Fransa'nın Arsen Lüpen'i, İstanbul'un Sülün Osman'ı nasıl bir efsane ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Mustafa Serttaş'ı namı diğer Tavurisi de öyle bir efsane. Tavuri; kimilerine göre "şeytan", kimilerine göre ise "eli uzun" anlamına geliyor. Gazimağusa doğumlu 45 yaşındaki Tavuri, hâkimle ilk kez 13 yaşında tanıştı. Aradan geçen 32 yıl boyunca Tavuri cezaevinin müdavimi oldu. Yoksul bir ailenin çocuğu olan "Tavuri" lakaplı Serttaş, hemen hemen her sene, cezaevine girip çıktı. Hayattayken efsane olan Tavuri, bugüne kadar tam dört kez evlenmiş... Beş kardeşi bulunan Tavuri'nin akrabalarından bazıları soyadlarını değiştirdi. "KKTC'yi tanıtacağım" diye, Rum kesiminde işlediği suçtan sonra yakayı ele veren Tavuri'yle mahkeme salonunda uzun uzun yaşadıklarıyla ilgili konuşma fırsatı bulduk.
LİSTENİN BAŞINDA
Tavuri, kaç kez hâkim karşısına çıktığını bilmiyor ama KKTC'deki polis kayıtlarına göre, 32 yılda tam 238 kez, hâkim karşısına çıkmış. Hapse her girdiğinde tövbekâr olan, çıktığında ise bildiğini okumayı sürdüren Tavuri'nin polis kayıtlarında yüzlerce sabıkası var. Ülkede yaşayan ve Tavuri'yi tanıyan herkesin iyi ya da kötü bir macerası var. Başkalarının kimliğine bürünerek, insanlardan para temin eden Tavuri hakkındaki söylentiler artık efsaneleşmiş durumda. Kimi zaman birçok ünlü işadamı, müfettiş, asker, polis, bakan, milletvekili, bürokrat kılığına girerek dolandırıcılık yapan Tavuri, ara sıra BM yetkilisinin televizyonunu çalacak kadar 'küçük işler!' yaptı. O kadar ünlü bir şahsiyet ki, Rum kesiminde, KKTC'de ve İngiltere'de her hangi bir dolandırıcılık olunca, polisin aklına gelen ilk kişi oluyor. Tavuri'nin bir başka özelliği ise yakalandığında hiç zorluk çıkarmadan suçunu itiraf ediyor olması. Ancak işlemediği bir suçu asla kabul etmiyor. İşte karşınızda, kendisine has özellikler taşıyan bir suçlu: Tavuri. Tavuri'nin ünü KKTC'yi aşıp Rum kesimi, İngiltere, Finlandiya ve Türkiye'ye kadar yayılmış. Bu ülkelere kaçak yöntemlerle çeşitli defalar giden ve kendini büyük bir işadamı olarak tanıtan Tavuri'nin son macerası ise Rum kesiminde 6 Kasım'da Evangelos Kuyumculuk'tan aldığı yaklaşık 150 bin euro değerindeki altınlar. Geçen hafta Lefkoşa Mahkemesi'nde görülen davasını takip etmek için KKTC'nin yolunu tuttuk. Tavuri'nin tutuklanmadan önceki son duruşmasını izleyip, onunla yaşamı hakkında konuşmak istedik. Mahkemeye ne zaman getirileceği belli olmayan Tavuri'yi KKTC'li gazetecilerle birlikte beklemeye başladık. Saat 15.00 sularında polislerin arasında kardeşi İlker Serttaş'la birlikte polis aracından indirilen Tavuri ve kardeşi elleri kelepçeli mahkemeye getirildi. Gazetecilerin flaşlarının art arda patlamasını fırsat bilen Tavuri, "Ben masumum" diyordu. Mahkeme salonuna geldiği sırada yanına yaklaşıp, "Ne iş yapıyorsun" diye sorduğumuz Tavuri, "İşadamıyım" cevabını verdi. Tavuri'nin bu cevabı salonda bulunan tüm gazetecileri güldürdü. Sülün Osman'a, Selçuk Parsadan'a taş çıkartacak yöntemlerle dolandıran Tavuri, geçtiğimiz tam üç ayrı suçtan hakim karşısına çıktı ve tutuklandı. Hayatının büyük bölümünü cezaevinde geçiren Tavuri, ifade vermek için sabahtan akşama Gazimağusa-Lefkoşa arasında mekik dokudu.
AİLEM SİZLERSİNİZ
Çocuk denecek yaşlarda başladığı dolandırıcılık, gasp ve sirkat türü suçlar nedeniyle, sık sık cezaevine girip çıkan Tavuri, eylül ayında Güney Kıbrıs'ta bir kuyumcuyu dolandırdı. Bir yakını sirkat suçundan tutuklu bulunan bir başka vatandaşa, kendini polis subayı olarak tanıtan ve yakınını serbest bıraktırabileceğini söyleyerek 3 bin 500 TL rüşvet alan Tavuri, ayrıca askeri bölgeyi ihlal etmekten de yargılandı. Hâkimin tutuklayarak cezaevine gönderdiği Tavuri'ye, "Ailen nerede, kimsen var mı" diye soruyoruz. Bize, "Benim ailem hakimler, polisler ve her seferinde görüntü alarak benim haberimi yapan sizlersiniz" cevabını veriyor.
Tavuri lakaplı Mustafa Serttaş'ın kapsama alanı Rum kesimine, İngiltere ve Türkiye'ye kadar uzanmış durumda. 45 yaşındaki Tavuri Mustafa dolandırıcılığa başladığı günden beri 32 yıldır hapishaneye giriyor. Onun yüzünden akrabaları soyadını değiştirmek zorunda kalmış
