İşte Türkiye'nin en yaşlı uçağı
Akrobasi pilotu Ali İsmet Öztürk, Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde bulunan Uluslararası Sportif Havacılık Merkezi’nde, Türkiye’nin en yaşlı tayyaresine sahip çıkıyor.
"TABİRİ CAİZSE TAŞ GİBİ TAYYARELER"
1940 yılından itibaren üretime geçen uçakların bakımı ve sağlamlığı konusunda zorlanılmadığını ifade eden Ali İsmet Öztürk, "Türkiye'de 3 tane vardı. Bir tanesi tescilden silindi, şu anda 2 tane var. Boing Stearmen, bir tanesi 1940 model o Türkiye'nin en yaşlı uçağı, tayyaresi, diğeri de 1942 model. Bunların bakımı diye bir şey yok. Bunlar çok basit şeyler, yani 1940 yılında yapılan bir uçağın ve ona uygun yapılmış olan bir motorun teknolojisini de düşünmek lazım. Biz uçak ve havacılıktan o kadar uzak insanlar olduğumuz için, uçak denildiği zaman uzay mekiği gibi falan düşünüyoruz. Hayır, öyle şeyler değil bunlar, bunların o yıllarda hususiyetle yapılan motorların da bakımı çok basit, çünkü hiçbir elektronik yok. Her şey mekanik sistemler üzerine kurulu. Dolayısıyla semptomlardan arızaya ulaşmak çok müsait. Aynı zamanda arıza da çıkarmaz bunlar, tabiri caizse taş gibi tayyareler" dedi.
"BU UÇAKLARLA AKROBASİ YAPMAK YERİNE UÇARAK 70 YIL ÖNCESİNİ YAŞAMAK DAHA ÇOK KEYİFLİ OLUYOR"
Bazı pilotların bu uçaklarla akrobasi gösterisi yapabildiğini söyleyen Öztürk, kendisinin o kadar gözü kara olmadığını belirtti. Uçakların yaşlı olmasından dolayı temkinli olduğunu vurgulayan Ali İsmet Öztürk, "Bunlar yorgun tayyareler. 70 yaşında bir tayyareden bahsediyoruz. Ben bir akrobasi pilotuyum, ama hiç gözü kara bir insan değilim. Beni yakından tanıyanlar çok iyi bilirler, çok temkinliyimdir. Dolayısıyla bu uçakla akrobasi yapılabilmesi için bu uçağın her tarafının sökülmesi lazım. Neredeyse sıfır noktasına kadar dağıtılması sonra tekrar o anlayışa göre yani 70 yıl sonra toplanması lazım. Öyle bir teknik durum da söz konusu değil, öyle bir ihtiyaç yok. Bu uçaklarla akrobasi yapmak yerine, uçarak 70 yıl öncesini yaşamak gibi bir ruh hali bence daha çok keyifli oluyor" ifadelerini kullandı.