Doç. Dr. Abalı, çocuğuna şiddet uygulayan anne veya babanın ruhsal ve bedensel olarak fark edilebilen bir zarar verdiğini ancak yanında sigara içilen çocuğun iç organlarının zarar gördüğünü, bu nedenle görünürde bir zarar söz konusu olmadığı için, çocukların yanında sigara içmenin göz ardı edilen bir istismar şekli olduğunu söyledi. Yanında sigara içilen çocukların yavaş yavaş zehirlendiğini ifade eden Doç. Dr. Abalı, şöyle konuştu:
''Birçok anne ve baba bilinçsiz bir şekilde çocuklarını sigara dumanına ve içindeki zararlı maddelere maruz bırakmaktadır. Sigara dumanına maruz kalmak çocuklarda başta kanser riski ve solunum yolu hastalıkları olmak üzere gelişmekte olan sistemlere zarar veriyor. Ayrıca dikkat ve öğrenme alanlarına bozucu etki yaptığı bilinmektedir. Çocukların hassas ve büyümekte olan hücrelerine ciddi zarar verebilir. Çocuğunu gerçekten seven anne babanın onların yanında sigara içmeyeceğini bilmesi, bilmiyorsa yasaların bunu engellemesi önemlidir.''
Doç. Dr. Abalı, ''Dünya Sağlık Örgütü, çocuk istismarını 'Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum veya devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir' diye tanımlıyor. 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 19, 24 ve 36'ncı maddeleri de çocukların sağlığını tehlikeye atan her türlü etkenden korunmasının gerektiğini vurgular'' diye konuştu.
Çocuk istismarının duygusal, cinsel ve fiziksel olabildiğini söyleyen Doç. Dr. Abalı, ''Fiziksel istismarda doğrudan fiziksel bütünlüğüne ve sağlığına zarar verme söz konusudur. Zehirlemek suretiyle çocuğun gelişimine ve sağlığına zarar verilmesi de bu kapsama girebilir. Son yapılan bilimsel çalışmalarda, evde sigara içilmesinin çocuklara dönük riskleri vurgulanmaya başlanmıştır. Ancak hala yeterli bilinç oluşmamıştır. 'Çocuğumu seviyorum' diyen her anne baba sigarayı bırakmalıdır'' dedi.
