İçinden Porsuk geçen bir Avrupa şehri Eskişehir
“Eskişehir deyince aklınıza ne geliyor?” diye sorulursa büyük ihtimalle: “Balmumu Müzesi ve Porsuk Çayı” diye bir yanıt gelir. Oysa ki hızlı trenle de gidebileceğiniz bu İç Anadolu şehri, aklınıza gelenlerden çok daha fazlasını vaat ediyor. Bir Avrupa şehri kıvamındaki Eskişehir şaşırtıyor, mutlu ediyor
Trene giderken, aynı uçağa biner gibi güvenlik noktalarından geçiyoruz, valizlerimiz xray cihazından geçiyor. Kolaylıkla koltuklarımızı bulup yerleşiyoruz. Ve yolculuk başlıyor...
Tren demek konfor demek. Bu çok net. Sadece benim fikrim değil, gruptaki herkes böyle düşünüyor. O yolculuklara özgü gerilimden eser yok. Yemek yiyerek, okuyarak geçiyor zaman. Hızlı tren ama yolcu hissettimiyor o hızı. Ancak yolcuları bilgilendirmek için kullanılan ekrana baktığınızda anlıyorsunuz kaç km hızla gittiğiniz. İbre zaman zaman 250'ye vuruyor. Ve yaklaşık 2 saatte Eskişehir'e varıyorsunuz. Tren yolculuğunun verdiği keyif terk etmiyor zihninizi... İstanbul gibi bir keşmekeşten Eskişehir gibi bir vahaya düşüyorsunuz. Şahane bir şehir, Avrupa standartlarında. Öyle ki gözlerinizi kapatsalar ve sizi Eskişehir'in modern bakımlı caddelerinden birine bıraksalar, kolaylıkla bir Avrupa kentinde olduğunuzu düşünürsünüz. Bakımlı bir şehir, modern bir anlayışla tanzim edilmiş. Belediye kadar yerel halk da sahip çıkıyor kentine. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in katkısı tartışılmaz elbette. Kentin sanayici ailelerinden Kılıçoğlu'nun misafiriyiz. Ülkenin en büyük kiremit üreticisi Kılıçoğlu. Her hangi bir yatırım yaparken öncelikleri kendi şehirleri. Sadece iş yapmıyorlar şehrin tarih ve kültür yapısına da katkıda bulunuyorlar. Yani bu yaşanası şehrin sadece Porsuk Çayı ve Balmumu Müzesi'yle anılması gerçekten haksızlık. Çünkü Eskişehir çok daha fazlası. Elbette Porsuk Çayı da Balmumu Müzesi de şehre çok şey katıyor. Balmumu Müzesi'nin önündeki hiç azalmayan kuyruk bu önemin bir göstergesi. Öyle ki ilk olarak sabah saatlerinde geçtik müzenin önünde ucu bucağı görünmeyen bir kuyruk vardı, akşam saatlerinde de vaziyet aynıydı. Eskişehir bir müzeler şehri olmuş, onlarca müzeye ev sahipliği yapıyor Kurtuluş Savaşı Müzesi, Sanayi Odası'nın açtığı tematik müze... Hepsi görülesi. Bu müzelerin girişi 2 TL, Balmumu Müzesi için 10 TL ödemek gerekiyor. Elde edilen gelir, yardıma ihtiyaç duyan kız çocuklarına aktarılıyor. Yemyeşil bir yer Eskişehir. Yollar geniş, kaldırımlar Avrupa standartlarında her yer pırıl pırıl. Yere çöp atmak diye bir şey söz konusu değil. Zaten atan olursa hemen uyarılırmış. Böyle de bir bilinç var. Huzur hakim ortalığa. İn cin top oynuyor sanmayın, turistik bir şehir olmuş Eskişehir. Özellikle hafta sonları dolup dolup taşıyor. Oteller her zaman dolu. Üstelik gelenler de uyuyormuş bu şehrin kurallarına. Şehirde Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversiteleri var. Öğrenci şehri aynı zamanda, dinamik. Yapacak çok şey var, iki gün kesinlikle yetmiyor Eskişehir'i gezmek için. Ama geriye döndüğünüzde bir haftalık dinlenmiş oluyorsunuz. Bizden söylemesi yolunuzu düşürün, tadını çıkarın...
Porsuk çayı çibörek ve müzeler
EN SON HABERLER
- 1 Hristiyan ve Müslüman İzleri: Bingöl'deki Gizemli Zağ Mağaraları
- 2 Yayman: Hedefimiz Türk turizmini kalkındırmak
- 3 Bayramda Kapadokya’ya akın ettiler
- 4 Göbeklitepe'yi 3 günde 33 bin kişi ziyaret etti
- 5 Şanlıurfa’da 11 bin yıllık duvar kabartmaları ilgi çekmeye devam ediyor
- 6 Tarihi konaklar turizme kazandırılıyor
- 7 Bodrum’da Eylül bereketi: 2 gemi ile 2600 turist geldi
- 8 Turizmde tüm zamanların turist rekoru kırıldı
- 9 Kapadokya'yı Ağustos ayında 697 bin kişi ziyaret etti
- 10 Türkiye’de 7 ayda turizimde rekor kırdı