Pazar 03.03.2019
Son Güncelleme: Pazar 03.03.2019

Her köşesinde tarih gizli

Ege’nin her yeri birbirinden güzel ama Birgi köyünün yeri ayrı. Bozdağ’ın eteklerine kurulan Birgi, ortasından geçen deresi, otantik evleriyle tıpkı çocukluğumuzda resmini çizdiğimiz, hayallerimizdeki köyler gibi

Pırıl pırıl güneşe rağmen buz gibi havanın kendini gösterdiği bir günde Birgi'ye gitmek üzere yola çıkıyoruz. Tepesi bembeyaz Bozdağ'a yaklaştıkça köy önümüze serilmeye başlıyor. Birgi'ye ulaştığımızda karlı dağdan inen buz gibi rüzgar arabadan iner inmez yüzümüze çarpıyor. İzmir'den 120 kilometre uzaklıktaki köye adım attığımız an farklı bir Ege köyüyle karşı karşıya olduğumuzu fark ediyoruz. Yosunlarla kaplanmış taşlı yokuş sokakları, arkasındaki karlı Bozdağ'ı, tam ortasından geçen deresi, kocaman çınar ağaçları ve dingin atmosferiyle herhangi bir Ege köyünden çok daha ötesi Birgi.

1996 yılında SİT alanı ilan edilen, 2012 yılında da UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklenen Birgi, 5 bin yıllık geçmişe sahip. Frig, Lidya, Pers, Bergama krallıkları ile Roma ve Bizans imparatorluklarına ev sahipliği yapmış bu topraklar. Türkmen Beyi Aydınoğlu Mehmet Bey'le ise dönüm noktasını yaşamış. Mora'ya kadar hüküm süren Aydınoğlu Beyliği'nin başkenti ilan edilince Birgi için en parlak çağ başlamış. O dönem bolca göç alan köy, uzun yıllar cazibe merkezi olma özelliğini korumuş. 1426 yılında da Osmanlı topraklarına katılmış. 1922'de Yunanlıların işgali ise köyün en büyük kaybını yaşadığı yıl olmuş. Yunanlıların köyü terk ederken ateşe vermesi sebebiyle binlerce yıllık geçmişinden kalan birçok eser küle dönmüş. Birgi'de bizi tüm heybetiyle Ulu Cami karşılıyor. Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından 1312'de yaptırılan cami, bahçesindeki asırlık çınar ağaçları, köye hakim manzarasıyla gerçekten büyüleyici. Duvarındaki aslan figürü onu diğer camilerden ayıran en önemli özelliklerinden biri. Ahşap olmasına rağmen hiç çivi kullanılmadığı belirtilen caminin bahçesindeki türbede Aydınoğlu Mehmet Bey'in mezarı bulunuyor. Cami, Selçuklu ahşap sanatının bilinen en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

ORTASINDAN DERE GEİYOR

Birgi'de görülmesi gereken yerlerden biri de İmam-ı Birgivi Mehmet Efendi Medresesi. 500 yıllık geçmişe sahip medrese ismini, bir zamanlar orada ders veren İmam-ı Birgivi Efendi'den alıyor. Kanuni Sultan Süleyman zamanında, dönemin en büyük üniversitesi sayılan Samaniye Medresesi'nden mezun olan Balıkesirli imam, uzun yıllar görev yaptığı bu medresede birçok değerli öğrenci yetiştirmekle kalmamış, eserlerini de burada kaleme almış. Medresenin hemen karşısında ise tarihi bir hamam bulunuyor. Tarihin izlerini hâlâ üzerinde taşıyan Derviş Ağa Hamamı, halk arasında Çukur Hamam olarak anılıyor. Medreseyle hamamın arasından kendimizi küçük yokuştan aşağı verdiğimizde ağaçların arasından akan Sarıyar Deresi'yle, ya da daha çok bilinen ismi olan Birgi Çayı'yla karşılaşıyoruz. İşte Birgi köyü bu derenin etrafına kurulmuş. Derenin üzerindeki köprülerden köyün iki yakasına rahatlıkla ulaşılabiliyor. Dereyi takip ettiğinizde köyün meydanına ulaşıyoruz. Buranın, Türkiye'nin En Güzel 10 Köy Meydanı listesinde üçüncü sırada yer aldığı belirtiliyor. Biraz oturunca bu unvanı boşuna hak etmediğini anlıyoruz. Zira bir yanınızda Bozdağ manzarası bir yanınızda Birgi Deresi, kahveleri ve küçük dükkanlarıyla sizi içine alıp zaman algısını tamamen ortadan kaldırıyor bu küçük meydan.


TARİHİ KONAKLAR

Birgi'yi özel kılan yanlarından biri de konakları. Derenin iki kıyısına dizilen ve Aydınoğulları Beyliği izlerini taşıyan konaklardan kimileri ziyarete açılmış, kimi hala restore ediliyor kimisi de pansiyona çevrilerek misafirleri ağırlıyor. En dikkat çekici olanı ise Çakırağa Konağı. 18. yüzyılda Şerif Ali Ağa tarafından yaptırılan üç katlı konak dönemin ihtişamlı yaşamını yansıtan bir örnek olarak tanımlanıyor. Konağın dikkat çeken ahşap işçiliği günümüze kadar ulaşabilmiş. Etrafındaki tezgahlarda köylüler Birgi'nin meşhur kestanesini, patatesini, peksimetini, ev yapımı reçelini ve el emeği göz nuru işlemeli örtülerini satıyor.
TRENLE GEZMEYİ SEVDİK
Doğu Ekspresi ise trend olan tren turlarına her geçen gün yeni rotalar ekleniyor. Bunlardan ilki Uçaklı, Van Gölü Ekspresi ile Van Havzası Turu. Bu tura katılanlar Nemrut Krater Gölü ve Akdamar Adası'nı görüp Bitlis'in Budaklı Köyü'nde buz gibi havada kaplıcada temizlenen manda ve atların dumanlar içindeki fotoğraflarını çekmek fırsatı buluyor. Uçaklı, Kurtalan Ekspresi ile Diyarbakır ve Hasankeyf Turu ise Batman ve Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel güzelliklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Hızlı Tren ile Konya Lale Tarlaları ve Kapadokya Turu'nda ise katılımcılar sema gösterisi izleyip Çumra Ovası'ndaki lale tarlalarını ziyaret ediyor. Ertesi günün durakları ise Kapadokya ve Yozgat'ın Yenifakılı ilçesinde yaşayan Kırgız Türkleri'nin kurduğu Otağ. Bu turda Yılkı atları da görülüyor. Turlarla ilgili ayrıntılı bilgi için Prontotour'a ulaşabilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.