Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü birinci sınıf öğrencisi Yeliz Tufan, 1998'de, arkadaşlarıyla simetri konusundaki bir ders için Eskişehir garına fotoğraf çekmeye gitti. Gruplara ayrılan öğrencilerden Yeliz Tufan, simetrik olduğu için rayların fotoğrafını çekmeyi düşününce trenin üzerine çıkmak istedi. Ancak bu sırada 25 bin voltluk elektrik akımına kapıldı. Hemen üniversitesinin hastanesine kaldırılan ve 2 gün sonra Ankara'daki GATA'ya sevk edilen genç kız, 2 ay komada kaldı. Vücudunun yüzde 63'ünde üçüncü derece yanıklar oluşan genç kıza, "Yaşamak istiyorsan bacaklarını ve bir kolunu keseceğiz dediklerinde dünyası yıkıldı. Ameliyattan çıkıp kendine geldiğinde de bacakları ve sol kolu yoktu. O an neler olup bittiğinin farkına varan genç kızın tedavisi halen sürüyor. Bacaklarına takılan protezle, ailesinden birinin yardımıyla da olsa yürümeye başlayan Yeliz Tufan'a protez kol da yapıldı. Ancak yaraları tam iyileşmediği için protez kolunu henüz kullanamıyor. Tek koluyla da olsa yeniden hayata tutunan Yeliz Tufan'ın en büyük isteği ise okuluna kaldığı yerden devam edip engellilere uygun binalar tasarlamak. Destek almadan yürüyemeyen ablasının en büyük yardımcısı olan Yeşim Tufan(18) ise büyük bir fedakarlık yaparak ablasının eğitimini devam ettirirken günlük yaşamında destek olmak için bu yıl girdiği üniversite sınavında mimarlık bölümlerini tercih etti. Yeşim Tufan, ablasının okulunu da tercihleri arasına yazmasına rağmen puanı daha yüksek olan Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni kazandı. Bunun üzerine, puanı daha düşük olan ablasının okuluna yatay geçiş yapabilmek için Yüksek Öğretim Kurumu'na (YÖK) başvurdu. YÖK'ten cevap bekleyen iki kardeş, talepleri kabul edilirse aynı sınıfta eğitimlerini sürdürecek.
'ÜZÜLMENİN FAYDASI YOK'
Yeliz'in ihmal sonucu mu, kendi hatasından dolayı mı kazaya maruz kaldığı uzun süre tartışıldı. Gar görevlileri Yeliz'i suçlarken, genç kızın arkadaşları ise bölgedeki uyarıcı tabelaların silik ve fark edilemez olduğunu öne sürdü. Kaza anını da anlatan Yeliz Tufan, "Akıma kapıldığım yerden birçok arkadaşım ve vatandaşlar geçti. Ne bir tel örgü ne de bir uyarıcı levha vardı. Zaten öyle bir uyarıcı tabela olsa bende geçmezdim, arkadaşlarım da bu konuda uyarırdı" dedi. Bazen dışarı baktığında eski günlerimi hatırlayıp üzüldüğünü de anlatan genç kız, "Ama yaşamak istiyorsam bu saatten sonra üzülmenin bir faydası yok." dedi.