Merkez Meram ilçesindeki evinde yalnız yaşayan Mustafa Büyükselçuk, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce dünyaya geldiğini, bu nedenle eğitim hayatına mahalle mekteplerinde başladığını söyledi.
Mahalle mektebinde 6-7 yıl eğitim gördükten sonra bu mekteplerin kapatıldığını, daha sonra Cumhuriyetle birlikte açılan okullarda eğitimine devam ettiğini dile getiren Büyükselçuk, ilkokulu bitirdikten sonra bahçıvanlık, inşaatlarda bekçilik ve at arabası tamirciliği yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını, zaman içinde kazanıp biriktirdiği paralarla ortak olduğu küçük bir fabrikada çalıştığını, daha sonra da bir akaryakıt istasyonu işlettiğini ifade etti.
Babasının ve dedesinin kendisine sürekli soylarının Selçuklular'dan geldiğini anlattığını, bu nedenle Selçukluların eserlerini hep daha büyük bir hayranlıkla gözlemlediğini ifade eden Büyükselçuk, şunları kaydetti:
''Çocuk yaşlarımdan bu yana Selçuklular gibi topluma yararlı eserler bırakma idealiyle yaşadım. Bu benim içimde bir uhde olarak kaldı. Yaşadığım bölgede Meram Belediyesinin bir sağlık ocağı yapmayı düşündğünü öğrendim. Bunun üzerine sahip olduğum arsayı sağlık ocağı yapılması için bağışladım. Kısa süre içinde de sağlık ocağı yapılarak faaliyete geçti. Hasta insanların her gün arsasını bağışladığım sağlık ocağına gelerek tedavi olduklarını gördükçe büyük mutluluk duyuyorum. 105 yaşında da olsa istediğimi yapmış olmanın huzuru içindeyim.''
Eşinin yaklaşık 22 yıl önce vefat ettiğini, o günden bu güne yalnız yaşadığını anlatan Büyükselçuk, ölen eşi gibi bir kadın bulamayacağına inandığı için de ikinci evliliğini yapmadığını söyledi. Büyükselçuk, ilerleyen yaşı nedeniyle 5 yıldır bazı ihtiyaçlarını kendisinin karşılayamadığını, yeğeni Rıza Özbulgur'un her gün evine gelerek kendisine yardımcı olduğunu kaydetti.
