Yakın, sakin, renkli Midilli

Son yılların gözde tatil rotası Yunanistan. Uygun fiyatları, yakınlığı ve sakinliği bir cazibe merkezi haline getiriyor komşuyu. Biz de Midilli'ye gitmeyi aklımıza koyuyoruz bu sene. Hayalimiz pırıl pırıl bir deniz... Sakin plajlar... Deniz ürünlerinin en güzelleri... Keseyi yakmayan hesaplar... Midilli büyük bir ada olduğu için araba şart. Gerekli evraklar toplanıyor, arabayı götürmek için yapılması gereken yeşil sigorta yaptırılıyor, ver elini Ayvalık. Ayvalık'tan feribotla (Turyol da Jale de iyi tur şirketleri, her gün sefer var) geçiliyor. Feribot yolculuğu 1.5 saat sürüyor. Feribottan indiğimiz yer, Midilli'nin başkenti Mytilene. Fakat biz rotamızı kuzeye doğru çeviriyoruz. Büyük bir ada olduğu için bazıları tatili konaklama olarak ikiye bölmeyi, iki farklı kasabada konaklamayı tercih ediyor. Biz bu seyahatimizde Petra'da kalıyoruz. Adanın en canlı kasabası Molyvos'a çok yakın ama oranın keşmekeşinden uzak olan Petra kuzeyde bir köy. Petra Yunanca, kaya demek. Köyün orta yerinden dimdik yükselen kaya kütlesi, köye adını vermiş. Burada sahilde bulunan Niki Studios'da konaklıyoruz. Gecelik iki kişilik fiyatı 30 euro. Sahibi Niki güleryüzlü. Her sabah "Günaydın" diyerek bizi selamlıyor, elleriyle yaptığı börek ve keklerden ikram ediyor. Petra'da sabah kahvaltısı için uğrayabileceğiniz adres Kantina. Yunan kahvaltısı diğer milletlerinkinin aksine bizim peynirli, zeytinli, domatesli kahvaltının kuzeni. Ballı yoğurt dışında tüm malzemeler ortak. Midilli'ye gittiğimiz ilk gün soluğu herkesin öve öve bitiremediği Kadınlar Kooperatifi'nde alıyoruz. Burada kadınların elleriyle yaptığı tencere yemekleri, leziz mezeler ve günlük balıklar servis ediliyor. Petra'da bütün Midilli'nin en iyi balık lokantalarından biri var: Thalassa. Karı-koca Maria ile Nikos'un yeri. Kalamar dolması çok lezzetli, deniz ürünleri taze, porsiyonlar hayli doyurucu. Sahilde kızlar tarafından işletilen Tortuga Bar güneşin batışını izlemek için ideal. Bir de Molyvos'ta yokuşta bulunan Xamam tepeden güneşi şahane batıran bir mekan. Burası çok iyi bir butik lokanta. Sahibi çok özellikli yemekler yapan, çılgın bir kadın. Eğer balkonda yer bulabilirseniz şanslısınız. Mekanın adını taşıyan salatayı tatmanızı özellikle öneriyorum.

Molyvos
ŞEZLONG YOK, HUZUR VAR
Molyvos'un denizi keyifsiz. Adanın Türkiye'ye bakan kısmında deniz kötü olabiliyor. Çarşaf gibi bir deniz için yönümüzü Eressos, Isidoros ve Vatera'ya çeviriyoruz. Tatil boyunca gün içinde gündüz araba ile farklı köylere, plajlara gidip dolanıyoruz. Google maps üzerinde yol gözüken pek çok yer, toprak ve çıkmaz olabiliyor. Haritadaki en ince kılcal yollara pek kanmamanızı öneririz. Tavsiye üzerine gittiğimiz ve en sevdiğimiz yer Eftalou. Burada şezlong sistemi yok, plajda birkaç minik koy ve yemekleri gayet iyi bir lokanta var: Golden Beach. Yolu azıcık meşakkatli. O yüzden asla kalabalık olmuyor. Suyu tek kelimeyle enfes... İstanbul'dan ayrılmadan arabamızın bagajına attığımız güneş şemsiyesi ve sandalyelerimizi sahile atıp, saatlerce vakit geçiriyoruz. Bize özel gibi hissettiğimiz plajda yorgunluğumuz üzerimizden akıp gidiyor. Vatera denizi çok güzel, sakin bir kasaba. Sekiz kilometrelik plaj boyunca farklı tesisler var. Biz günü Mylos Beach'te geçiriyoruz. Yunanlar ellerinden soğuk kahve frappe'yi düşürmüyor. Biz de birer frappe söyleyip muhteşem denizin tadını çıkartıyoruz. Vatera yakınındaki Plomari daha canlı bir kasaba. Dibindeki Agia Isodoro denizinin güzelliği ile ünlü. Yine bu bölgede yolda Agiasos köyü var. Orada bir mola verip kiliseyi gezmek, çardak altında kahve içmek, küçük dükkânlardan alışveriş yapmak lazım. Scala Eresou adaya adını da veren Lezbiyen şair Sappho'nun kasabası. Deniz güzel, ortam salaş. Skala Kallonis yine yol üzerinde uğranabilecek bir yer. Bir şeyler yemek için ideal, sevimli bir balıkçı kasabası.
YOL ÜSTÜ LEZZETLERİ
Ayvalık uzak değil ama yol üzerinde ıskalanmaması gereken lezzet durakları var. Giderken Susurluk'ta garajın arkasında bulunan gizli lezzet durağı Düzdağ. Salçalı tostun yanında içtiğimiz köpüklü yayık ayranının tadı unutulmaz.
Dönüşte molayı Bursa'da veriyoruz. Eker Meydan'da bulunan Kayhan Köftecisi'nin methini bir süredir duyuyorduk. Gerçekten söylendiği kadar varmış. 1977'den bu yana dededen toruna geçerek hizmet veren bu köftecide Balkan lezzetlerini tadabilirsiniz. Kuru et, köfte, kaşarlı sosis, içinde şeker ve su bulunmayan elma suyu... Ancak bizim favorimiz tereyağıyla lezzeti katlanan bonfile oldu. Yemeğin üstüne servis edilen peynir tatlısı da mekanın iddialı olduğu lezzetlerden. Tatile giderken yolunuzu Bursa'ya düşürüp Kayhan Köftecisi'ne uğramayı ihmal etmeyin, pişman olmayacaksınız.