Pazar 05.03.2017
Son Güncelleme: Cumartesi 04.03.2017

Uçak manzaralı plajıyla St. Martin

Palmiye ağaçlarının gölgesinde kartpostal güzelliğinde kumsallar. Uçsuz bucaksız bir okyanus. Tekneyle adalar arası rüya yolculuklar. Farklı etnik grupların karışıp kaynaştığı bir coğrafya. Burası Karayipler

Kuzey yarımkürede, tropik bölgede yer alan Karayipler, Florida açıklarından başlayarak güneyde Guyana ve Surinam'a kadar uzanan 4 bin kilometreyi aşan bir yay üzerinde yer alan bir irili ufaklı adalar topluluğu. Bu adalar içinde şüphesiz en güzeli St. Martin. Türkiye'den yaklaşık 10 bin kilometre uzaktaki St. Martin'e Paris aktarmalı 12 saatlik bir yolculuktan sonra varıyoruz. Uçak, Princess Juliana Havalimanı'na teker koyduğunda dışarıda bizi karşılayan ilk şey yüzümüze çarpan sıcak ve nemli hava oluyor. 11 Kasım 1493'te adanın yakınından geçen Kolomb buraya St. Martin adını vermiş. Kolomb'un uzaktan gördüğü ama ayak basmadığı adada Arawak olarak tanınan yerliler yaşıyormuş. Arawak'lar bu küçük adaya tuz şehri anlamına gelen 'Sualouiga' diyorlarmış. Bugün Marigot şehrinde yer alan müzede, adanın gerçek sahiplerinin bin yıl önceki sosyal yaşamlarından günümüze kadar kalan eşyaları ile adanın kültürel mirası sergileniyor.

İKİ ÜLKE VAR
St. Martin, Atlantik Okyanusu'nda ganimet peşinde koşan korsan gemilerinin defalarca saldırısına maruz kalmış. Erzakları biten korsanlar, sık sık bu verimli topraklarda yerli halkın yetiştirdiği tahıl ürünlerini ve tütünü talan etmiş. 1633 yılında St. Martin'i ilk işgal eden İspanyollar olmuş ve adanın yerlilerden sonraki sahipleri Fransız ve Hollandalılar'ı buradan atmış. Güç birliği yapan Fransa ve Hollanda, 15 yıl sonra adayı İspanyollardan geri almış. Ancak bu güzel adanın iki ülke arasında paylaşımı hiç de kolay olmamış. İki ülke arasındaki sınır 1648'ten 1815'e kadar tam 16 kez değişmiş. Fransızlar şu anda adanın yüzde 60'ına, Hollandılar ise yüzde 40'ına sahip. Adada iki ayrı devlet var ama iki ülke arasında sınır kapısı, polis ve gümrük yok. Sınır sadece sembolik bir anlam taşıyor. Fransız tarafına geçerken "Welcome to France Side" (Fransız Tarafına Hoşgeldiniz), Hollanda tarafına geçerken ise "Welcome to Dutch Side" (Hollanda Tarafına Hoşgeldiniz) yazan tabelalar konmuş. Adada iki resmi dil var; Fransızca ve Hollandaca. Ama adada yaşayan herkes İngilizce de konuşuyor. St.Martin'de deyim yerindeyse 72 milletten insan yaşıyor. St.Martin'in tek uluslararası havalimanı Princess Juliana Airport Hollanda tarafında yer alıyor. St. Martin'i ziyaret edenler arasında çoğunluğu Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika ile Karayipler'deki diğer adalardan gelenler oluşturuyor. Fransız tarafındaki Grand Case Havalimanı ise Angilla, St. Barth gibi yakın civardaki adalar arası kısa mesafeli uçuşlar için kullanılıyor. St. Martin o kadar küçük ki bütün adayı arabayla iki saatte dolaşmak mümkün.

PHILISBURG VE MARIGOT
75 bin nüfusa sahip adada bize göre kasaba onlara göre ise iki büyük şehir var. Fransızların başkenti Marigot, Hollandalıların ise Philipsburg. Ada nüfusunun yarısından fazlası bu iki şehirde ikamet ediyor. St. Martin vergisiz alışveriş cenneti. Başkent Marigot'nun merkezinde dünyanın en ünlü mücevher, elektronik, giyim ve saat markaları çok uygun fiyatlarla satılıyor. Marigot'nun her köşesinde alışveriş mağazaları var. Ziyaretçilerin buraya gelmesindeki birinci neden de ucuz alışveriş imkanı. 1980'li yıllarda sakin bir köy olan Marigot, gümrüksüz alışveriş sayesinde kısa sürede hızla büyümüş ve bir ticaret merkezi haline gelmiş. Marigot'a tepeden bakan Louis Kalesi, şehirde görülmesi gereken cazibe merkezlerinden birisi. Kale, 1789 yılında dönemin valisi Jean Sebastien Durat tarafından korsanlara karşı şehrin tahıl depolarını savunmak için yapılmış. Marigot'yu kuş bakışı görebileceğiniz en güzel nokta da bu kale.

GÜZEL YEMEK İÇİN GRAND CASE
Fransız tarafında Grand Case, restoranlarıyla ün yapmış bir kasaba. Marigot nasıl bir ticaret merkezi ise Grand Case de adanın gurme merkezi. Zaten kasabaya girer girmez havayı yemek kokusu kaplıyor. Restoranların görüntüsü biraz garip ama Grand Case'yi popüler yapan da görüntü değil, yemeklerindeki lezzet. St. Martin dünya zenginlerinin akın ettiği bir yer. Bu zenginliği ispatı adanın dört bir yanında yeşillikler arasında yükselen villalar. Fransız bölgesi, Hollanda tarafına oranla daha çok gelişmiş. Mağazaların çokluğu, evlerin lüks olması, cadde ve sokakların düzenliliğinden Fransızların refah düzeyinin yüksekliği hemen fark ediliyor. Hollanda bölgesinde başkent Philipsburg'u hareketli kılan tek şey sokak aralarına kurulmuş halk pazarları. Zaten yerli halk da yılın her döneminde adaya gelen turistlere hediyelik eşya satarak geçimini sağlıyor.

UÇAK MANZARALI MAHO BAY PLAJI
Plajlara gelince... İlk durağımız Fransız bölgesinin kuzey doğusunda bulunan Pinel adası. Cul De Sac kasabasına 5 dakikalık mesafede bulunan Pinel'i kelimelerle anlatmak imkansız. Karayiplerin bu en küçük adasına ulaşım her saat başı kalkan kayıklarla sağlanıyor. Pinel o kadar küçük ki bir ucundan diğerine yürüyerek 20 dakikada varmak mümkün. Palmiye ağaçlarının çevrelediği adadaki plajı görünce Pinel'in neden bu kadar popüler olduğunu anlıyoruz. Pinel tatilcilerle cıvıl cıvıl oluyor. Tertemiz sularda dakikalarca kulaç atanlar, plajın hemen yanıbaşındaki restoranlarda serinleyip, enfes deniz mahsullerinin tadını çıkarıyor. St. Martin'de koylar arasına gizlenmiş birbirinden güzel 36 plaj var. En güzelleri Hollanda bölgesinde toplanmış. Bu plajlardan biri olan Mullet Bay, tertemiz kumsalıyla adeta kartpostalları andırıyor. Cupecoy, Baie Longue plajlarında da aynı güzellikler karşılıyor bizi. Bu plajlar arasında sıradışı olanı Maho Bay plajı. Princess Juliana Havalimanı'nın hemen yanında yer aldığından dünyadaki ilk uçak manzaralı plaj olma özelliğini taşıyor. Okyanus üzerinde alçalmaya başlayan uçaklar plajın neredeyse 10 metre üzerinden geçip havalimanına iniyor.

Plajda vakit geçirin ama müzeye de gidin
Plajlar: Adadaki 36 plajın hepsi birbirinden güzel. Ancak o kadar plaj gezecek vaktimiz yok diyorsanız Hollanda tarafındaki Mullet Bay Beach, Maho Beach, Simpson Beach ve Little Bay ile Fransızlar ait Baie Longue, Orient Bay, Coconut Grove, Baie Rouge ve Grand Case mutlaka görün.
Müzeler: Yerli halkın tarihini merak ediyorsanız Simart'n Müzesi ile Marigot Müzesi'ne uğralamalısınız.
Papağan Ormanı: Cupecoy'da bulunan bu ormanda 40 farklı türde papağan bulunuyor.
Kelebekler Çiftliği: Marigot yakınlarında Galiano plajının hemen yanında bulunan parkta binlerce kelebek var. Bu kelebek cennetine dünyanın dört bir yanından çok farklı türler getirilmiş.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.