Vize yok gezilecek yer çok

Bayram yaklaşırken genelde son dakikacılarda bir telaş başlar. Vizesi olmayanlar hemen vize istemeyen ülkeleri araştırır. Sonra da "Kıbrıs mı olsun, Karadağ mı?" diye etrafa sorar.
Bu ara bana soranlara "Kiev" yanıtını veriyorum.
Bırakın vizeyi pasaport bile gerekmiyor, nüfus cüzdanınızla giriyorsunuz. Üstelik görülecek çok yer, tadılacak pek yemek var.
Türk Hava Yolları'nın günde iki Kiev seferi bulunuyor. Uçuş da yaklaşık bir saat 45 dakika sürüyor.
Ukrayna'da para birimi olarak grivna geçiyor. 1 TL de yaklaşık 5 Ukrayna grivnası ediyor. Ulaşım, yeme-içme ve gece hayatı oldukça ucuz. Ama uluslararası otel zincirlerinde hesap euro üzerinden ödeniyor.
Şehrin en sükseli ve en gözde otellerinden biri Fairmont. Hem merkezi konumu hem de lüks servisiyle Kiev'in gözdesi. İçindeki Vogue Restaurant'a dışarıdan yemek yemek için gelenler de oluyor.
Şehrin en popüler caddesi ise Khreshchatky. Burada ünlü modaevlerinin mağazalarını bulabilirsiniz. Dilerseniz cadde üzerindeki kafelerden birinde mola da verebilirsiniz. Yalnız Ukrayna'da içtiğiniz kahveler genelde ekşi oluyor ve mideyi biraz ağrıtıyor.
Görülmesi gereken yapılar arasında en önemlileri şehrin simgelerinden biri olan Aziz Volodymyr Katedrali ve bugün müze olarak kullanılan Aziz Sofya Katedrali. Müzenin girişinde şehri kuş bakışı izleyebileceğiniz bir de çan kulesi bulunuyor.
Pek çok ilginç müzeye de ev sahipliği yapıyor, Kiev. Çernobil Müzesi, Doğal Tarih Müzesi ve Avrupa'nın en büyük açık hava müzesi olan Pirogovo...
BORŞ ÇORBASI ISMARLAYIN
Bu topraklara gelince ilk olarak borş çorbası ısmarlamak akla geliyor. Yanında taze soğan ve ekşi krema ile servis ediliyor. Vareniki ise mantıya benzeyen yemekleri. İç malzemesi patates, kıyma, ciğer, kabak, balık, yumurtadan oluşuyor.
Tavuk yemek için doğru yerdesiniz. En meşhur tavuk yemeği ise 'kotleta' ya da 'kievs' olarak geçiyor.
Sırniki ise Ukraynalıların kahvaltıda tercih ettikleri bir yiyecek. Aslında bir çeşit pancake. Balla ve ekşi kremayla servis ediliyor. Bu arada patatesleri enfes. Yemeklerin yanında patates haşlama ya da sote isteyin. Deruni ise bir tür mücver. Ama patatesten yapılıyor. Yanında yine smetana denilen ekşi krema servis ediliyor.
Ukrayna geleneksel mutfağını tatmak için doğru adresiniz Pervak olacak. Yöresel kıyafetler giyinen garsonlar servis yapıyor. Genelde geleneksel restoranlar kapalı alanda oluyor. O yüzden Pervak bir adım öne çıkıyor.
Yine geleneksel bir yer olsun ama biraz da canlı müzik ve eğlence olsun derseniz de buyurun Praha'ya. Özel VIP bölmeleri de olan, yine geleneksel kostümlü servis elemanlarının çalıştığı bir yer burası. Tatlı sosla ve armutla servis edilen ördek yedim. Fena değildi. Ama piliç ızgarası enfesti.
Göl kenarında şık ve popüler bir mekan Kuvshyn. Oldukça şık bir ambiyansı var ve akşamları canlı müzik de oluyor. Dünya mutfağı menüsü var. Saatlerce oturabileceğiniz son derece keyifli ve romantik bir mekan..
Canınız suşi çekerse ülkenin en büyük zincir restoranı Murakami'lerden birine kurulabilirsiniz. Hem lezzetli hem de oldukça ucuz.
Steakhouse olarak en popüler adres ise Tarantino.
Gece eğlencesinin en iyi adresleri ise D'Lux, Dali Park ve CHI Bar.
KUŞADASI'NDAN KİEV'E SANAT ÇIKARMASI
Gelelim bizim üç günlük Kiev ziyaretimizin sebebine. Kuşadası Belediyesi'nin davetlisi olarak Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı ve sanatçılardan oluşan bir grup jüri ile birlikte Kiev'e gittik.
Kiev'le iyi ilişkiler içerisinde olan Kuşadası gelecekte turist sayısını artırmak ve Kuşadası'nın tanıtımına katkıda bulunmak için büyükelçiliğimizin de katkısıyla 'Colors of Life-Barvi Jittaya' Ressamlar Derneği ile ortak bir çalışma gerçekleştirdi.
148 sanatçı daha önce hiç görmediği Kuşadası'nı resmetti. 9-12 tarih arasında da bu resimler Kiev'de sergilendi.
Serginin açılışına ilgi büyüktü. Sergi alanının duvarları sadece Kuşadası değil Türkiye kültürü ile ilgili resimlerle donatılmıştı. Açılışta içli köfte, yaprak sarma, revani, baklava gibi Türk lezzetleri dağıtıldı. Kimi sanatçılarla konuşma olanağı buldum ve Kuşadası'nı, Türk kültürünü araştırdıkça daha çok sevdiklerini ve mutlaka ülkemize gelmek istediklerini öğrendim.
Yarışmada jürinin seçtiği dereceye giren resimler ve beğeni alan 17 adet eser Eylül ayının ilk haftasında Türkiye Cumhuriyeti fuaye alanında ve Yunus Emre Sergi Salonu'nda tekrar sergilenecek.