Müzik bahane Barselona şahane

İspanya'nın ikinci büyük şehri Barselona'nın sokakları şimdi cıvıl cıvıldır. Farklı milletlerden binlerce turist sokakları arşınlayıp şehrin tadını çıkarıyordur. Plajları güneşlenenler, tapas barları ise onlarca çeşit lezzetin peşine düşenlerle doludur. Her yıl haziran ayı geldiğinde birçok müziksever gibi beni de bu şehrin heyecanı sarar. Ay boyunca dünyaca ünlü iki festivale ev sahipliği yapar Barselona. Ya haziran başında Primavera Sound festivalinde bulurum kendimi ya da ay ortasında Sonar Barcelona'da. Bu yıl tercihimi, 25. yılını kutlayan Sonar'dan yana kullandım. 14-16 Haziran günleri arasında düzenlenecek müzik, yaratıcılık ve teknoloji festivalinde Gorillaz'dan Thom Yorke'a, Bonobo'dan Richie Hawtin'e onlarca müzisyenin ve grubun performanslarını izleyeceğim. Evet, beni yoğun bir festival programı bekliyor ama çok sevdiğim bu güzel şehrin tadını çıkarmaya da kararlıyım. Gidilecek görülecek listem hazır. Hasret gidermek için sabırsızlanıyorum...

ŞEHRİN BOHEMİ
El Born, masaları sokaklara taşan kafeleri, tasarım dükkanları ile şehrin bohem bölgesi. Sokaklarında dolaşmak çok keyifli. Sıcaktan bunaldığınızda oturup soluklanmak için de ideal. Şehirde en sevdiğin tapasçı Bormuth da burada bulunuyor. Ünlü dediğime bakmayın, görünüşü mahalle arası kafelerden farksız. Sadece turistler değil yerli halk da sık sık buraya geliyor. Zaten akşamüstü içeri girmek için bekleyenler kapısında kuyruk oluşturuyor. Güzel müzik eşliğinde uzun uzun sohbet etmek istiyorsanız ilk tercihiniz olsun. Bormuth'ta üzerine taze domates sosu sürülmüş kızarmış ekmekler eşliğinde padron (kızarmış yeşil biber) ve patatas bravas yemeyi özlediğimi itiraf edeyim.

HAYAL ETMENİN SONU YOK
Barselona deyince ilk akla gelen isim elbette ünlü mimar Gaudi ve Picasso oluyor. Şehri dolaşırken Gaudi'nin eserleri sık sık karşınıza çıkıyor. Özellikle Park Güell mutlaka görülmeli. 1900'de inşasına başlanan ve 1923'te halka açılan parkta Gaudi'nin rengarenk hayal dünyasının sanatına nasıl yansıdığını görüyorsunuz. Labirenti andıran ve şekerlemeden yapılmış gibi görünen parkta dolaşırken siz de çocukluğunuza geri dönüyorsunuz. Parka gitmeden önce biletinizi internet üzerinden alırsanız uzun kuyrukları aşma şansınız olur. La Sagrada Familia ise Gaudi'nin en ünlü eseri. Gaudi, ölümüne kadar kilisenin sadece bir kulesini tamamlayabilmiş. Kiliseyi bitirme çalışmaları halkın desteğiyle halen sürüyor. Ünlü ressam Picasso da 1895-1900 yıllarında Barselona da yaşamış. Ressamın 2 bin 500'den fazla eserinin sergilendiği Picasso Müzesi'ne pazar günü giriş ücretsiz.
HER ŞEY KEDİLER İÇİN
Barselona'da DJ Coyu'nun sahibi olduğu Suara Store de gideceğim yerler listesinde yerini aldı. Burası müzik ve kediler üzerine bir dükkan. Özel tasarım tişörtler, defterler, çantalar ve plaklar satılıyor. Organik malzemeler kullanılarak üretilen ürünlerin satışından elde edilen gelir de sokak kedileri için harcanıyor. Modern bir dükkan burası. Zaman zaman canlı performanslara da evsahipliği yapıyor. İçeride kedisiyle, köpeğiyle gelenlere rastlıyorsunuz.

NE YESEM ACABA?
La Rambla, şehrin en kalabalık, en turistik yeri. Hediyelik eşya satan dükkanlar, restoranlar cadde boyunca sıralanıyor. Caddenin hemen paralelinde ise yine kafelerin, restoranların yer aldığı küçüklü büyüklü avlular bulunuyor. Sıcaktan bunalanlara nefes alma fırsatı veren avlular, ayrıca gürültü ve kalabalıktan uzaklaşmak isteyenlerin de tercihi. Yine La Rambla üzerinde bulunan Boqueria ise dünyaca ünlü bir açık pazar. İstanbul'daki balık pazarını andırıyor. Her dükkandan nefis kokular geliyor. Burada taze meyve sebze de var, et, balık ve şarküteri ürünleri de... Dükkanların önündeki yüksek standlarda oturup ayak üstü atıştırabiliyorsunuz.
BONUS ÖNERİ: Barselona'ya gelmişken Barceloneta Plajı'nda da bir gün geçirin. Denize girin, güneşlenin ve kafelerinde bir şeyler atıştırın. Ulaşım çok kolay. Bisiklet de kiralayabilirsiniz.