Giriş Tarihi: 9.09.2011

Bir kararla tarihi yeniden yazdılar

Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği kararların önemli sonuçları oldu. Utanç Duvarı'nda İsrail'i suçlu bulan Lahey, Bosna'da soykırımı tanımladı

Uluslararası Adalet Divanı, verdiği kararlarla, sadece o konuda karar vermekle kalmadı, "Dünya medeniyeti"nin son yüzyılına imza attı. Kararları bazen 10 yıllar sonra başka savaşlara ilham oldu, bazen ulusların kaderlerini tayinini sağladı. İşte "15 dev adam"ın dünya tarihine attıkları imzalardan bazıları:
DEVLETLER DE SOYKIRIM YAPAR

Uluslararası hukukçulara göre, Bosna-Hersek'in Sırbistan'a karşı açtığı dava, Uluslararası Adalet Divanı'nın "soykırım" ile ilgili görüşünün oluşmasında mihenk taşlarından birini oluşturdu. Divan'ın 26 Şubat 2007 tarihli kararına kadar oluşan uluslararası kriterlere göre, soykırım suçunu ancak bireyler işleyebilirdi. Devletler ancak bu bireylerin suçlarını cezalandırıp cezalandırmamaktan sorumlu tutulabilirdi. Uluslararası Adalet Divanı ilk kez 2007'de, "Devletler tüzel kişi olarak soykırım suçu işleyebilir" dedi. Sonra kendi kendine sordu: Peki Sırbistan Bosnalılara karşı devlet olarak soykırım suçu işlemiş midir? Divan bu soruya "evet" diyemedi. Onun yerine, "Soykırım Sözleşmesi hükümlerini ihlal etti" dedi. Gerekçe olarak da "Srebrenitza katliamını önlemek için Bosnalı Sırplar üzerindeki nüfuzunu kullanmadı, soykırım suçlusu Ratko Mladic'i yargılanması için teslim etmedi ve bu konuda Uluslararası Ceza Mahkemesi ile gerekli işbirliğini yerine getirmedi" dedi. Divan'a göre bir devletin soykırım suçunu işleyebilmesi için o devletin; ulusal, etnik, ırksal ve dinsel nedenlerle bir grubun tamamını veya bir kısmını imha etmeye çalışması, bunun için özel bir kastının olması gerekiyordu. Nitekim devlet soykırım suçunu işlerse mağdur yakınlarına tazminat ödemesi gerekiyordu. Uluslararası Adalet Divan'ı, bu nedenle, "soykırım sözleşmesi hükümlerini ihlal etti" dediği Sırbistan'ı mağdurlara tazminat ödemeye mahkum etmedi. Onun yerine, "Mladic ve diğer suçluların Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevkini sağla ve mahkeme ile işbirliği yap" dedi.
UTANÇ DUVARINA YETMEDİ

Uluslararası Adalet Divanı, Türkiye'nin, Gazze ablukası nedeniyle BM'ye taşımaya çalıştığı İsrail'in hafızasında tazeliğini koruyor. BM, 7 yıl önce Filistin'deki Batı Şeria Duvarı nedeniyle İsrail aleyhine görüş oluşturdu. İsrail 2002 yılında Filistin ile arasındaki sınıra duvar inşa etmeye başladı. Duvar kağıt üzerinde Yeşil Hat'ta paralel gidecekti ama hiç de öyle olmadı. Filistin topraklarını içine aldı. Zaten Yeşil Hat boyunca gitseydi de Filistinliler için "ırkçı ve ayrımcı"ydı. Köylerini terk etmek zorunda kalmışlardı, topraklarını ekip biçemez, çocuklar okullarına gidemez hale gelmişti. Hatta hastanelere ulaşmak imkansızlaşmaya başlamıştı. İsrail'e göre ise bu duvar, teröre karşı çekilmiş bir "güvenlik çiti" idi. "Batı Şeria Duvarı" ismini ise Uluslararası Adalet Divanı'ndan aldı. Duvar önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirilmeye çalışıldı. ABD veto etti. Ardından BM Genel Kurulu tam da şimdi Türkiye'nin Gazze ablukası için işletmeye hazırlandığı "Tavsiye görüşü" sürecini işletti. Genel Kurul, "Batı Şeria Duvarı"nın uluslararası hukuka aykırı olduğunun tespiti için Uluslararası Adalet Divanı'na başvurdu. Divan'dan bu doğrultuda görüş çıktı. Bu görüş BM Genel Kurulu'nda oylanıp rapor haline dönüştü. Sadece "görüş" olduğu için resmi bağlayıcılığı bulunmayan bu rapora göre duvar Filistinliler'in yaşam hakkına zarar veriyordu ve uluslararası toplum tarafından kınanmalıydı. Uluslararası Adalet Divanı'nın belki de Türkiye'de kahvelerde bile konuşulan bir kararı oldu: Kosova Kararı.
KOSOVA KARARI VE KIBRIS

Kosova, 2008'de Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlık ilan etti. Sırbistan, Kosova'nın bu tavrının uluslar arası destek görmeyeceğini ve sonrasındaki adımlarına meşruiyet kazandırmayı hesaplayarak Birleşmiş Milletler'e başvurdu, "Kosova'nın başvurusu uluslar arası hukuka uygun mudur?" diye sordu. BM Genel Kurulu bu soruyu 15 yargıçlı Uluslararası Adalet Divanı'na yöneltti, Divan "Uygundur" dedi. Yani Kosova'nın bağımsızlığını kabul etti. Böylelikle Sırbistan bir bakıma kendi ayağına kurşun sıkarken bu karardan sonra siyaset bilimciler "Abhazya, Osetya ve hatta Kıbrıs'ın da aynı hakkı vardır" görüşleri dillendirilmeye başlandı. Lahey Adalet Divanı'nın bu görüşünden sonra başlayan tartışmalar Kıbrıs için de uzun süre devam etti.
NİKARAGUA DAVASI

Uluslararası Adalet Divanı'nın belki de dünya yı yeniden şekillendiren kararlarından biri de Nikaragua'da Militer ve Paramiliter Faaliyet Kararı'ydı. Divan bu kararını, 1976'da Nikagaragua'nın ABD'ye karşı açtığı davada verdi. ABD, Nikaragua'da bulunan örgütlere silah desteği veriyordu. Nikaragua bu desteğin engellenmesini aksi taktirde meşru müdafaa hakkını kullanacağını duyurdu. Uluslararası Adalet Divanı da bu nedenle ABD'nin tazminat ödemesine karar verdi ama tazminat miktarı belirleneceği zaman Nikaragua bir bakıma şikâyetinden vazgeçti ve bilinen tabiriyle dava düştü. Nikaragua kararı, "kendinden büyük" sonuçlar doğurdu. ABD ve İngiltere, 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan'a müdahale kararı çıkartmak için BM'ye başvurdu. Gerekçe olarak da El Kaide'ye Afganistan'ın silahlı yardım sağlamasını gösterdi. ABD ve İngiltere'nin tezine göre "Uluslararası Adalet Divanı'nın Nikaragua kararında olduğu gibi bir ülkenin (bu durumda Afganistan) bir terör örgütünü (El Kaide) silah yardımı yaparsa ve örgüt başka ülkelere (ABD ve İngiltere) saldırırsa, saldırıya uğrayan ülkelerin meşru müdafaa hakkı doğar"dı. Nitekim Afganistan Harekâtı'nın dayanağı da BM'de kabul edilen bu tez oldu. Nikaragua kararı, Mavi Marmara baskınından sonra Türkiye için de önemli oldu. Türkiye geçen yıl Eylül ayında BM'ye sunduğu raporda, Nikaragua kararındaki "meşru müdafaa" kriterlerinin İsrail'in ileri sürdüğü meşru müdafaa kriterleri ile örtüşmediğini ve dolayısıyla İsrail'in müdahalesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.