Büyülü topraklarda geçen filmler

Kendine has bol kıyafetleri, hareketli sokakları, renkli ve canlı hayatıyla Toskana tam bir çekim merkezi. Bu özelliklerinin yanı sıra Toskana, alabildiğine uzanan yeşil kasaba ve kentleriyle görsel şölen sunuyor. Bu coğrafyanın zenginliğinden film ve sanat da fazlasıyla nasibini almış. Aralarında Abbas Kiyarüstemi, Federico Fellini, Bernardo Bertolucci'nin de olduğu birçok usta yönetmen, filmlerinde göze bayram ettiren ruha huzur veren bu coğrafyayı filmlerine fon yaparak seyircilerine sunmuş. İşte o filmlerden bazıları:
Manzaralı Oda A Room With a View (1985)
Helena Bonham Carter, Maggie Smith, Daniel Day Lewis ve Judi Dench gibi usta isimleri bir araya getiren film Floransa'daki kartpostalları aratmayan görüntüleriyle bu seçkide güzel bir yeri hak ediyor. Üç Oscar ödüllü film 20. yüzyılın başında İngiltere'de geçiyor. Lucy Honeychurch (Helena Bonham Carter) kibar genç bir İngiliz kadındır. Yaşıtlarının yaptığı gibi Avrupa turuna gönderilir ve durağı Floransa olur. Floransa'nın tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında bohem atmosferini de içine çeken Lucy karizmatik George ile tanışır ve bir yakınlık duyar. Yolu Floransa'ya düşüp de aşk sarmalının pençesine düşen Lucy'nin İngiltere'ye dönüp dönmeme karmaşası... Eh Lucy kalsana mis gibi Floransa'da işte, hem de aşık olmuşken...
Çalınmış Güzellik Stealing Beauty (1996)
İz bırakan yönetmenlerden Bertolucci de yolu Toskana'ya düşenlerden. Bu kez yanında gönüllerin Arwen'i Liv Tyler da var. Çalınmış Güzellik aslında vitrinine direkt Toskana'yı yerleştiren filmlerden değil. Annesinin ölümünün ardından yaz tatilini geçireceği bohem ruhlu arkadaşlarının yanına, Toskana'ya gelen Lucy gençliğini ve masumiyetini sorgulamak durumunda kalır. Stealing Beauty alt metni başlı başına ayrı bir incelemeye konu olabilecek buram buram İtalya kokan bir yapım.
Aslı Gibidir Certified Copy 2010
Usta yönetmen Abbas Kiyarüstemi'nin Toskana bölgesinde çektiği film, Juliette Binoche'un duru güzelliğine Toskana'nın güzelliğini de ekliyor. Yönetmen, kadın-erkek ilişkileri ile sanatta kopya ve orijinalliği kendine has üslubuyla ele alıyor. Toskana'nın naif tarafını da perdeye yansıtıyor.
Kızgın Güneş Under the Tuscan Sun (2003)
Bu filmin belki sıra dışı bir konusu yok, öyle alışılmışın dışında performanslar da vaat etmiyor izleyenlerine. İlk başta tipik bir romantik-komedi ya da yaşadığı çevreden sıkılmış bir kadının yeni bir hayat kurma öyküsü diyebilirsiniz. Ama bu film, benzerlerinden önemli bir detayla ayrılıyor. Film, rengarenk sokakları ve sıcacık atmosferiyle Toskana'nın güzelliklerini sunuyor. Filmin konusuna gelince; Frances Meyes, 35 yaşında San Fransicso'lu bir avukat. Yeni boşanmış. Hayatı pek de güzel ilerlemiyor. Bu memnuniyetsizliğin uzağında yeni bir hayat kurmak için Frances'in yolu Toskana'ya düşer. Renklerin ve masumiyetin olanca varlığıyla hakimiyet kurduğu Toskana yeni aşkların da kapısını aralayacaktır Frances için. Sizce de yeni bir başlangıç için Toskana çok ilham verici bir alternatif değil midir?
MEHMET BEDİROĞLU