Cuma 05.06.2009 16:26
Son Güncelleme: Cuma 05.06.2009 16:33

"Aynı uygulama devam edemez"

YÖK Başkanı Özcan, Sabancı Üniversitesi'ndeki uygulamanın devam edemeyeceğini belirtti.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, tartışmalara neden olan Sabancı Üniversitesi'ndeki uygulamanın devam edemeyeceğini belirterek, "Denetleme Kurulu raporlarında bu husus öne çıkartılıyor ve bir şey yapılması isteniyordu. Bu ciddi bir sorundur, diye önümüze gönderildi. Bunu düzeltmemiz lazım." dedi. Sistemden şikayetlerinin bulunmadığına dikkat çeken Özcan; itirazlarının uygulamanın tüm öğrencileri kapsamaması ve puan sınırlaması bulunmaması noktasında olduğunu vurguladı.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapsamında Türkiye'ye gelen öğrencilerden bir grubu kabul etti. Özcan, kabul sonrasında gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevapladı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ziyaretlerinde Sabancı Üniversitesi konusunun görüşülüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Özcan, Cumhurbaşkanı Gül'ün "meseleyi inceleyin" dediğini aktardı. Cumhurbaşkanı'na konuyla ilgili bilgi verdiklerini belirten Özcan, şöyle devam etti:
"Sistemin nasıl çalıştığı hakkında kendisine bilgi verdik. O da, birazcık daha bakın, yapılabilecek bir şey varsa, yapalım, bu iyi bir sistem, dedi. Zaten biz kendisine sistemden bir şikayetimiz olmadığını, kullanılan modelin şu andaki modelden daha çağdaş ve iyi bir model olduğunu söylemiştik. Hatta 32 yıl önce ben Amerika'da öğrenci iken, bu sistem orada kullanılıyordu. Dünyanın her yerinde kullanılan, çok da yeni olmayan bir sistem. Ülkemizde bir türlü kullanılmıyor. Üniversiteye giriş sistemimize göre, öğrencilerimiz başarı esasında bir sıralama sonucu üniversiteye giriyorlar. Halbuki o sistemde başarıdaki sıralamının üzerine bir başka süreç daha çalışıyor. O da öğrencinin isteği. Öğrencilerin istedikleri alanda eğitim görmelerini sağlamak kötü değil esasında."
"Bizim itiraz ettiğimiz mesele buradaki haksızlıktır." diyen Özcan, "O haksızlık da şu: Siz düşük bir puanla, sözel puanla bir bölüme giriyorsunuz. Bir yıl temel dersleri aldıktan sonra, sizi sayısal puanla öğrenci alınan ve puanı sizin puanınızdan 30-40, bazı durumlarda 60 puan yukarda olan bölüme gidiyorsunuz." dedi.
Özcan, bir başka haksızlığın da bu hakkın başka öğrencilerde olmaması olduğunu dile getirdi. "Bu hakkı herkese verirseniz bizim bir itirazımız olmaz." diycen Özcan, "Ama bunu sadece o üniversitenin harcını ödeyebilen ki, yüksek bir harçtır bildiğiniz gibi, sayısı sınırlı öğrenciye sağlarsanız, o zaman orada çok ciddi bir haksızlık vardır demek ki, biz YÖK olarak bu haksızlığın giderilmesini talep ediyoruz." şeklinde konuştu.
Özcan, "Yatay geçiş yönetmeliğinde bir değişiklik düşünüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine, "Bu mesele üniversitelerimiz ile konuşulur, tartışılır eğer bütün üniversiteler böyle bir sisteme geçmek isterlerse o zaman yatay geçiş yönetmeliğinden bir değişiklik yapılarak böyle yeni bir sisteme Türkiye kavuşturulabilir." cevabını verdi.
Bir soru üzerine Sabancı Üniversitesi dahil bu sistemi düşünen tüm üniversitelere tekliflerinin bulunduğunu aktaran Özcan, şunları dile getirdi:
"Bizim teklifimiz şu olacaktır: Bir öğrenciye yatay geçiş hakkı veriyorsanız, bir taban puanı esas alın, o taban puanı da Türkiye'de o tür programlar içerisinde en düşük puan neyse o baz alınsın. Mesela, psikolojiden elektriğe mi geçmek istiyorsunuz. Geçtiğiniz elektrik programında Türkiye'de en düşük puan ile öğrenci alan hangi okul varsa, o okulun puanı esas olsun. Bunu bile kabul etmiyorlar. İki üniversite kabul etti ama bir üniversitemiz kabul etmedi. Bu son derece makul bir taleptir ve öğrencilerinin bu kadar başarılı olduğunu iddia eden bir okul için hiç te zor bir iş değildir. Madem öğrenciler bu kadar başarılı, Türkiye'deki o programdaki en düşük taban puanı esas alınsın bari. Bunu da yapmıyorsanız, bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur."
Özcan, "Kabul etmediklerini söylediniz. Aynı uygulama devam ederse YÖK ne yapacak?" sorusuna karşılık, "Aynı uygulamaya devam edemezler." karşılığını verdi.
Özellikle son 3 yıldır, Denetleme Kurulu raporlarında bu hususun öne çıkartılarak, bir şey yapılmasının istendiğine dikkat çeken Özcan, "Ben geleli bir sene oldu, geçen sene o raporlar biraz geç kaldı. Yeteri kadar ele alınmadı ama bu sene biraz fazla vaktimiz vardı. O raporlar dikkatlice incelendi. Bu öne çıkan hususun derhal düzeltilmesi isteniyor, Denetleme Kurulu tarafından. Bu ciddi bir sorundur, diye bizim önümüze gönderildi. Onunu için bizim bunu düzeltmemiz lazım." şeklinde konuştu.
"BÜTÜN ÜNİVERSİTELER BÖYLE BİR SİSTEME GEÇMEK İSTERLERSE, MEMNUNİYET İLE GEÇİLEBİLİR"
Özcan'a, yeni yatay geçiş yönetmeliğinin 2010 yılında uygulamaya konacak sınav sistemi ile birlikte yürürlüğe girip girmeyeceği soruldu. "O zaman kadar yetiştiririz zannediyorum." diyen Özcan, "O kadar zor bir iş değil, kısa bir zamanda çıkartırız." ifadesini kullandı.
Bir gazetecinin, "O zaman, bu üç üniversitede uygulanan sistem tüm üniversitelerde, sizin belirttiğiniz kriterler ile, uygulanmaya mı başlayacak?" şeklindeki sözleri üzerine Özcan, "Onu işte üniversitelerimize danışmak isteriz. Paydaşların, bütün üniversitelerin görüşlerini almak isteriz. Eğer bütün üniversiteler böyle bir sisteme geçmek isterlerse memnuniyetle geçilebilir." diye konuştu.
TIP FAKÜLTELERİ'NİN KONTENJANLARI 6 BİN'DEN 7 BİN'E ÇIKTI
Özcan, son düzenleme ile birlikte tıp fakültelerinin kontenjanlarının geçen yıla göre "6 bin küsurdan, 7 bin küsura" çıkartıldığını söyledi. Bu artışların bir bölümünün, bazı fakültelerin aynı eğitimi hem İngilizce hem Türkçe yapmasından kaynaklandığını dile getiren Özcan, Türkiye'nin çok sayıda doktor ve hemşireye ihtiyaç duyduğunu vurguladı. "Hastanelerde çalıştıracak hemşiremiz yok." diyen Özcan, "Her ikisinde de kontenjanları mümkün olduğu kadar artırıp, o ihtiyacın karşılanmasını sağlamaya çalışıyoruz." dedi.
SIRADA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ VAR
Özcan, bir soru üzerine üniversitelerin yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Marmara Üniversitesi'nin ardından, sırada Selçuk Üniversitesi'nin bulunduğunu belirten Özcan, "Onunla ilgili çalışmalar devam ediyor. Üniversitenin senato kararını bekliyoruz. Hem kararı hem de bize teklif edecekleri bir bölünme şekli var mı diye bekliyoruz. Eğer onlar gelirse, o üniversitenin bölünmesi değil de yeniden yapılandırılması da mümkün olacaktır." şeklinde konuştu.
Üniversitelerin yeniden yapılandırılması çalışmalarının öğrenci sayısı 40 bin ve üzerindeki üniversiteler için yapıldığını, ancak Marmara Üniversitesi'ndeki bölünmede oranlarının 40 bine 6 bin olarak gerçekleştiğinin hatırlatılması üzerine Özcan, "35 bine, 6- 7 bin şeklinde oldu." dedi. Dile getirilen 40 bin sınırının bu yıl için geçerli olduğuna dikkat çeken Özcan, "Bir kaç yıl sonra o sınırı biraz daha aşağı çeker ya da yukarı çıkartabiliriz. O sınırı aştığında tekrar kalabalıklaşan kısımın yeniden yapılandırılmasına gidebilir." ifadelerini kullandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.