Giriş Tarihi: 26.3.2017

Toskana'da serviler yol gösterir

İtalya’nın bereketli bölgesi Toskana tam bir açık hava müzesi. Pisa, Lucca, Floransa, Siena... Hepsi birbirinden özel hepsi birbirinden cazip yerler. Her köşesi sürprizli her köşesi keşfedilmeye değer... Ortaçağ’ı günümüze taşıyan Toskana efsane olmayı hak ediyor

Bu yazıya bir klişe ile başlamakta bir sorun görmüyorum: Evet, yeşilin her tonunu görmek mümkün Tanrı'nın özenerek yarattığı bu topraklarda. Çaresiz bir başka klişe ile devam etmek durumundayım: Tarih, doğa, kültür gerçek anlamda iç içe Toskana'da. Ortaçağ'dan kalan özenle korunmuş binalar, yıllardır ayrı reçetelerle pişirilen yemekler, yüzyıllık işletmeler, yüzyıllardır değişmeyen sokaklar... İtalyanlar neredeyse olduğu gibi korumuş ata yadigarlarını. Öyle ki yıllar öncesinden kalan bir, iki metrekarelik bir duvar parçasını yıkıp atmamış, yeni bir yapıda değerlendirmeyi tercih etmişler. Eski de hayatın içinde yeni de. Hep taş taş üzerine koymuşlar, yıkıp yerine yenisini yapmamışlar. Tarihle iç içe, barışık bir şekilde yaşıyorlar.
Lucca: Bir açık hava müzesi
Lucca'nın tarihi çok eski. Ortaçağ'dan kalma bir kapıdan giriliyor şehre. Surlar içindeki şehir iç içe üç halkadan oluşuyor. Surların içinde yaklaşık 10 bin kişi, sur dışında ise 90 bin kişi yaşıyor. Sur içindeki nüfus sabit. Zira yeni bina yapılması yasak. Halk gerçekten Ortaçağ'dan kalan binalarda yaşıyor. Daracık sokaklar, birbirine bitişik binalar ve bisikletli, modern, bakımlı insanlar. Moda dergilerinden fırlamış kıvamda kadın ve erkekler bu tarihi sokaklarda dolaşıyor, yaşıyor. İnsan şaşırıyor. Modern hayat ve tarih ancak bu kadar bir arada olabilir. Sur içinde ara sokaklara daldığınızda bizim avlu diye tarif edebileceğimiz küçük alanlara rastlıyorsunuz. Bunlar Ortaçağ'dan beri var olan ve döneminin özelliklerini taşıyan meydanlar. Açık hava müzesi diyebileceğimiz bu sakin, küçük avlularda banka şubesi dahil birçok sürprizle karşılaşmak mümkün. Tabelalar bile standartlara bağlı bu alanlarda, öyle herkes istediği rengi, dokuyu kullanamıyor. Yetkililer tarihi dokuya uyumlu olmayan hiçbir yapıya, değişikliğe hatta renge müsamaha göstermiyor.
Mini minnacık San Miniato
Bu küçük yerleşim yerinde, o meşhur o bildik yemyeşil Toskana manzarası karşılıyor sizi. Muhteşem güzellikte ıssız sokaklar... Ama her zaman bu kadar ıssız değil, özellikle mantar toplama zamanı yani sonbaharın sonları, kış başı en hareketli zamanları. Çünkü tüm dünyanın meftun olduğu trüf mantarları bu bölgede yetişiyor. Yer altında yetişen ve özel olarak eğitilen köpekler sayesinde toplanan bu mantarın beyaz ve siyah olmak üzere iki türü var. Beyaz olanı çok nadir dolayısıyla çok pahalı. Dünyanın en önemli mantar üreticisi Miniato, Türkiye'den de müşterisi var. Trüf toplama işi belediye tarafından denetleniyor. Yani canı isteyen trüf toplayamıyor.
Güzeller güzeli Floransa
Tarih, yemek ve mimari, eşsiz sanat ürünleri... İnsan defalarca Floransa'ya gitmek için gerekçe bulabilir. Michelangelo'nun Davut heykelini görmek için bu şahane şehre gitmek tek başına bir sebep mesela. Sanatçı heykeli 1501 yılında yapmaya başlamış ve 1504'te tamamlamış. Heykel, Davut'un Golyat'a saldırmaya karar verdiği anı simgeliyor. 5.17 metre yüksekliğindeki heykel uzun yıllardır Galeria de'll Accademia'da sergileniyor. Floransa'da ilk işiniz Accademia'yı ziyaret etmek olsun. Çünkü Accademia'da sergilenen Davut ve diğer resim ve heykelleri görünce bir başka gözle bakmaya başlıyorsunuz etrafınıza. Biletinizi önceden internetten alın. Aksi takdirde sonu görünmeyen bir kuyrukta saatlerce beklemek zorunda kalırsınız.
İçinden nehir geçen şehir
Pisa deyince tartışmasız herkesin aklına eğik kulesi geliyor, değil mi? Evet 284 basamakla çıkılan bu kule çok özel. Ama inanın Pisa şehri bu kuleden çok daha fazlası. İçinden nehir geçen bir şehir Pisa. Bölgenin en uzun nehri Arno şehri ikiye bölüyor. Pisa'nın eski şehir olarak adlandırılan bölümü Ortaçağ'dan kalma. Bu bölgedeki en yeni binanın yapım tarihi 1800'lere uzanıyor. Pisa aynı zamanda bir üniversite şehri dolayısıyla hareketli. Tarih kokan şehirde genç bir nüfus var yani.
Pisa'ya çıkmak kolay değil
Şehir Katedrali'nin çan kulesi olarak 1173'te yapılmış. Yumuşak zemini nedeniyle daha yapım aşamasında, üçüncü kata gelindiğinde kule eğilmeye başlamış, çeşitli önlemler alınmış ama zamanla kulenin eğimi giderek artmış, yakın zamanda yapılan oldukça masraflı bir çalışmayla kulenin güneye doğru eğilmesi yavaşlatılmış. Kule Piazza dei Miracolide yani Mucizeler Meydanı'nda yer alıyor. 56 metre yüksekliğinde olan Pisa'ya tırmanmak için tam 294 basamak çıkmak gerekiyor. Öyle kolay bir iş değil kuleye tırmanmak. Kulenin eğimi nedeniyle dengenizi kaybettiğiniz anlar oluyor. Tırmanış esnasında sık sık ne işim var benim burada sorusunu kendime sordum. Ta ki yukarıya çıkıp, o zafer duygusunu hissedene kadar. Pisa'ya çıkmak için önceden rezervasyon yaptırın, yoksa bitmez tükenmez bir kuyruğa girmek zorunda kalırsınız. İçeriye her seferinde belli sayıda insan alınıyor. Kuleye çanta ile girmek yasak. Çünkü tırmanış esnasında çantalarla duvarlara zarar verme ihtimaliniz var. Yanınızda küçük bir çanta olsun. Şehir katedralini, vaftizhaneyi ziyaret etmeyi unutmayın. Vaftizhanede zaman zaman konserler yapılıyor. Binanın akustiği gerçekten etkileyici. Konseri yakalayamadıysanız üzülmeyin hemen civarda iyi şarkı söyleyen birileri mutlaka vardır. Yetkililer bu konuda size yardımcı olur. Ses oyunlarıyla yapılan küçük bir gösteri bile sizi çok etkileyecek.
Ortaçağ hastanesi
Katedralin hemen karşısında Ortaçağ'dan 1990'lı yıllara kadar kullanımda olan bir hastane binası var. Şimdi müze olarak düzenleniyor. Mutlaka görün, duvarlarındaki freskler o dönemin hastanelerine dair çok şey anlatıyor. Bu tür tarihi yapıların hepsinde çok renkli ve ayrıntılı freskler bulunuyor. Bunun en önemli nedeni o dönemde okumayazma öğrenmenin sadece din adamlarına tanınan bir hak olması ve halkın okuma bilmemesi. Bu nedenle halk anlasın diye her şey resmetme yöntemiyle anlatılmış.
Bağların şehri Siena
Her yer üzüm bağı. Dünyaca ünlü Chianti şarapları bu bölgenin üzümlerinden üretiliyor. O klasik olmuş Toskana fotoğrafları burada çekiliyor her halde diye geçiyor aklımdan. Doğa büyüleyici. Servi ağaçları buranın olmazsa olmazı. Burada servi bir tür tabela olarak kullanılıyor. Uzun ve dar yapısı nedeniyle çok uzaktan görülebilen bu ağaç insanlara yol gösteriyor. Eğer servi ağaçları görüyorsanız, bu birazdan bir yerleşim bölgesiyle karşılaşacağınız anlamına geliyor. Burada da hakim doku tarih. Hele Santa Maria Del Fione Katedrali'nin içine girdiğinizde, sizi büyük bir sürpriz bekliyor. Bir yanda Michelangelo'nun eserleri diğer yanda Rafaello'nunkiler. Söylemekte fayda var: Dini mekanlara girerken omuzlarınızın kapalı olması gerekiyor. Hazırlıklı değilseniz kapıda tek kullanımlık örtü veriyorlar.
Lezzetli bir mutfak
Cecina, sokakta tadabileceğiniz en güzel lezzetlerden biri. Nohuttan yapılıyor, sert bir krep düşünün. Biraz yağlı ama çok lezzetli. Dana işkembesi kullanılarak yapılan Lampredotto ise tam bir sokak lezzeti. Seyyar arabalarda yapılıp, satılıyor. İşkembe önce haşlanıyor sonrasında tavada soteleniyor ve ekmek arası sandviç olarak tüketiliyor. İtalyan mutfağı Türk damak tadına uygun. Makarnalar, pizzalar, hamur işleri, renk renk dondurmalar... İsterseniz adım başı rastlayabileceğiniz pizzacılardan bir dilim pizza alın, isterseniz gördüğünüz her restorana, kafeye oturun, fiyatlar gayet makul. Elbette özel mekanları tercih ederseniz ödemeniz gereken miktar artıyor. Yerel halkın tercih ettiği mekanlara gidin. Özellikle turistlik bölgelerdeki kafeleri, restoranları es geçin. 'Turist işi', orada da geçerli.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.