Giriş Tarihi: 29.04.2024 10:17 Son Güncelleme: 29.04.2024 10:17

Ali İmran Suresi 36. Ayet Okunuşu - Ali İmran Suresi’nin 36. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı ve Meali

Kur'an-ı Kerim’de yer alan surelerden biri olan Ali İmran Suresi Müslümanlara yol gösteren ve peygamberlik makamı hakkında onları aydınlatan surelerden biridir. Ali İmran Suresi anlamı ve tefsiri incelenirken ayetlere tek tek bakılmaktadır. Bu noktada Ali İmran Suresi 36. Ayet meali, Türkçe okunuşu ve tefsiri incelendiğinde sure daha iyi anlaşılmaktadır.

Ali İmran Suresi 36. Ayet Okunuşu - Ali İmran Suresi’nin 36. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı ve Meali

Ali İmran Suresinin iniş sebeplerinin en başında peygamberlerin ümmete ve Allah-u Teala'ya (c.c) karşı olan sorumlulukları, görevlerini belirlemek ayrıca peygamberler hakkındaki yanlış inanışların düzeltmek yer alır. İslamiyet ile ilgili bilgiler edinirken Ali İmran Suresi'nin ayetleri de detaylıca incelenmelidir. Ali İmran Suresi 36. Ayet anlamı, tefsiri ve Türkçe okunuşu Müslümanların bazı hususları daha iyi kavramasına katkı sağlamaktadır.

Ali İmran Suresi 36. Ayet Okunuşu

Ali İmran Suresi'nin 36. ayetinin Türkçe okunuşu şu şekildedir;

''Felemmâ veda'at-hâ kâlet rabbi innî veda'tuhâ unśâ va(A)llâhu a'lemu bimâ veda'at veleyse-żżekeru kelunśâ(s) ve-innî semmeytuhâ meryeme ve-innî u'îżuhâ bike veżurriyyetehâ mine-şşeytâni-rracîm(i)''

Ali İmran Suresi 36. Ayet Meali ve Anlamı

Ali İmran Suresinin 36. Ayetinin Arapçadan dilimize çevrilmiş hali yani meali ise şöyledir;

''Onu doğurunca, "Rabbim!" dedi, "Onu kız doğurdum." -Oysa Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilir- "Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.''

Ali İmran Suresi Okunuşu İçin Tıklayınız

Ali İmran Suresi 36. Ayet Arapça Yazılışı

Ali İmran Suresi 36. Ayet Tefsiri

Ali İmran Suresi tam 200 Ayeti kerimeden oluşmuş ve Medine döneminde inmiştir. Surenin ismi Hz. Meryem (a.s)'nin babası, Hz. İsa (a.s) peygamberin dedesi İmran'dan gelmektedir. İmran'ın eşi Hanne gebe kaldığı vakit Allah'a dualar etmiş, evladını her şartta Allah'ın kulu olmasına adamıştır. Doğum yaptığı zaman evladının bir kız bebek olduğunu gören Hanne erkek çocuk doğurmadığı için mahcubiyet ve hüzün hissetmiştir. Çünkü erkek çocuğunun mâbette hizmet etmesi geleneklere göre en doğrusuydu. Çocuğuna dillerinde 'ibadetine düşkün' anlamına gelen Meryem ismini vermiştir. ("Rabbim, ben bir kız çocuk doğurdum. Halbuki erkek kız gibi değildir. Ona Meryem ismini verdim.'') ayetin bu kısmında dinimizin çocuklara anlamı güzel isimleri koymamızı tembihlemesine bir örnektir. Ayetin son kısmı olan ''onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.'' cümlesinde anne babanın evladına temiz imanla olan duasının kabul olunacağına örnektir.