19. yüzyılın en meşhur kadın konser piyanistlerinden Anna Grosser Rilke, Atatürk'ün eşi Latife Hanım'a genç kızken piyano dersi vermiş. Anıları Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan yayımlanan Rilke'nin anılarında 'genç kız Latife'yi ve ailesini şöyle anlatıyor: "Türkler arasında tanıdığım kayda değer olan bir kişi de, daha sonra Mustafa Kemal Paşa'yla evlenen Latife Muammer'di. Onu tanıdığımda 15 yaşında genç bir kızdı, İzmir'de multi milyoner bir tüccarın en büyük kızıydı. Ailesiyle birlikte bilinmeyen nedenlerden ötürü İzmir'i terk etmek zorunda kalmıştı. Bu onun için mutlaka zor bir karar olmalıydı; çünkü İzmir'de büyük bahçesi olan muhteşem bir köşkte yaşıyormuş ve oradaki Türk tüccar çevrelerinde de tanınmış bir kişiymiş.
EN GÜZEL TÜRK KADINI
Çocuklarına, İngiliz, Fransız ve Alman hocalardan eğitim aldırmış. (...) Harikulade gözleri, anlamlı dolgun dudakları olan bu çok güzel kız, tanıştığım anda üzerimde şaşılacak bir etki bırakmıştı. Annesiyle gelmişti. Neredeyse Murillo'nun Madonna'sına benzeyen annesi hayatımda gördüğüm en güzel Türk kadınıydı. Latife'ye piyano dersi vermemi rica etmek üzere gelmişlerdi... Kendisinden bana bir şeyler çalmasını istedim, Beethoven'ın Ay Işığı Sonatı'nın muhteşem 'adagio'sunu çalmaya başlayınca şaşkınlığım arttı. Sunumu ve kavrayışı hayret vericiydi. (...) Akıcı ve hatasız bir Almanca konuşuyordu, büyük yazarlarımıza hayrandı; bu olağanüstü yetenekli çocuk Faust'un birinci bölümünü ezbere söyleyebiliyordu. Bach'ın Fügler'ini ne kadar net ve güzel çaldığını özellikle anımsıyorum. Kaybedilen savaştan sonra Almanya'da Latife'nin Yunanlılar'a karşı zafer kazanarak İzmir'i işgalden kurtaran ve Anadolu'yu işgalcilerden geri alarak yeni bir Türk devleti kuran Mustafa Kemal Paşa'yla evlendiğini gazetelerden okuduğumda nasıl da şaşırmıştım.
AJANLIK TEKLİFİ
(...) Bu güzel ve kısa rüyadan sonra evliliğin neden sona erdiği benim bilgim dışında; ama tahmin edebiliyorum, çok özel, aynı derece güçlü bu iki özel insan, sonunda ayrılmak zorunda kalmışlar." Anna Grosser Rilke anılarında, "Türkiye'de başımdan geçen en can sıkıcı olay" diyerek, huzurunda konser verdiği Sultan II. Abdülhamid'in daha sonra kendisine ajanlık teklif ettiğini de aktardı.