Berlin’den bahar manzaraları

YEMYEŞİL PARKTA YAYIL...
Berlin'e kışın giden, şehrin soğuğu ve dinamizmiyle boğuşur. Noel pazarları ile kültür-sanat aktiviteleri arasındaki transfer/transportasyon esnasında da U-Bahn'da yerin altına hapsolur. Ama bu defa baharın ve parkların gücünü keşif zamanı! İnsana nefes aldıran yemyeşil, devasa parklar var şehirde. Güneş gördü mü ivedilikle soyunan Avrupalılar malum; çimenlere yayılmışlar, pikniğe girişmişler. Çocuklar mutlu, köpekler coşkulu... Bisikletliler, bir sene içinde bile çoğalmış sanki, parkları bir ucundan öbür ucuna bisikletle turlayan bol. Biergarten'ler de bahar yayılmasında parklarla yarışıyor. Bizdeki çay bahçelerini düşünün; çoğu yeşillikli, çimenli, ferahfeza bira bahçeleri de gün boyu yan gelip geviş getirmek için ideal.

KUŞKONMAZ VE KİRAZA DOY...
Pazarlarını gezmeden, bir şehrin ruhunu kavrayamazsınız. Semt pazarları hep çok şenliklidir. Mal çeşidi bol, satıcılar gırgırdır. Böylesine çeşitliliğe sahip 'multi kulti' bir şehrin pazarları da çok renkli oluyor haliyle. Çoğu pazarcının Türkiye'den olduğu tezgâhlarda envaiçeşit meyve-sebze 'Al beni' mesajı yolluyor. Dilimlenip streçlenmiş karpuzlar, ananas, mango ve papayalar... Çilekler, erikler, kirazlar... En az onar çeşidi olan domatesler, patatesler... Rhubarb yani ravent. Ve baharın açık ara birincisi: Yer gök kuşkonmaz.
KENDİNE UYGUN BİR FESTİVAL BUL...
Berlin'de her an türlü etkinlik, hemen her gün de bir festival var. Haziran ayında gidecekler hele, iyice yaşadı: Takvimi dikkatle tarasınlar, boş yok! Bu hafta sonu Afrika Yemek Festivali vardı misal; cumartesi ve pazar günleri Afrikalı lezzetler, müzikler ve sanatsal faaliyetler sahne aldı.
'YÜZÜ BAHAR, BAKIŞI YAZ' ŞAKAYIKA âŞIK OL...
"İnceciksin göllerdeki saz gibi / Yüzün bahar bakışların yaz gibi / Kurban olam cefan bile naz gibi / Seni seven gönülde aç şakayık..." Devam etsin Muazzez Abacı: "Gel şakayık sakın gitme ellere / Güzel adın sonra düşer dillere / Benzeme sen yabandaki güllere / Sen kırların çiçeğisin şakayık..." Şimdi tam mevsimi ve de Berlin sokakları demetler, saksılar, kovalar, tezgâhlar halinde şakayık dolu. Yavrusu da yetişkini de ayrı güzel olan bu çiçeğin tomurcukları hele öyle lokum ki, insanın öpesi, ısırası, yutası geliyor.

POP-UP SANAT İÇİN KUYRUĞA GİR...
Cephesinde acayip yazılar, önünde tarifsiz kuyruk, görmek için son 10 gün. 165 sanatçıyı bir binaya kilitleyip 'Hodri meydan' demişler, 'Yap bakalım sanatını!' Onlar da maharetlerini göstermiş, sanatını icra etmiş. The Haus'ta Berlin Art Bang eşsiz bir deneyim. Tabii açılış saati olan 10'dan yarım saat önce gidip akıllılık yaptığını zannederken, gece yarısından kuyruğa girmiş yaklaşık bin kişiyi görüp en sona geçip bütün gün sıranın size gelmesini beklemeyi göze alırsanız... Alabilirsiniz. Zira 'Yok edilmek üzere inşa edildi' deniyor ve 31 Mayıs'ta kapanıyor bina. Gördükleriniz yanınıza kâr kalıyor, tekrarı bir daha hiç olmuyor.
MÜZELER HAFTASINDA TIP TARİHİNİ GÖR...
Berlin'de çok sayıda müze var; irili ufaklı ve hemen her konuda... Martin Gropius Bau'ya, Hamburger Bahnhof'a gitmiş olabilirsiniz de, bakalım tıp tarihine ne kadar hâkimsiniz? Hazır Müzeler Haftası'ndayken Berliner Medizinhistorische Museum'a gidip dehşete düşülebilir. Eski alet edevat, tedavi biçimleri, vaka analizleri incelenebilir, doktorculuk oynanır ya da gizli kriminal yan tatmin edilir. Yalnız 16 yaş sınırlaması var, öyle de tekinsiz bir yer, bu da dikkate alınır.