Bu köyün halkı, Diyarbakır ile Şanlıurfa arasında yaşadıkları yeri 'kâbus köy' olarak nitelendiriyor. Çünkü birçok ailenin erkek çocukları genetik bozukluğa bağlı olarak cinsel organları içe kapalı dünyaya geliyor. Bu sorunu anlamayan sağlık görevlileri ve aileler çocuklarını nüfusa kız olarak geçirip kız çocuğu ismi veriyor. Hastalık ergenliğe kadar fark edilmiyor. Ta ki kas gelişimiyle birlikte çocukların yüzlerinde sakal çıkınca aileler doktorun yolunu tutuyor...
Maddi imkânı olanlar, ameliyatla erkek olup, bunu kurul raporuyla resmileştirirken, 'pembe' kimlikle yaşamak zorunda kalan erkekler ise büyük sıkıntılarla karşılaşıyor. Aileler ve köyün önde gelenleri, bu durumun 60 yıldır sürdüğünü söylüyor; öyle ki 80 yaşında olup, bu sorunu yaşayanlar dahi olduğunu ileri sürenler var. Aileler, çocuklarının evlenemediğini, nüfusa 'kadın' olarak kaydedildiği için askere bile gidemediğini söylüyor. Köyde yaşayan 11 çocuk babası S.K., doğduğunda kız ismi verdikleri çocuklarını, 10 yıl sonra doktora götürünce, erkek olduğunu öğrendiklerini söyledi. Oğlunu ameliyat için İstanbul'a götürdüğünü anlatan S.K., "Aradan 5-6 ay geçti, tekrar ameliyat oldu. İmkânımız kalmadı artık. Oğlum okulu bıraktı. İsmi halen kimlikte kız olarak geçiyor. Mahkeme masraflarına paramız kalmadı" dedi.
'7 YAŞINDA ERKEK OLDUĞUMU HİSSETTİM'
Pembe kimlik taşıyan ve kimlikteki ismi R.İ. olan M.A.İ. şunları söyledi: "7-8 yaşlarımda erkek olduğumu hissettim. Çocukken dalga geçiyorlardı. İnanmıyorlardı böyle bir hastalık olduğuna. Kimlik gösterdiğim zaman polis, bana 'Dalga mı geçiyorsun?' diyor. Bir türlü inandıramıyorum. Hastane masraflarımı devlet karşılamıyor. Ailem ödüyor ama durumumuz yetersiz. Evlenmek istersem kız verirler mi bilmiyorum."
GENETİK BİR HASTALIK
Dİyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrin Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Nuri Özbek, köydeki bu kişilerde görülen durumun, 'cinsel gelişim bozukluğu' denilen genetik bir hastalık olduğunu, köyde akraba evliliği çok olduğu için de yaygınlaştığını anlattı.
