Salı 23.03.2010
Son Güncelleme: Salı 23.03.2010

Abhazlar Türkiye'yi bekliyor

Kafkasların tartışmalı ülkesi Abhazya, 20 yıldır yaşadığı çatışmaların ardından, artık barış istiyor. Abhazlar, geleceğe güvenle bakmak için Türkiye'den destek bekliyor

Giriş
Avrupa-Asya sınırındaki diğer bölgeler gibi Kafkaslar da tarih boyunca güçlü devletlerin mücadele alanı oldu. Büyük İskender'in ordularından Romalıların lejyonlarına, Osmanlılardan Ruslara pek çok güçlü devlet, stratejik önemi nedeniyle paylaşılamayan bu topraklarda birbiri ardına hakimiyet kurdu. Kafkasları dünya gündeminin ilk sırasına yerleştiren son olay, 2008 yazında Gürcistan'ın askeri birliklerini Güney Osetya'ya sokmasıyla patlak veren savaştı. Rusya'nın, dahil olmasıyla gidişatını değiştirdiği savaşın sonucunda 1992 yılında Gürcistan'dan tek yanlı olarak bağımsızlığını ilan eden Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıdı. SABAH, Abhazların dünyada yalnızca 4 ülke tarafından tanınan "yalnız ve güzel" ülkesine gitti. Kendini yeniden inşa etmeye çalışan bu ülkenin yaşadığı sıkıntılara sizler için tanıklık etti.
Karadeniz kıyısındaki en yakın karşı komşumuz olan Abhazlar ülkelerine "Canlar ülkesi" anlamına gelen "Apsni", kendilerine ise "Candan insan" anlamına gelen "Apsuva" adını veriyor. Abhazya'ya Türkiye'den ulaşmak için ilk olarak deniz veya hava yoluyla Rusya'nın tatil başkenti Soçi'ye giriş yapmak gerekiyor. Rusya'nın büyük önem verdiği 2014 Kış Olimpiyatları için adeta baştan yaratılan kent, bugünlerde bir açık hava şantiyesi görünümünde. Trafik yüzünden 15 kilometre mesafedeki sınıra ulaşmak oldukça uzun zaman alıyor. Sınıra geldiğimde, Rusya tarafında pasaport kontrolü saatlerce sürerken, "Psou" nehri üzerindeki Abhazya sınır kapısında kontrol 10 dakikayı geçmiyor.
'BİZİ RUSLARA BIRAKMAYIN'
Abhazlar'ın en büyük sıkıntılarından biri, Türkiye'nin Gürcistan ile Abhazya arasında 1992-1993 yılları arasında yaşanan savaşın ardından, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) yaptığı ambargo çağrısına uyarak, Abhazya'ya doğrudan gemi seferlerini ve uçuşları kaldırmış olması. Abhazlar, Rusya'nın sona erdirmesine rağmen Türkiye'nin ambargoyu sürdürmesinin, ülkede ticareti ve turizmin gelişimini olumsuz etkilediği görüşünde. Beslan isimli bir genç, şikâyetini, "Batılılar bizi Rusya'nın uydusu olmakla suçluyor. Ancak bize başka bir fırsat da vermiyorlar. Rusya'dan bağımsız hareket etmemiz isteniyorsa bizimle ilişki kursunlar. Türkiye'nin de artık bize elini uzatmasını bekliyoruz" sözleriyle anlatıyor. Para biriminin Rus Rublesi olduğu ülkede, en temel ihtiyaç maddeleri Rusya'dan ihraç ediliyor. Rus etkisi askeri alanda da hissediliyor. Bunun en güncel örneği, geçtiğimiz şubat ayında Rusya ile Abhazya arasında imzalanan askeri üs kurulmasına yönelik anlaşma. Bu anlaşma, Karadeniz'de önemli çıkarları bulunan Ruslara, 49 yıl boyunca Abhazya'da 3 bin kara askeri bulundurma hakkı veriyor. Sınırdan başkent Sohum'a giden 100 kilometrelik yol üzerindeki ilk durak, Abhazya'nın en çok turist çeken şehirlerinden Gagra. Sovyetler Birliği döneminde üst düzey devlet yetkililerinin tatil beldesi olan Gagra'da, Ermeni nüfusun fazlalığı dikkatimi çekiyor. Savaşın ardından Gürcülerin şehri terketmesiyle oluşan boşluk, zaman içinde bölgedeki turizm potansiyelinin farkına varan Ermeni yerleşimciler tarafından doldurulmuş.

ERMENİLER FIRSATIN FARKINDA

300 yıllık Osmanlı döneminde "Sohumkale" olarak bilinen başkent Sohum'da, savaşın üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen bina cephelerinde kurşun deliklerini hala görebiliyorum. Ancak karanlık ve tenha sokaklarla çevrili şehir, sahil şeridine doğru ilerledikçe adeta bambaşka bir karaktere bürünüyor. İzmir'deki Kordonboyu'nu hatırlatan, ışıl ışıl kafelerle dolu sahil, Sohum'un karanlık ve ıssız sokaklarının tam tersi görüntüde. Sohum'da kaldığım 3 gün boyunca sahilde yürüyüş yaparken sık sık bakan veya milletvekilleriyle karşılaşıyorum. Abhazya siyasetçilerin halktan kopuk olmadığı ve genellikle yanlarında korumalar olmadan dolaştığı bir ülke. Karşılaştığım siyasetçilerden biri de TBMM'nin Abhaz kökenli Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Afyon Milletvekili Doç. Dr. Sait Açba. Meclis'te Türkiye'nin dikkatini bölgede yaşanan sıkıntılara çekmek için büyük çaba sarfeden Açba, sık sık Abhazya'yı ziyaret ederek, ülkenin durumunu yakından takip ettiğini belirtiyor. Abhaz kültüründe politikacıların yanı sıra belli başlı ailelere mensup büyüklerin sözleri de büyük önem taşıyor. Örneğin aileler arasında yaşanan sorunlar çoğu zaman emniyet güçleri tarafından değil, aile büyükleri arasında yapılan toplantılarda çözülüyor. Abhazya'da bir devlet organı olmayan ancak otorite olarak kabul edilen ve kararlarına önem verilen bir kurum da "Yaşlılar Konseyi". Konseyin toplantılarına kimi zaman Cumhurbaşkanı dahi katılıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.