Çarşamba 26.08.2010
Son Güncelleme: Perşembe 26.08.2010

Barış Soydan'la etik rehberi

YÖNETİCİYLE ASTIN AŞKI ETİK Mİ?

İşyeri aşklarının etiğiyle ilgili yazım, bir okurumuzun itirazıyla karşılaştı. 'ye yazan Z.Y., çalıştığı kurumda bir yönetici ile astı konumundaki kişi arasında ilişki yaşandığını belirtip şöyle diyor: "İnsanın birlikte çalıştığı alt elemanına o gözle bakması bence iğrenç."
İşyeri aşklarının etiği, daha önceki yazımda belirttiğim gibi tüm dünyada tartışmalı bir mesele.. Ben işin içinde kayırmacılık olmadığı sürece işyeri aşklarında etiğe aykırı bir yan olmadığını düşünüyorum. Ama dünyada bu konuda farklı görüşler de var.
Zurnanın zırt dediği yer, okurumuzun sorduğu yönetici ile astı arasındaki ilişki meselesi. ABD'den Profesör Lisa Mainiero'ya kulak verelim: "İdeal işyeri ilişkisi, farklı birimlerde çalışan ve kariyerleri kesişmeyen iki kişi arasında yaşanandır. Çalıştığı birimin yöneticisiyle ilişkiye girenler ise çevrelerinde soru işareti yaratır. Çalışma arkadaşları onun, sevgilisinin iktidarından yararlandığı kuşkusuna kapılır… Aslında buradaki temel mesele ilişki değil iktidardır."
Okurumuzun kaygılarını destekleyen bir görüş de, ABD dergisi Businessweek'in etik yazarı Bruce Weinstein'den: "Birim yöneticisi olduğunuzu ve size bağlı çalışan personelin sempatisiyle karşılaştığınızı düşünün.. Acaba sizden beklentisi romantizm mi, yoksa onu biraz kayırmanız için size yaltaklanıyor mu? Bunu bilmek zor. Hele siz de ondan hoşlandıysanız…"
Evet, işyeri aşklarının etiğiyle ilgili "katı" görüşler böyle.. Ben bu konudaki görüşümü daha önce açıklamıştım: Aşırı yasakçılığa karşıyım. Geçen yazımda, banka çalışanı bir kadınla ilişki yaşayan Dünya Bankası Başkanı Wolfowitz'in, aşık olduğu için değil sevgilisine haksız zam yaptığı için işinden olduğunu yazmıştım.
Geçen yazımda değinmediğim güzel bir örnek daha var. Konu tekrar açılmışken onu da yazayım: Kurum çalışanı bir kadınla ilişki yaşadığı ortaya çıkan IMF Başkanı Strauss-Kahn, hakkındaki soruşturmayı alnının akıyla geçti. Çünkü sevgilisine hiçbir ayrımcılık sağlamadığı ortaya çıktı. Geçen yazının son cümlesiyle bitireyim: Aşk değil, kayırmacılık etiğe aykırı.
ÇOK SAYIDA İNSANI KURTARMAK İÇİN BİR KİŞİYİ FEDA ETMEK ETİK Mİ?

Yeni "vagon" sorusunun yanıtı
Önceki gün şu bizim meşhur "vagon" sorusunun farklı bir versiyonunu sormuştum. Yanıtı açıklamadan önce soruyu hatırlatayım:
Demiryolu köprüsünün üzerinde çevreye bakarken karşıdan, her nasılsa bağlı olduğu trenden kopmuş bir vagonun yokuş aşağı geldiğini görüyorsunuz. Yolunun üzerinde 5 demiryolu işçisi mola vermiş, yemeklerini yiyor. Acele edip vagonun önüne ağır bir şey atarsanız durdurabilirsiniz. Şansa bakın ki, yanınızda hayli şişman bir adam çevreyi seyrediyor! Onu aşağıya iterek, 5 kişinin hayatını kurtarmak elinizde. Ne yaparsınız?
İşte, soruyu soran ABD'li filozof Judith Jarvis Thomson'ın yanıtı: Şişman adamı köprüden aşağı atmak kesinlikle yanlış. İki nedenle. Birincisi, birisinin ölümüne neden olmakla birisini öldürmek farklı şeylerdir. İlk soruda, tren yolunun makasını değiştirince diğer hattaki yaşlı kadının ölümüne neden olacaktık. O bir cinayet değildi. Çünkü asıl amacımız yaşlı kadını öldürmek değildi. Oysa burada şişman adamı köprüden atarsak cinayet işlemiş olacağız. Dolaylı yoldan ölüme neden olmak etik açıdan sineye çekilebilir ama cinayet kabul edilemez.
Buna felsefede "Çifte etki teorisi" deniyor. Bu teoriye göre hayattaki bazı hareketlerimizin çok kötü yan etkileri olabilir. Ama elimizden gelen bir şey yoktur, sineye çekeriz.. Buna karşılık kötü bir şey yapmak, kabul edilemez bir ahlaksızlıktır. Bu ilkeye savaştan bir örnek verelim: ABD'nin masum insanları katletmek amacıyla Hiroşima'yı (Ya da Irak'ı) bombalaması kabul edilemez bir ahlaksızlıktı. Buna karşılık, savaşta askeri bir hedefi vururken insanların ölümüne neden olmak, daha hafif etik ihlalidir.
Neyse, bu karışık tartışmayı bırakalım, köprünün üzerinde yardım etmemizi bekleyen şişman adama geri dönelim.. Judith Jarvis Thomson'ın onu kurtarmak bir nedeni daha var: Bu olayda işçilerin bir "hakkı" yok. Onlar kaderlerine boyun eğmek durumunda. Ama şişman adamın, öldürülmemeyi isteme hakkı var. Bu temel insan hakkıdır, çiğneyemeyiz.
Evet Thomson'un yanıtı böyle.. Sıra geldi sizin yanıtlarınıza.. Ama önce bir haber: Yarın "vagon" sorusunun çok çok daha ilginç başka bir versiyonunu soracağım! (Sonu gelmeyen eski Brezilya dizilerine dönüyor bu "vagon" sorusu!) Ve işte yanıtlarınız.. (Judith Tomson'un yanıtına en yakın cevabı, okurlarımız A.U., N.K., A.A. ve O.K. vermiş gibi göründü, bana.. Bu yarışmanın bir ödülü olsa sanırım onlara verirdik.)
OKURLARIN YANITLARI
Şişman adamın yerinde biz olsaydık..
Etik, her gün ilgiyle izlediğim bir bölüm. Yaşlı kadını feda eden yaklaşımları okuyunca dehşete kapıldım. Katil olmak isteyen ne kadar çok kişi varmış, inanamadım. Bu yazıyı da bu sebeple yazdım. Yeni sorunuzun yanıtına gelince.. Şişman adamı yola atmaya hakkımız yok. Eğer vagonu durdurmak için şişman adamı yola atarsak, katili biz olmuş oluruz. Demiryolu işçilerini kurtaracağız diye birinin katili olmamız doğru değil. Hem o şişman adamın veya yaşlı kadının yerinde biz olsaydık bize böyle bir işlemin yapılmasını sanırım asla istemezdik. Bize yapılmamasını istediğimiz şeyi nasıl bir başkasına yapabiliriz? Demiryolu işçilerine gelince.. Biz orada gözlemci pozisyonundayız. İlla onları kurtaracağız diye bir mecburiyetimiz yok. Onları kurtarmadık diye belki kimse bizi sorumlu tutmayacaktır ama yaşlı bir kadın veya şişman bir adamın ölümüne sebebiyet verdiğimiz için sorumlu olacağız. (N.K.)
Ya şişman sizi atarsa?
Soru biraz hayal ürünü olmuş. Şişman kişi ya sizi atarsa? Bence herkes kendi kaderini yaşar. Eceli gelmişse ölür, gelmemişse kurtulur. Ayrıca birini aşağıya atıcak vaktimiz varsa, işçileri uyaracak kadar vaktimiz de var demektir. (B.D.)
Çözüm işçilere bağırmak İnsanların ölümüne sebep olmak istemezdim. Bence en iyi çözüm, vagonu farketmeleri için işçilere bağırmak. (S.B.)
İşçileri kurtarmak için kendin atlayabilirsin
Beş kişinin hayatını kurtarmayı herkes ister. Ancak bunu yaparken bir başkasının hayatını feda etme lüksüne sahip değiliz. Kişi bu aşamada isterse trenin önüne kendisi atlayıp 5 kişiyi kurtarabilir. Ancak başkasının hayatını bu yolda feda edemez. (G.Ö.)
Ya şişman adam, kansere çare bulmak üzereyse?..
Ben olsam bir şey yapmazdım. 1.Şişman adamı takoz niyetine kullanmak cinayet olur. 2.Şişman adam kanser veya AIDS'e çare bulmak üzere olan bir bilim adamı ise toplamda kaç kişinin hayatını feda etmiş oluruz? (H.S.)
İşçilerin o yolda işi ne?
Hiç bir şey yapmam, seyrederim efendim. Yapacağım her şey taraflardan biri ya da öteki hakkında cinayetle suçlanmamı gerektirebilir. Oysa pasif kalmanın hiç bir sakıncası yok. 1.İşçiler yemeklerini yemekhanede yeselerdi, demiryolu üstünde işleri ne? 2.Nene çiçeğini kırlardan toplasaydı, demiryolunda ne işi var? 3.Şişman adamın suçu ne; en günahsız o. Ağrılık yerine adam kullanmak etik mi? (Z.M.D.)
"Bir günahsız adamı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir"
Birkaç gündür demiryolundaki yaşlı kadın olayı ile ilgili yorumları izliyorum. "Şişman adam" sorusu ise öncekinden daha vahim bir durum, adamı durduk yerde tren yoluna itip ölümüne neden oluyoruz. Yaşlı kadın sorusunda ise zayıf da olsa kadının kurtulma ihtimali vardı. Oysa şişman adamın yaşamda kalma şansı hiç yok. Normal hayatını sürerken bir anda bizim kurbanımız oluyor. Demiryolu işçilerine gelince, onları kurtarma zorunluluğumuz yok. Ayrıca etik yorumlarda bence dini yaklaşımlar da göz önünde bulundurulmalıdır. Sait Nursi'nin risalelerinde geçen bir konu sanırım tartışılan bu durumun değerlendirilmesine yardımcı olacaktır. Özetle şöyle deniyor; bir gemide bir iyi kişi, 99 kötü kişi bulunsa bu gemiyi batırmak doğru olmaz. Yani 99 kötü kişiden kurtulmak için bile bir günahsız kişi feda edilemez. Biz durduk yerde bir günahsız adamı sırf şişman olduğu için nasıl feda ederiz? Ayrıca dinimizde "Bir günahsız adamı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" denmektedir. Bence bu kararları verirken bunları da göz önünde bulundurmalıyız. (A.A.)
Bu olayda "tercih" yok..
Böyle bir durumda, şişman adamın tarafından olaya bakmak lazım. O şişman adam "5 kişiyi kurtarmak için kendi hayatımdan vazgeçerim" demiyorsa, kimsenin trenle ve demiryoluyla ilgisi bulunmayan birisini feda etmeye hakkı yoktur. Böyle bir feda ancak şu durumda olabilir: Makinistin önünde yol ayrımı vardır. Sola dönerse 5 kişi, sağa dönerse bir kişi ölecektir. O zaman ortada bir 'tercih' vardır ve bir kişinin bulunduğu yolun tercih edilmesi normaldir. Ama doğal akışı içinde 5 kişiyi öldürecek bir trenin önüne, durdurmak için bir kişi atmak etik olamaz. Çünkü burada bir 'tercih' yoktur, bir 'çözüm üretmek' vardır. O çözüm de masum bir insanın hayatı olamaz. (O.K. Adana)
İlgisiz birini olaya dahil etmek cinayet olur
Bir önceki benzer soruda, rayların üzerinde duran yaşlı kadını beş kişiye tercih etmek belki etik olabilirdi. Çünkü yaşlı kadın rayların üzerinde, yani olaya dahil. Ama yeni soruda olayla hiç bir alakası olmayan bir insanı durduk yere olayın içine dahil etmek ve o insanın canına kastetmek tartışmasız cinayet olur. Hem şişman da olsa yanınızdaki adamı rayların üstüne atmanız, ölü sayısını 6 ya yükseltir. Kendinizide dahil etseniz ölü sayısı 7 olur. Yani hanginiz atlarsanız atlayın vagon durmaz.
Benim düşüncem: Eğer işçilerin yemek yediğini görebiliyorsam, sesimi de duyurabileceğim uzaklıktalar demektir. Islık çalarak, avazım çıktığı kadar bağırarak ya da bulunduğum köprünün demirlerine taş, demir gibi sert cisimlerle vurarark sesler çıkartmaya çalışarak onları uyarmaya çalışırım.
Öte yandan, o yol üzerinde duran 5 demiryolu işçisinden hiç birinin mi aklına, işlek bir ray üzerinde yemek yememek gerektiği gelmiyor? (A.U.)
SORULARINIZI BEKLİYORUM
Hayatta karşınıza çıkan etik problemlerle ilgili her türlü sorunuzu etik@sabah.com.tr adresine yazın. E-posta kullanmak istemiyorsanız, sorunuzu aşağıdaki yorum alanına da bırakabilirsiniz. Sorunuzda rumuz da kullanabilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.