Cumartesi 31.12.2011

"1915'ten sonrasına bakalım çocuklarımız mutlu yaşasın"

Hrant Dink Vakfı'nın görüştüğü 15 Türkiye Ermeni'sinin anlattıklarına yer veren "Sessizliğin Sesi - Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor" adlı kitabı derleyen Ferda Balancar "Umarım geçmişi bilmek isteyen herkes bu kitabı okur" dedi

Türkiye'deki Ermenilerin kimliklerine, bu coğrafyada yaşadıkları sevinçlere ve acılara ilişkin anlatılar, ilk kez kitaplaştırıldı. Hrant Dink Vakfı tarafından 2011'de görüşülen 15 Ermeni'nin anlatımlarının derlendiği "Sessizliğin Sesi - Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor" adlı kitap önceki gün İstanbul'da tanıtıldı. Kitabı derleyen Ferda Balancar, Mart 2011-Aralık 2011 tarihleri arasında 200'e yakın Ermeni ile görüştüklerini belirtirken 40'ının mülakatı kabul ettiğini dile getirdi. "Aralarından 15'ini kitaba aldık. Hiçbiri fotoğraflarının çekilmesini istemedi, ancak çok içtenlikle konuştular" diyen Balancar'ın verdiği bilgilere göre; söyleşiler İstanbul dışında Tunceli, Malatya, Adana ve Elazığ'da gerçekleştirildi. Mülakat yapılanların 19-70 yaş arasında olduğunu belirten Ferda Balancar, ilk kez bir sözlü tarih çalışması yapıldığının altını çizdi. Kitabın her kesime ulaşması için çalıştıklarını belirten Balancar, "Umarım geçmişi bilmek isteyen herkes bu kitabı okur" diye konuştu. Kitapla ilgili görüşlerini belirten Prof. Dr Arus Yumul, kitabın "Resmi belgelerin kayıt altına almadığı sesleri su yüzüne çıkaran bir derleme" olduğunu dile getirdi. Geçmişin "ölü" olmaktan çıkarıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Yumul, "Ermenilerin toplumsal hafızasına yer etmiş acılar var. Empati temelli dinleme olmazsa bu hikâyeleri duymak mümkün değildir" diye konuştu. Kitabın önsözünü yazan gazeteci- yazar Ali Bayramoğlu da toplumların kimliklerini hatırlamasının bir olgunluk ve demokrasi olduğunu belirtirken "Bu çalışmalar bir zerredir. Zerreler zamanla büyür" dedi.
Kitapta yaşadıklarını dile getiren Ermenilerin anlatımlarından örnekler şöyle: '
Ermenistan toprağım değil'
62 yaşında-Erkek: Ailemin Osmanlı arşivlerinde 1816'ya kadar izine rastladım. Baba tarafım Tokatlı. O günlerde Tokat'ta Ermenilerin evinde kütüphane ve piyano varmış. Bizde olmadığı için dedemleri cahil olarak görüyorlardı. Annem ise Osmanlı sarayının müzik öğretmenlerinden İtalyan asıllı birinin kızı. Ben İstanbul'da doğdum ve bu toprağın güzelliklerine sıkı sıkıya bağlı bir Ermeni vatandaşıyım. Ermenistan'a gittiğimde bana diyaspora, yurtdışına gidince de Türk gözüyle bakıyorlar. Burada da Ermeni diyorlar. Bu işi hiç çözemedim. Ermenistan'a gittiğimde hiçbir şey hissetmedim. Sadece toprağımın orası olmadığını fark ettim.
Malatya'da Ermeni olmak
61 yaşında-Kadın: Eskiden biz Müslüman mı Alevi mi Ermeni mi bilmezdik. Mahallenin en büyüğü benim beyim. Hâlâ Ramazan'da da bizim bayramlarımızda da saygı olarak gelirler. Dink'in ölümünden sonra Ermeni toplumunu affedemedim. Ona yumurta atıldığında Ermeni toplumu neredeydi? "Türkiye 1915'i kabul etsin" diyorlar. Etse ne olur etmese ne olur? Bundan sonrasına baksınlar. Çocuklarımız daha iyi, mutlu yaşasın. Bu olmadıktan sonra tanısa ne olur ki? '
Burada niye sivrisinek çok?'
58 yaşında-Erkek: Kayseri doğumluyum. Babamın dedesi 1915'te Çanakkale Savaşı'na katılıp ayağından şarapnelle yaralanarak köye dönmüş. Tehcirde asker ailesi diye dedemin ailesine dokunmamışlar. Askerliğimi Doğubayazıt'ta yaptım. Orada çok sivrisinek olurdu. Bir gün asteğmen sordu: Burada niye bu kadar çok sivrisinek var, hiç düşündünüz mü? Sonra cevapladı: Ermeniler 1800'lerde buralarda dünyanın en iyi pirincini yetiştirirlerdi. Sonra biz o pirinç tarlalarını bataklığa çevirmişiz. Bataklıktan da sivrisinek çıkar.
Kimseden 'gavur' lafı duymadım
76 yaşında-Erkek: Babam Yirmi Kura askerlik çıkınca Denizli'ye gidiyor. Hatta kemancı Nubar Tekyay ile aynı çadırda yatmışlar. Matbaa işine girdim. Emekli olunca matbaa makinelerimi sattım ve her şeyimi yanımdaki Türk çocuğa devrettim. Bugün geçmişe baktığım zaman ticaret hayatında Ermeni olduğum için ciddi bir zorluk ya da ayrımcılık yaşadığımı söyleyemem. Ama ben de çok dikkatli davrandım. Ben mesela kimseden "gavur" kelimesini duymadım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.