine neden olmuş. İşte o dönemlerdeki giyim tarzı da bu salgından etkilenmiş. İnsanların birçoğu hastalıklı görüntülerini ve yara-berelerini gizlemek için pelerinler, uzun eldivenler ve maskelerle hiçbir yerlerini göstermeyecek şekilde giyinmeye başlamışlar. İşte hüzünlü bir ifadeye sahip olan maskeler bu veba salgını dönemini sembolize ediyor. Zaman içinde maskeler bu şehirle özdeşleşmiş. Ve karnaval fikri ortaya atılmış. Şimdi zamanda yolculukta bu karnavala tanıklık etmek, yüzüme bu maskelerden takmak ne mi hissettiriyor ? Gizem, ürperti yerine sihir...
STAR WARS'UN VENEDİK VERSİYONU
Karnaval San Marco Meydanı ile sınırlı değil. Bütün Venedik sokakları maskelerle süslenmiş. Meydanı ise maske satan seyyar satıcılar sarmış. Sadece bu karnavala tanıklık edebilmek için dünyanın birçok ülkesinden turistler bu şehre akın ediyor. Kanallarda gondollarla şehri keşfe çıkan da var, ara sokaklardaki mağazalarda alışveriş yapanlar da. San Marco Meydanı'nda Star Wars karakterlerine bürünüp filmin Venedik versiyonunu canlandıran gruba katılıyorum. Birlikte fotoğraf çektiriyoruz. Mistik, melankolik bir Venedik Karnavalı'nın içinde Rialto Köprüsü'nde suyun görkemini izlerken, gondolla gezintiye çıkmış grup dikkatimi çekiyor. Gondolcunun güzel sesiyle söylediği İtalyanca şarkılara eşlik ediyorlar. Büyülü bir an... İki günlük Venedik gezisi göz açıp kapayıncaya kadar sona eriyor. Ben şehirden ayrılıyorum ama karnaval tüm coşkusuyla devam ediyor. Sırada Canareggio'dan başlayan ve büyük kanal boyunca devam eden teknelerle yapılan geçit töreni ve her yıl en güzel kostümün seçildiği etkinlikler, balolar, konserler var.
HIZLANDIRILMIŞ VENEDİK TURU
Şehirde, su trafiğinin ana hattını, Grand Canal (Büyük Kanal) sağlıyor. Muhteşem güzellikteki tarihi köprüleri, bazilikaları, ihtişamlı sarayları, müzeleri ve tiyatroları ile ünlü şehirde, birbirinden ünlü İtalyan lezzetleri sunan restoranlar da göz dolduruyor. Dünyanın en güzel meydanlarından biri olan San Marco Meydanı ise zamana tanıklık ediyor. Gondol turları ile gidilebilen, el yapımı camcılığın merkezi olan Murano Adası ise tam bir hediyelik merkezi. İstanbul'dan Venedik'e gitmek araç trafiğinden yaya trafiğine adım atmak gibi. Bu şehirde tek bir araç görmek mümkün değil.