Tarihin izinde ikinci durağımız, çağ açıp kapatan kadim şehir İstanbul. Dört bir yanı tarih kokan İstanbul'un, tarihi önemi pek bilinmeyen ilçesi Sultanbeyli'deyiz. Sultanbeyli, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu dönemlerinde Üsküdar'dan Gebze'ye uzanan bölgenin mülki idare merkeziydi. Antik Çağ ve sonrasında kavimler yolu üzerinde önemli bir ara istasyon konumundaydı. Tarihi Aydos Kalesi de bu konumun zirvesindeydi. Doğu Roma İmparatorluğu'nca inşa edilen kale, tıpkı adını aldığı kartallar (Yunanca: Aetos) gibi, kendisini çevreleyen ormana 325 metre yüksekten bakıyor, şehre yaklaşanı gösteriyordu. "Keçi Kalesi" olarak da bilinen kale, İstanbul'a açılan kapıydı. İstanbul'un fethine giden süreçte Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans'la karşılaştığı ilk nokta... İşte o kapı, asırlar sonra Aydos Ormanı'ndaki arkeolojik çalışmalarla yeniden açıldı. Yapımına 11'inci yüzyılda başlandığı düşünülen tarihi kalenin sur ve burçları, 2009 ile 2012 arasında yapılan kazıyla açığa çıkarıldı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan başkanlığında halen sürdürülen kazılarda arkeologlar ve işçiler, son olarak kilise kalıntılarına ulaştı. O kalıntılardan birinde de bin yıllık köpek patisi izlerine rastlandı. Bu izler, kayıtlardaki ikinci pati izleri. İlki, yine Küçükyalı Arkeopark'ta ortaya çıkarılmıştı. Kızıltan, şunları söyledi:
Aydos Kalesi, İstanbul'un fethini başlatan sürecin ilk adımı. Kale, 26 dönüm arazi üzerine kurulu. Turizme kazandırılması amacıyla restore ediyoruz. Bu yıl kale içinde bir kilise kalıntısına rastladık. Hepimizi heyecanlandırdı.
Ortaya çıkartılan eserlerden en ilgi çekeni ise üzerinde pati izleri bulunan kiremit oldu. Bu izler yaklaşık bin yaşında. İstanbul'da ikinci kez böyle bir pati iziyle karşılaşıyoruz. İlki Küçükyalı Arkeopark'taydı.
YARIN:
UNESCO'nun kültür mirasına giren Ani kazısında son durum ne? Rus arkeolog Nicholas Marr'ın 1892'de gömdüğü eserler bulunabildi mi?
