Akyaka’ya son çağrı

2017 Dünya Kiteboard Ligi'nin Türkiye ayağındaki yarışları izlemek üzere geçen haftasonu Akyaka'daydık. Bu ekstrem sporun heyecanına geçmeden önce sonbaharın en tatlı günlerinde Akyaka'yı gezme fırsatı da bulduk. Dalaman Havalimanı'ndan Akyaka'ya (Muğla/Gökova) devam ediyoruz. Temmuz ve Ağustos ayının kalabalıklığı ile sıcaklığı yerini ekim ayının sakinliğine ve ılıman havasına bırakmış. Ormanların, dağların arasından geçip yeşilin her tonuna doyarak bir saat sonra Akyaka'ya varıyoruz. Sırtını dağlara dayamış Akyaka, doğası, denizi, rüzgarı, kaya mezarları ve uluslararası üne sahip nehriyle öne çıkıyor. Dokusu ve mimari yapısıyla da ayrıcalıklı bir bölge. Hem dokuyu koruma amaçlı hem de deprem bölgesi olması nedeniyle evler az katlı ve bölgeye has mimariye uygun yapılmış. Bu hassasiyete hâlâ özen gösterildiğini öğrensek de son yıllarda artan ilgi nedeniyle dokunun bozulabileceği kaygılarını da duyuyoruz. Akyaka'yı ayrıcalıklı kılan zenginliği ise Azmak Nehri. Gerek suyunun özellikleriyle gerek sunduğu manzarayla nehir eşine az rastlanır bir değer.
AZMAK NEHRİ'NDE GEZİNTİ
İki günlük Akyaka turumuzda ara ara güneş yüzünü esirgemese de çoğunlukla yağışlı hava eşlik etti bize. Tatil ya da günübirlik gezmeye gelenlerin ilk tercihi Azmak Nehri'ndeki tekne gezintisi. Çünkü eşsiz bir keyifle hem göze hem ruha hitap ediyor. Nehrin turkuvaz rengine büründüğü bölümü de var, akvaryumu aratmayan bölümü de. Nehirdeki bitki ve büyük balıkları çıplak gözle seyre dalıyoruz. Herkes başlıyor Instagram'lık fotoğraflar ve videolar çekmeye. Nehir suyu sıcaklığının her mevsim 13 derece olduğunu yine kaptanımızdan öğreniyoruz. Grubumuzdan iki kişi nehirde yüzme cesaretini gösteriyor. Sazlıklar arasında yol alırken kazlar da bize eşlik ediyor. Manzaraya ayrı bir renk ayrı bir güzellik katıyorlar. Grup halinde dolaşan kaz ve ördek sürüsünün yan yana süzülmesi ise tam bir görsel şölen. Gezimiz boyunca su tavuklarına da rastlıyoruz. Azmak Nehri ve bu nehirdeki gezinti kelimenin tam anlamıyla eşsiz. Azmak Nehri'nin denizle buluştuğu, teknelerin bulunduğu bölgenin hemen bitişiğinde sahil ve halk plajı uzanıyor.
SAHİL VE PLAJIN SON DEMLERİ
Sahilde, teknelerle hediyelik eşya stantlar sıralanıyor. İnce kumlu akvaryum gibi denizi metrelerce gitseniz de hala sığlığını koruyor. Sahilde yürüyüş yapanlara, köpeklerini gezdirenlere rastlıyoruz. Sahilden konakladığımız mekana giderken ara sokaklarda geziniyorum. Dar Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezerken başınızı kaldırdığınızda karşınızda sisli heybetli dağlar selamlıyor sizi. Akyaka'nın sevimli sokakları, kafe ve restoranları Azmak Nehri boyunca sıralanıyor. Öğle yemeğinde kimi mekanlarda adım atacak yer yok. Akşamları da restoranlar kalabalık. Akyaka sofraları zengin. Azmak Nehri'ndeki restoranlar nehrin içine koydukları bank ve sandalyelerde oturma ayrıcalığını da yaşatıyor.
SÖRF SAKİN MEVSİME HEYECAN GETİRDİ
Konumu ve stabil rüzgarı ile sörfçülerin çekim merkezi olan Akyaka, Dünya Kiteboard Ligi Şampiyonası'na ev sahipliği yaptı. Şampiyonanın Türkiye ayağı Volkswagen Ticari Araç Amarok'un ana sponsorluğunda yapıldı. 19 ülkeden 40 sporcu hünerlerini sergilemek üzere Akyaka'daydı. Dört gün süren şampiyonaya hava şartları damgasını vurdu. Yarışın üçüncü günü rüzgarın olmaması nedeniyle yarışmalar yapılamayınca erkekler kategorisi tamamlanamadı. Kadınlarda, kiteboard sporunun önemli isimlerinden Brezilyalı sporcu Bruna Kajiya birinciliği elde ederken, İspanya'dan Rita Arnaus ikinci, Annabel van Westerop üçüncü oldu. Yarışma sırasında bu sporun Türkiye'nin önde gelen isimlerinden Sedat Çelenk'le görüşme fırsatı bulduk. Şampiyonanın ev sahiplerinden Amorak Kite Akademy'nin kurucularından olan Çelenk, suda rüzgarın götürdüğü yere kadar kayabiliyor olmanın verdiği özgürlük duygusunu, kiteboard'u spordan daha öte bir yaşam biçimine dönüştürdüğünü belirtti. Çelenk, doğru malzeme ve doğru kıyafetle 7'den 70'e herkesin bu sporu yapabileceğini anlattı. Usta sporcu, denizi, denizden esen ve altı ay süren termik rüzgarı ile Akyaka'nın önemli bir sörf merkezi olduğunun da altını çizdi.