Darüşşafaka'nın arşivlerinde yapılan incelemeler, Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım'ın da, kuruma bugünün parasıyla 2 milyon lira bırakan annesi Zübeyde Hanım'ın izinden gittiğini belgeledi... Makbule Atadan'ın 1949'da aldığı kararla; Çankaya'daki, içinde akarsuyu bulunan 6.7 hektarlık arazisini, Silifke'deki 1.4 hektarlık portakal bahçesini ve Eğirdir Gölü'nün ortasındaki adasını Darüşşafaka'ya bağışladığı belirlendi. Darüşşafaka Cemiyeti Başkan Vekili Davut Ökütçü, "Cemiyete bağışlanan gayrimenkuller, nakde dönüştürülür. Ada da bu prensip gereği satılmış" dedi. Yörede "Can Ada" ve "Atatürk'ün Adası" olarak anılan adanın şu anda Eğirdir Belediyesi'ne ait olduğu ve piknik alanı olarak kullanıldığı öğrenildi. Makbule Hanım'ın Atatürk'ün büyük zırhlı otomobilini de Darüşşafaka'ya bağışladığı, ancak otomobil satılamayacağı için bir müzeye bağışlanmasının tavsiye edildiği yine arşivdeki belgelerle gün ışığına çıktı.
'AİLENİN BİZDE HAKKI ÇOKTUR'
Yıllarca Koç Grubu'nda yöneticilik yaptıktan sonra şimdilerde Darüşşafaka Cemiyeti Başkan Vekili olan Davut Ökütçü, Makbule Hanım'ın bağışını anlatırken, "Ben de Darüşşafaka'da büyüdüm. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ile kız kardeşi Makbule'nin ve menavi kızlarının bizde hakları çoktur" dedi. Makbule Hanım'ın 7 Aralık 1949 tarihinde, İstanbul 4'üncü Noterliği'nde düzenlenen vasiyetnamesine de ulaştığını söyleyen Ökütçü, şöyle devam etti: "Vasiyette, 'Atatürk'ten miras olarak kalan ve kalacak olan tüm taşınır ve taşınmaz mallarla, hisse senedi ve tahvil ve sairemi Darüşşafaka Mektebi'ne vasiyet ediyorum' diyor. Ancak Atatürk bütün hisse ve mallarını CHP'ye bağışladığı için, Makbule Hanım'a intikal eden mal varlığı sayılı. Hukuk müşavirimiz 'Masraf ve rizikosunu göze almak doğru görünmüyor' deyince CHP'ye dava açmadık." Ökütçü, 1940-1950 yılları arasında Darüşşafaka'ya hibe edilen tahvil ve hisse senetleriyle 151 bin liralık portföy oluştuğunu, bu portföyün 34 bin 865 liralık kısmını ise Atatürk'ün manevi kızı Nebile Irdelp'in bağışladığını da vurguladı.
ŞART KOŞMADI
Zübeyde Hanım'ın, 1921 yılında Darüşşafaka'ya 20 bin kuruşluk (bugünün parasıyla 2 milyon lira) bağış yaparken, her yıl Kadir Gecesi'nde bir Darüşşafaka öğrencisinin Kuran-ı Kerim'i baştan sona okumasını şart koştuğu öğrenilmişti. Makbule Hanım'ın ise hiçbir şart koşmadığı anlaşıldı.
