Trenle bir uçtan bir uca Rusya

Sonsuzmuşçasına yayılan vahşi taygalar, göçebe halkıyla uçsuz bucaksız Orta Asya bozkırları, dünyanın en büyük çöllerinden Gobi ve Ural-Altay Dağları arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen bir trende olduğunuzu hayal edin. Günlerce süren, yüzlerce şehir ve kasabayı ardınızda bıraktığınız -belki de bir anlamda içsel- bir yolculuk bu. Ve aynı zamanda sıradan yolculuklardan hoşlanmayan maceraperest gezginlerin en sevdiği rotalardan biri. 9 bin 259 kilometrelik mesafesiyle, dünyanın en uzun tren yolculuğu olarak kabul edilen Trans Sibirya Ekspresi birkaç sene öncesine kadar aynı zamanda 'dünyanın en uzun tren hattı'ydı. Ancak bu unvanını birkaç yıl önce açılan Yiwu-Madrid Hattı'na kaptırdı. Çin ve İspanya'yı birbirine bağlayan bu hat, yine de Trans Sibirya'nın şanına gölge düşüremedi. Zira, Yiwu-Madrid Hattı, sadece yük taşımacılığında kullanılıyor.
MOSKOVA'DAN BAŞLIYOR
Trans Sibirya Ekspresi'nin yolculuğu, Rusya'nın batısında bulunan başkent Moskova'dan başlıyor, Güney Kore ve Japonya'yla çevrelenen Çin Denizi kıyısındaki Vladivostok şehrinde sona eriyor. Sekiz gün süren yolculuk boyunca tren, Avrupa ile Asya kıtasındaki 90 şehir ve yüzlerce köy ile kasabayı arkasında bırakıyor. Trans Sibirya Hattı, Rusya'nın yıllar önce Pasifik kıyısındaki liman özlemi sonucu kurulan Vladivostok şehrinin, başkentle bağlantısının sağlanması gerekliliği üzerine kurulmuş. Amaç Sibirya'nın yer altı ve yer üstü kaynaklarını liman şehri Vladivostok'a ulaştırarak dünyaya dağıtımının sağlanmasıymış. Trans Sibirya Hattı 1905 yılında tamamlanmış. Bugünkü rotasıyla 1916 yılında hizmete açılan hat, o günden bu yana her yıl daha da büyüyor. Aslında gezginlerin klasiği haline gelen bu rotanın haricinde Çin'e kadar uzanan iki farklı hat daha bulunuyor: Trans Mançurya ve Trans Moğolistan rotaları. Bu üç hat Moskova'dan, Baykal Gölü kıyısındaki bir balıkçı şehri olan Ulan Ude'ye kadar aynı rota üzerinden ilerliyor.
İKİ GÜNDE BİR TREN
Moskova ve Ulan Ude arasında son Rus kraliyet ailesinin Bolşevikler tarafından katledildiği Yekaterinburg, Sibirya'nın Paris'i olarak bilinen Irkutsk, Korkunç Ivan'ın emriyle kurulan son Tatar kalesinin bulunduğu Kazan, geçmişi 995 yılına kadar giden Vladimir, Sibirya'nın en büyük kenti Novosibirsk, eski adı Gorki olan Nizhny Novgorod gibi birçok şehir bulunuyor. Trans Sibirya Hattı, kısa süre öncesine kadar yabancıların girmesinin yasak olduğu Vladivostok şehrinde sona eriyor. Trans Sibirya Hattı'nda her iki günde bir kez tren kalkıyor. En meşhuru ise Rusya'nın geleneksel desenleriyle süslenmiş Rossiya adlı iki numaralı tren. Hatta birden fazla tren olduğundan tüm seyahatinizi aynı trenle yapmak zorunda kalmıyorsunuz. İstediğiniz şehirde, kasabada dilediğiniz kadar kalabiliyor ve daha sonra gelecek trenlerden biriyle yolculuğunuza devam edebiliyorsunuz. Her trende yemek vagonu bulunuyor ve dilerseniz burada yemek yiyebiliyorsunuz. Bir seçeneğiniz de mola verdiğiniz şehirlerden yiyecek alışverişi yapmak. Çünkü trenlerin durduğu istasyonlar yerel halk tarafından pazar yerine dönüşüyor. Füme balık da bulabiliyorsunuz Sibirya'nın geleneksel kürk şapkasında da.
YATAKHANE USULÜ VAGON
Ve muhtemelen en çok merak edilen konulardan biri de kompartımanlar. Tren biletinizi bütçenize göre üç farklı seçenekte satın alabiliyorsunuz. Birinci sınıf vagonlardaki (SV) kompartımanlarda iki, ikinci sınıf (kupe) kompartımanlarda ise ranza usulü dört yatak bulunuyor. Bütün kompartımanlarda bir masa, bir ayna, kilitlenebilir kapılar ve geniş panoramik pencere bulunuyor. Tuvaletler ve küçük küvetli banyolar her vagonun sonunda yer alıyor. Sırt çantalı turistler tarafından tercih edilen ve "Platzkartny" olarak adlandırılan üçüncü sınıf vagonlar ise yatakhane usulü. Vagonda 54 adet yatak yer alıyor ve özel eşyalarınızı kilitleyebileceğiniz herhangi bir bölüm bulunmuyor. Bir de senede birkaç kez kalkan Golden Eagle tren seçeneği var. Hizmetin diğerlerine göre 'ultra lüks' olduğu bu trende kompartımanlarda iki yatak, elbise dolabı, televizyon, DVD, yerden ısıtma sistemi ve duş bulunuyor. Şatafatlı restoranında arp ve piyano konserleri veriliyor, lüks otel kalitesinde yemekler sunuluyor. Tüm trenlerde bulunan temizlikçiler, özellikle ortak kullanım alanlarını sürekli olarak temiz tutuyor.