Evdeki yardımcısı Perihan Hanım gözleri dolu dolu, telaşlı dillerle anlatıyor: " Birden oturduğu yer kan gölüne döndü. Nasıl kan nasıl kan. Aman efendim diye fırladım baktım kalbi durmuş. Suni teneffüs bile yaptırdım. Sonra hemen Üniversal Hastanesi arandı, ambulanslar geldi şükür." O sırada beyaz saçlı uzunca boylu yakışıklık bir beyefendi sitem ediyor bana:
- Savaş Bey lütfen dışarıya alalım sizi
- Neden efendim?
- Çünkü dinliyorsunuz
- Dinlemek için buradayım zaten
Bu bey Özel Kalem Müdürüymüş. Perihan Hanımı alıyorlar dışarıya doğru. Arkamızda koridorun başladığı noktada bir kapı var. Önünde güneş gözlüklü genç bir koruma. Kapının ardındaki acil müdahale odasında ise 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren yatıyor. Başında mebzul hekim, hemşire.
KORUMA ARACINI GÖRÜNCE
Az önce getirdiler Kenan Paşa'yı. Ambulansları tesadüf eseri Yalıkavak Yolu üzerinde seyrederken gördüm. Art arda gidiyorlar, sirenleri, tepe lambaları ve arkalarında gri renkli yine tepe lambası açık bir koruma aracı. "
Eyvah" çektim içimden. Devlet büyüklerinin bulunduğu bir yerde tatsız bir olay oldu muhtemelen. 2 ambulans olduğundan yaralı sayısı fazladır diye düşündüm. Peşlerine takılmış giderken bir yandan da ambulansların üzerindeki numaradan telefonu okuyup aradım. Öğrendim ki gelen Kenan Evren'miş. Evinde rahatsızlanmış. Kalbi durmuş. Ambulanslar tam teşekküllü bereket. Orada yeniden yaşama döndürmüşler. Sonra kısa süre içinde ulaştılar hastaneye. Bende o sürat ne gezer. 1-2 dakika geç girdim. Ama o telaşta acil müdahale odasına ben gibi alakasız bir grup insan da doluştu. Baktım Evren Paşa bilinci açık, hatta mırıldanarak da olsa konuşur halde yatıyor. Doktorlar hem ondan hem yakınlarından bilgi alıyorlar. Bir ara seyrekleşti ortam. Paşayla göz göze geldik. Biraz daha sokuldum yanına
- Geçmiş olsun efendim
- Sağ olun
- Anımsadınız mı beni
- Tabii ki ama ne çabuk duyup geldiniz?
- Yolda rastladım ambulanslara hemen geldim peşinizden.
- Çok telaşlanacak bir durumum yok
- Tekrar geçmiş olsun
O sırada doktorlar görevli olmayan herkesi dışarıya çıkarıyor. Beni de elbette. Bazı yakınları ricacı oluyor;
"Şu an için pek haber etmeyelim de telaş olmasın Savaş Bey"
Peki diyorum mecburen. Geldiğim anda Erdal Şafak abimiz başta tekmil yazı işlerini arayıp durumu anlattığımı, atv haberin devam eden canlı yayına alt yazıyla girdiğimi nasıl söyleyebilirdim ki?