Hastane avukatları, 24 yaşındaki babanın taahhüdünü ihlal ettiği gerekçesiyle İcra Ceza Mahkemesi'ne başvurarak borçlarını ödeyip 3 ay hapse mahkum edilmesini istedi. Azerbaycan'dan 2000 yılında Bursa'ya gelen ve 2007 yılında dünya evine giren Begali Mirza'ya, geçtiğimiz aralık ayında hayata gözlerini açan Can ve Cansu isimli ikiz çocuklarının hastane masraflarını ödeyemediği için 3 ay cezaevi yolu gözüktü.
Eşi Kader Mirza'nın doğum sancısı üzerine özel hastaneye sevk edildiğini belirten Begali Mirza, T.C. kimliği olmadığı ve sosyal güvencesi bulunmadığı için hastaneye olan 9 bin liralık borcu karşılığında senet imzaladığını ifade ederek, "Oğlum Can gelişimi tamamlanmadığı için 28 gün özel hastanede yattı. Burada tedavi masraflarına karşılık senet imzaladım. Senedi imzalayınca çocuğumu kucağıma aldım. Kızım Cansu ise Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi. O da 15 gün burada tedavi gördü. Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne de 2 bin 283 liralık senet imzaladım. Herhangi bir işte çalışmadığım için 12 bin liralık borcumu ödeyemedim. Özel hastane 9 bin liralık alacağına karşılık bizi mahkemeye verdi" dedi.
"HAPSE GİRMEK İSTEMİYORUM"
Hastane avukatlarının mahkemeye başvurduğunu ve borcu ödeyemediği için İcra İflas Kanunu'nun 340. maddesi gereğince 3 ay hapsinin istendiğini kaydeden baba Mirza, "Çocuklarımızdan ayrılmak istemiyorum. Aralık ayında doğum oldu. Kriz girdi araya. Çalışamadık. Doğumdan sonra her şey alt üst oldu. "Kimliğimiz yok" diye devletimiz bizimle ilgilenmiyor. Şimdiye kadar hapse girmedim. Şimdi de girmek istemiyorum. Çocuklarımın tam olarak sevincini yaşayamadık. Dış Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı ve Bursa milletvekili Faruk Çelik, Ahıskalıların sorunlarına el attı. Benim de sıkıntıma çare olacağına, beni ikizlerimden koparmayacağına inanıyorum. Eğer kimliğimi alsaydım, devlet bebeklerimin tüm tedavi masraflarını ödeyecekti" diye konuştu.
"ANNELİK SEVİNCİNİ YAŞAYAMADIM"
21 yaşındaki anne Kader Mirza ise eşinin durumu sebebiyle huzurlu olmadıklarını belirterek, devlet büyüklerinin durumu çözüme kavuşturmasını istedi. Ahıska Türkü oldukları için sosyal sigortasının bulunmadığını ifade eden anne Mirza, "Annelik sevincini tam anlamıyla yaşayamadım. Ev kiramızı bile ödeyemiyoruz. Eşimin işi yok. Çalışamıyor. Sosyal güvencemiz olmadığı için bize kimse yardım etmiyor. Ben eşimin hapse girmesini istemiyorum. İkiz çocuklarımız olduğu için bile sevinemiyoruz. Devlet büyükleri ve hayırseverlerin yardımına ihtiyacımız var" dedi.
Çocukları Can ve Cansu ile her gün oyun oynayan baba Mirza, 17 Eylül'deki duruşmayı bekliyor.
