Pazar 18.08.2019
Son Güncelleme: Pazar 18.08.2019

Dört kıta macera

Arapların geleneksel yelkenlisi Dhow’la Afrika’daki Swahili’de, çevreci bir tekneyle Güney Amerika’daki Galapagos’ta, Endonezya’nın geleneksel Phinisi’siyle Asya’daki Raja Ampat’ta ya da butik bir cruise gemisiyle Kuzey Işıkları manzaralı Norveç’te keşfe çıktık

Bilinmeyen toprakları denizden gezmek, kıyıları maviliklerden izlemek gibisi yok. İster küçük bir tekneyle olsun isterseniz bir cruise gemisiyle, hiç fark etmez. Denizden gezdiğinizde ne içindesinizdir o toprakların ne de dışında. İstediğiniz zaman karaya ayak basıp yerel hayatın içinde yok olabilir ya da oradaki yaşamın devinimini bir film misali uzaktan seyredebilirsiniz. Sürekli hareket etmek, her gün gözünüzü yeni bir şehre, kasabaya ya da köyde açmak da cabası. Eğer böyle bir deneyim ilginizi çekiyorsa sizin için dört kıtada, dört farklı anlayışta, dört farklı tekne turu önerimiz var: Hangisini isterseniz emrinizde. Size kalan nasıl bir deneyim yaşamak istediğinizi seçmek.

Kuzey Işıkları'nın seyretmenin en güzel yollarından biri de bu amaçla düzenlenen cruise turlarına katılmak. Cruise gemileri daha çok Norveç'in, Arktik Bölge'ye çok yakın olan kuzey kıyılarını dolaşıyor. Kimileri de kışın dondurucu soğukların yaşandığı daha kuzeydeki İzlanda, Grönland ve hatta Svalbard Arşipeli'ne kadar gidiyor. Bu gemi turları kırmızıya boyanmış masalsı evleriyle balıkçı köyleri, tipik İskandinav limanları ve dingin tundra manzaralarıyla kuzeydeki yaşamı yakından görmek için de büyük bir şans. Misafirler ayrıca karaya çıkıp köpeklerin çektiği kızaklarla doğal yaşamı da yakından gözlemleyebiliyor. Kuzey Işıkları'nı izlemek için cruise turları düzenleyen pek çok acenta var. Bu şirketlerin en önemlilerinden biri 1893 yılından bu yana gemi turları düzenleyen Hurtigruten. Norveçli şirketin filosunda orta boyda 16 adet gemi var ve Bergen'den Rusya sınırına kadar Arktik Bölge'de birçok limana gemi turları düzenliyor. Turlardan, Kuzey Işıkları rotasında düzenlenenin adı Astronomi. 12 gün boyunca Norveç kıyılarını rota tutan tura, aslında astrolojik bir olay olan Kuzey Işıkları'nı en iyi anlatan astronomlar rehberlik ediyor.

GEMİDE SAUNA DA VAR

Astronomi turu Bergen şehrinden başlayarak kuzeye doğru ilerliyor. İlk durak olan Alesund'un ardından Ortaçağ şehri Trondheim'a ulaşılıyor. Bir sonraki durak olan Lofoten Adaları'yla Arktik Bölge'ye de giriş yapılıyor. Seyirin beşinci gününde Norveç'in arktik bölgesinin başkenti Tromso'ya ulaşan yolcular, buradaki planetaryumda (güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki tavana yansıtıldığı gösteri salonu) Kuzey Işıkları'nı astronomlarla birlikte izliyor. Her gece Kuzey Işıkları manzarasıyla Norveç'in en kuzey noktası Hamerfest'e kadar giden yol alan ardından yeniden güneye doğru inmeye başlıyor. Kuzey Işıkları turu şirketin filosunda yer alan 21 metrelik MS Trollfjord ve 138 metre boyundaki MS Finnmarken ile yapılıyor. Her iki gemi de restoranlardan saunaya, güvertede sıcak su havuzundan kütüphaneye kadar her türlü konfora sahip.

ÇEVRECİ TEKNEYLE GALAPAGOS

laşması, hem maddi hem de mesafe açısından bizler için pek de kolay olmayan ancak kişiye hayatının deneyimini sunan bir bölge Galapagos. Pasifik Okyanusu'nda, Ekvador ülkesinin yaklaşık 500 deniz mili açıklarında bulunan ve 14 büyük ada ve yaklaşık 40 küçük adadan oluşan bir arşipel aslında burası. Volkanik bir yapıya sahip Galapagos, üzerinde kendine özgü birçok biyolojik tür barındırıyor. Volkanik takımadaların her biri yapısı gereği farklı iklime sahip. Örneğin adalardan biri rakımı yüksek olması sebebiyle daha düşük sıcaklığa sahipken deniz seviyesindeki farklı bir adada tropikal iklim hakim. Ve her adadaki canlı farklı iklim koşullarına uyum sağlamış durumda. Örneğin iguanalar.... Normalde karada yaşadığını bildiğimiz iguanaların tropikal adada yaşayanları, karada yiyecek bulamayınca hayatta kalabilmek için denize yönelmiş. Ve böylece bugün bir tek Galapagos Adaları'nda bulunan deniz iguanaları ortaya çıkmış.

ÇOK SIKI KORUNUYOR

İlginç bir şekilde beyaz insan ayak bastıktan sonra doğası hiç bozulmadan korunabilmiş belki de dünyanın tek yeri Galapagos Adaları. Adada sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla turizm çok katı kurallara bağlı. Takım adaların yüzde 97'si çok sıkı koruma altında. Geri kalan yüzde 3'lük alanın da sadece yüzde 1'i turizme açık. Takımadaları gezmenin, özellikle ulaşmanın zor olduğu uzak noktaları ziyaret edebilmenin en iyi yolu ise tekne. Galapagos Adaları'na tur düzenleyen birçok acenta var. Ancak Ekvadorlu bir ailenin sahibi olduğu butik seyahat acentası Ecoventura, etik seyyahlara yönelik çok özel turlar düzenliyor. Ecoventura'nın filosunda üç tekne var. Teknelerinde jakuzi ve spor salonunun da bulunduğu Ecoventura'nın yedi gecelik turlarında misafirleri her gün yeni bir macera bekliyor. Yolcular her sabah gözlerini yeni bir adada açıyor. Adalarda iki rehber eşliğinde uzun yürüyüşler yapıldığından misafirlere gelirken mutlaka bir tırmanış ayakkabısı getirmeleri gerektiği hatırlatılıyor. Teknelerde şnorkel, SUP, kayak için gerekli malzemeler de temin ediliyor. Özellikle deniz kayaklarıyla adaların gizli kalmış mağaralarına ulaşılabiliyor. Teknede servis edilen yemekler adanın yerlilerinden alınan organik sebze ve meyvelerden yapılıyor.

ENDONEZYA PHİNİSİ'SİYLE RAJA AMPAT

Asya'nın tropikal sularında doğan charter süperyat Prana, Endonezya'nın tropikal sularında benzersiz bir deneyim sunuyor. Geleneksel iki direkli Phinisi tipi teknelerin modernize edilmiş hali olan Prana, bölgede yetişen demir ağacı ve tikten üretilmiş. Bu tekneler yüzyıllarca geriye giden geçmişine rağmen görünümünü neredeyse aynı şekilde korumayı başarmış ancak zamanın gelişimine de ayak uydurmuş. Nitekim 1970'lerden itibaren Phinisi'lere motor ilave edilmiş. Dokuz adet klimalı kamarasında 18 kişiyi ağırlıyor. Açık hava sineması da var. 18 kişilik mürettebatı içinde dalış eğitmenleri de var masaj uzmanları da. SUP, deniz kayağı, balıkçılık malzemeleri, dalış, wakeboard, su kayağı için ekipman mevcut. Prana'nın asıl rotası Endonezya'da bulunan, el değmemiş doğaya sahip Komodo Ulusal Parkı. Bu ulusal park, tümü volkanik olan üç büyük Endonezya adası Komodo, Padar ve Rinca'nın yanı sıra 26 küçük adayı kapsıyor. Komodo Ulusal Parkı, üç metreye ulaşan boylarıyla dünyanın en büyük kertenkelesi olan Komodo ejderlerinin de memleketi. Komodo Ulusal Parkı 'nın 1991 yılında da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenmesine karar verilmiş. Buranın tek ilginç yanı dev kertenkeleler değil. Bölge sualtı çeşitliliği açısından da çok zengin ve dünyanın en önemli dalış noktalarından biri olan Coral Triangle'ın da bir parçası. Balina köpekbalıkları, dev manta vatozları, pervane balıkları, fulyabalığı, pigme denizatları, palyaço kurbağabalığı, mavi halkalı ahtapot, ve süngerler bölgenin zengin sualtı dünyasının bir kısmı. Öte yandan bölgenin yerel halkı da son derece ilginç. Suku Bajau'lar göçmen ve balıkçı bir halk. Denizin Çingeneleri olarak anılan halkın yürümeden önce yüzmeyi öğrendiği söyleniyor. Prana, Komodo Ulusal Parkı'nın yanı sıra aralık-nisan ayları arasında Raja Ampat Adaları'na seyir yapıyor.

GELENEKSEL DHOW'LA KENYA

10 gün süren bu sıra dışı tatilin mekanı Kenya'nın kuzeyindeki Swahili sahillerinde bulunan Lamu Arşipeli. Bu turu özel yapan yanı ise geleneksel yelkenli dhow'la arşipelin serpiştirdiği adacıkların egzotik kıyılarının gezilmesi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Lamu Arşipeli'nin geçmişi 14'üncü yüzyıla kadar dayanıyor ve denilene göre Batı Afrika'daki Swahili sahillerinin en iyi korunan kıyıları burada. Dhow ise Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nda yerliler tarafından kullanılan geleneksel bir yelkenli. Dhow'lar hâlâ bu kıyıların en yaygın deniz ulaşım aracı. Aynı zamanda turistler için de kıyıları dolaşmak için keyifli bir deneyim. Bizim guletler gibi son derece konforlu haline getirilen dhow'larla turistler adalar arasında mavi yolculuk yapabiliyor. Tura katıldığınızda kaptanınız tarafından Lamu kasabasında karşılanıyorsunuz. İlk gün kasabada geçiriliyor.

Ertesi gün rotanın ilk durağı Kipini kasabası. Buradaki nehir turunda hipopotam ve timsahları doğal yaşamlarında seyretme olanağı tanınıyor. Sonraki durak Watamu kasabası için yelken basılmadan önce şnorkel ve balık avlamak için vakit tanınıyor. Dördüncü gün Meida'daki antik şehri ziyaret var. Ardından Shomini ve Kisite'de yunuslar ziyaret ediliyor. Sonra Zanzibar'a yelken açılıyor. Bir gece de lüks çadırlarda kampın yapıldığı tur boyunca plajların tadını çıkarmak, rengarenk sualtı yaşamının bulunduğu mercan resiflerinde şnorkel yapmak, masmavi sularda kürek çekmek için de bol bol vaktiniz bulunuyor. www.secretcompass.com

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.