600 gramlık Defne'nin yaşam zaferi

İstanbul'da yaşayan Bülent Bostan(42) kuyumcu, eşi Ayfer Bostancı (38) ise güzellik uzmanı. Geçirdiği ağır enfeksiyondan dolayı ölüm riski nedeniyle erken doğuma alınan iki çocuk annesi Ayfer Bostan, 24'üncü haftada yalnızca 600 gram ağırlığındaki 3'üncü bebeği Defne Farah'ı dünyaya getirdi. Akciğer yetmezliği ve birçok sağlık sorunuyla boğuşan minik kahraman, 152 günden beri yattığı yoğun bakımda 4 kilogram ağırlığına gelince sağlıklı olarak ailesine teslim edildi. Geçen yıl, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda dünyaya gözlerini açan Defne Farah bebek, şu an 1 yaşını devirdi ve 8 kilo olarak sağlıklı bir şekilde büyüyor.

"BİR İHTİMAL YAŞAR MI?"
Ölüm riskinden dolayı bebeğini erken doğurmak zorunda kalan Ayfer Bostan yaşadıklarını şöyle anlattı: Sıtma ve ateş şikâyetlerimden sonra çok ağır bir enfeksiyon geçirdiğimi söylediler. Mecburen erken doğum oldu. Doğduktan sonrada 2 ay hep bir ihtimal yaşar diye dua ettik. Şansı çok azdı. Ciğerlerini toparlaması çok uzun zaman aldı. Beslenmeyle ilgili de sorunlar yaşadık. Anne sütü vermek için çok mücadele ettim. Bir damla geldiği halde bile hiç pes etmedim. Bazen umutsuzluklarım oldu, hastaneden hiç çıkamayacağız diye düşündüm. Çünkü oksijeni kapatttığımızda nefes alamıyordu. Ama en zor anımda eşim ve Prof. Dr. Ayhan Taştekin, Uzm. Dr. Binay Vatansever ve yenidoğan yoğun bakım ünitesi ekibi yanımdaydı. Şimdi kızım sağlıklı bir şekilde büyüyor.
ANNE SÜTÜ ÇOK ÖNEMLİ
Defne Ferah'ın ölüm kalım mücadelesini Medipol Mega Üniversite Hastanesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Taştekin şu sözlerle anlattı: Prematüre bebekler erken, çok erken ve ileri derecede erken olmak üzere 3 gruba ayrılır. Defne Farah bebek de 24 haftalık ve 600 gram doğduğundan ileri derecede erken doğanlardandı. Anne Ayfer Bostancı'nın geçirdiği ağır bir enfeksiyon nedeniyle ölüm riski olduğundan erken doğum kararı aldık. Birçok sorunla karşılaşacağımızı biliyorduk ama annenin yaşaması için bu mecburi bir karardı. Prematüre bebeklerde özellikle akciğerler gelişmediğinden solunum yetersizliği oluyor. Bebeğimize de hastaneden çıktığı zaman dahil 1 ay süresince solunum desteği verildi. Ayrıca bu özel bebeklerin beslenmelerine normal bebeklere oranla daha çok dikkat edilmesi gerekiyor. Anne sütü özellikle onları birçok hastalıktan koruyor. Mama vermek herkesin işine geliyor ve kolay görülüyor. Ama doktor, personel ve tüm yakınların anneye süt vermesi için destek vermesi gerekiyor. Biz de öyle yaptık.

ÖNEMLİ OLAN ÖZÜR KALMADAN YAŞATMAK
Prof. Taştekin şöyle devam etti: Yenidoğan ünitemizde alanında uzman doktor, hemşire ve personelimizle dönüşümlü olarak gece gündüz demeden bebeklerimizi engelsiz yaşatmaya çalışıyoruz. Hijyen, bakım, medikal tedavi ve takip adımlarını hatasız yapmamız gerekiyor. Bu tam bir ekip işidir. Önemli olan sadece yaşatmak değil "bebekte özür bırakmadan sağlıklı yaşatabilmektir"