Aşk, politika ve korku!
Yazının başlığında geçen üç sözcük, vizyonda izlediğim son üç filmi işaret ediyor…
Birincisi, İngiliz romantik komedisi "I Give It A Year/ Bu Aşk Fazla Sürmez"… Yönetmen Dan Mazer'ın ilk uzun metraj çalışması olan film, büyük aşkla yaptıkları evlilikte daha ilk yılı doldurmadan kriz noktasına gelen bir çiftin öyküsünü anlatıyor. Sosyal baskılar sonucu 30 yaş sonrası yapılan yanlış eş seçimlerini ve ilişkilerin dinamiklerini sorgulayan senaryo sonlara doğru bir parça gerçekliğini yitirse de, film genel olarak mizahi gücü yüksek ve zekice yazılmış çok keyifli diyaloglarla dolu. Son zamanların popüler yüzü ve şahsen tuhaf bir antipati duyduğum Rose Byrne, o müşkülpesent ve memnuniyetsiz yüz ifadesiyle "her şeyden şikayetçi eş" olarak başrole çok yakışıyor. Film, tıpkı Byrne gibi, isimleri henüz belleklere yerleşmemiş olsa da son yılların romantik komedilerinden aşina olduğumuz bütün oyuncuları bir araya toplamış adeta… Tabii ki Minnie Driver'ı bu tanımın dışında tutuyorum, o en meşhurumuz ve yine çok başarılı!
İkinci filmimiz "The Company You Keep/ Geçmişin Sırları"… Hem yönetip hem de başrolünü üstlendiği filmde ihtiyar delikanlı Robert Redford'a Susan Sarandon, Nick Nolte, Sam Elliot, Julie Christie, Stanley Tucci, Richard Jenkins ve Shia LaBeouf gibi yıldız oyuncular eşlik ediyor. ABD'de 70'lerin savaş karşıtı grubunun kimlikleri, tam otuz yıl sonra aralarından birinin teslim olması sonucu ortaya çıkar ve böylece kimisi için vicdan muhasebesi kimisi için de aklanma mücadelesi başlamış olur. Hem bir döneme ışık tutması açısından, hem de başarılı senaryo ve kurgusuyla öne çıkan film en çok da kadrosu için izlenmeyi hak ediyor. Hele sorgu odasındaki Sarandon'ın basın mensubuna verdiği röportaj var ki, oyuncunun unutulmaz performansları arasına giriyor ve filmde de dile getirildiği gibi "insanı hipnotize ediyor".
Ve son filmimiz, korku durağında "The Possession/ Şeytan Tohumu"… Ole Bornedal'ın yönettiği filmde Natasha Calis, Jeffry Dean Morgan ve Kyra Sedgwick başrolleri paylaşıyorlar. Film boyunca "İşte yeni bir Şeytan" diye iç geçirdiğimi, 73 yapımı korku başyapıtı "The Exorcist/ Şeytan" ile benzer tatlar yakalamaktan duyduğum heyecanı itiraf etmeliyim… Birincisi, sanat yönetimi muhteşem – ki bir korku filmi için makyaj ve atmosfer hayati önem taşıyor… İkincisi, gerçekten bu filmle beraber sinemanın oyunculuk adına büyük bir yetenek kazandığını düşünüyorum; o da tıpkı 73 yapımı klasik "Şeytan"daki Linda Blair gibi parlayan küçük yıldız Natasha Calis. Hem korkutuyor, hem ağlatıyor, hem de ne biçim sevdiriyor kendini!
EN SON HABERLER
- 1 Amazon'dan Türkiye'ye kuşlar taşıyor! Geceleri kapanıp, güneşle yeniden açılıyor: Bu çiçeği koparan yandı!
- 2 Her hafta "kredi kartı" kadar plastik yiyoruz! Tehlikenin çözümü Türk akademisyenden geldi: Dünya o araştırmanın peşinde...
- 3 ABD’de ölen fenomen Yağmur Taktaş hakkında çarpıcı gelişme: Cenaze şu anda…
- 4 Halk otobüsü trafik ışıklarında bekleyen araçların arasına daldı: 3 yaralı
- 5 12 kişi daha gözaltına alınmıştı… Adliyeye sevk edildiler
- 6 İstanbul'un göbeğinde tekmeli-yumruklu kavga: 2 grup birbirine girdi! Genç kadın yerde kaldı
- 7 Makas atan iki sürücünün kaza anı kamerada: Trafiği birbirine kattılar!
- 8 Son dakika haberi | Diyanet duyurdu: 2024 Kurban kesim bedeli belli oldu! Vekaletle Kurban kesim bedeli ne kadar?
- 9 Kayseri'de kontrolden çıkan TIR 5 aracı biçti; 9 yaralı
- 10 İstanbul Boğazı yine bir gemi arızası ile tehlike yaşadı