Salı 30.04.2019

Bu hikaye ve başarı hepimizin

“Vakfın hikayesini anlatmaya giriştiğimizde, asla sayfalar bize yetmiyor. Ama şunu söylemek isterim: İKSV bugününe kurucuları, çalışanları, vakfa destek veren kurumlar, iş ortakları, gazeteciler, eleştirmenler ve tabii ki sanatçılar ile izleyicilerin devamlı desteğiyle ulaştı. Bu yüzden, İKSV’nin hikayesi, aslında hepimizin hikayesi ve başarısı da İstanbul’un başarısıdır”

GÖRGÜN TANER (İKSV Genel Müdürü)
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İzlenimler, Umutlar kitabında, "Sanat, planlama ve disiplinin yanı sıra bir inanç, coşku ve özveri işidir" diyerek İstanbul Festivali'nin başarısında üç önemli etkenin rol oynadığını söylüyordu: Festivalin ilk gününden itibaren özerk bir nitelikle çalışması, festival programlarının Aydın Gün gibi bir uzmanın yönetiminde hazırlanması ve bu işe emek verenlerin tutkulu ve özverili çalışması.
Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Nejat Bey'in vakfın kuruluşu sırasında belirlediği vizyonun, neredeyse 50 yıl sonra bile geçerliğini koruduğunu görmek beni derinden etkiliyor. İKSV'yi anlatırken, düzenlendiği kentle bütünleşmiş, bağımsızlığından güç alan, destekçilerinin, çalışanlarının, izleyicilerinin inancı ve sevgisiyle büyüyen bir kurumdan bahsediyoruz.
İLK FİKİR 1960'LARDA FİLİZLENDİ
Nejat Eczacıbaşı, İstanbul'da bir festival düzenleme fikrini 1960'lı yıllarda geliştirmeye başlamıştı. Bu süreçte kentte yapılan incelemeler, tartışmalar, alınan görüşler sonucunda ilk hedefler belirlenmişti. Nejat Bey, İstanbul'a uluslararası bir festival kazandırılmasına inanan kişi ve kurumların festivale sağlayacağı desteğin önemli boyutlara ulaşacağına inanıyordu. Nihayet vakfın kuruluşu, 1973 yılında Nejat Eczacıbaşı önderliğindeki 17 iş insanı ve sanatsever tarafından gerçekleştirildi. Aynı yıl düzenlenen ilk İstanbul Festivali, Türkiye'de benzeri olmayan bir etkinlikti.
BİR KÜLTÜR BAŞKENTİ
İlk yıllarda tüm sanat türleri İstanbul Festivali programında kendine yer bulurken festival gelişip ilgi arttıkça, farklı disiplinlerde bağımsız uluslararası festivaller düzenlenmeye başlandı. İstanbul Film Festivali, 1983 yılında Sinema Günleri adıyla başlamıştı. Benim İKSV ile yolumun kesişmesi de bu yılda gerçekleşti. Üniversitedeyken, Sinema Günleri'nde Kent Sineması sorumlusu olarak çalışmaya başladım ve sonra da vakıfta çalışmaya devam ettim. 80'li yıllar İKSV'nin baş döndürücü bir hızla büyüdüğü yıllardı. Vakfın çalışmaları hem yurt içinde hem de yurt dışında yankı bulmaya başlamıştı. Herald Tribune "İstanbul Festivali'nin İstanbul'un kültür yaşamına bir devrim getirdiği"ni yazmış, Paris Match dergisi İstanbul'u "Avrupa'nın kültür merkezlerinden biri" olarak ilan etmişti.
1987 yılında İKSV, sanattaki farklı eğilimleri İstanbul'da sanatseverlerle paylaşmak amacıyla, daha sonra İstanbul Bienali adını alan, ilk İstanbul Çağdaş Sanatlar Sergisi'ni düzenledi. İstanbul Bienali'ni 1989'da başlayan İstanbul Tiyatro Festivali takip etti. 1990'lar, İKSV için büyük bir değişimle başladı: 1993 yılında Melih Fereli genel müdür oldu; daha sonra da Nejat Bey'in vefatının ardından Şakir Eczacıbaşı vakfın yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Sonrası, vakfın kurumsallaşmasının gerçekleştirildiği, tüm etkinliklerin kendilerini hem Türkiye'de hem de uluslararası arenada tekrar tekrar ispat ettiği bir dönem oldu.
1994 yılında İstanbul Caz Festivali de ayrı bir festival olarak yapılandı ve aynı yıl İstanbul Festivali'nin adı İstanbul Müzik Festivali olarak değiştirildi.
1994'te İstanbul Caz Festivali kendi başına bir festival olarak düzenlenmeye başladığında, ben de festivalin direktörlüğünü üstlendim. 2002 yılında da İKSV'de genel müdürlük görevini, 2001 yılından itibaren bu görevi yürüten Ersin Onay'dan devraldım.
ETKİNLİKLER BÜTÜN YILA YAYILDI
Aynı yıl vakfa destek verirken festivallerde öncelik ve ayrıcalıklardan yararlanmak isteyen sanatseverleri Lale Kart üyelik programında bir araya getirmeye başladık. Bugün sayıları 5.000 civarında olan Lale Kart üyeleri, İKSV'nin bütçesine yüzde 8 gibi yüksek bir oranda katkıda bulunuyor.
İKSV 30. yılında etkinliklerini festivallerle sınırlı tutmayıp, yıl içine yayma kararı aldı. Bu kapsamda başlatılan sonbahar film haftası Filmekimi, 2002 yılından bu yana gerçekleşiyor ve artık İstanbul'la sınırlı kalmadan, gösterimleriyle Türkiye'nin farklı kentlerini de dolaşıyor. Leyla Gencer Şan Yarışması da 2006 yılından bu yana İKSV tarafından düzenleniyor.
HİKAYELER ANLAT ANLAT BİTMEZ
2010'da vakfımız Şişhane'ye, kendi binasına taşındığında, kendi performans mekânımıza sahip olma hayalimizi de gerçekleştirdik. Salon İKSV, bugün İstanbul'da güncel müzik sahnesine yön veren bir mekân olarak çalışmalarına devam ediyor.
2010 Ocak ayında, Şakir Eczacıbaşı'nın vefatının ardından vakfın Yönetim Kurulu Başkanı olarak Bülent Eczacıbaşı seçildi. Bülent Eczacıbaşı'nın liderliğinde İKSV, bir yandan mali yapısını güçlendirirken bir yandan da geleceğe dair hedeflerini belirledi. Gençlere yönelik çalışmalarını artırmak, kültür politikalarının gelişim sürecine yönelik çabalarını yoğunlaştırmak ve İstanbul'u tasarım alanında da öne çıkan bir kent hâline getirmek gibi yeni hedefler koydu. Ve 2012'de, 40. yılını kutlarken, İstanbul Tasarım Bienali'ni başlattı. Şimdi, bundan yedi yıl sonra, İKSV Kültür-Sanat Kart gibi projelerimizle, kültür politikaları alanında yayımladığımız raporlarımız ve yürüttüğümüz çalışmalarımızla, klasik müzik, çeviri ve tiyatro alanında verdiğimiz teşvik ödülleriyle, kültür ve sanat etkinliklerine erişim ve katılım imkânlarını artırmak amacıyla Nejat Eczacıbaşı Binası'nda kapılarını açan İKSV Alt Kat'la, bu yolda anlamlı adımlar attığımızı görmek bize mutluluk veriyor.
Vakfın hikâyesini anlatmaya giriştiğimizde, sayfalar asla yetmiyor. Bu yazıyı bu kadar uzun yazmama rağmen bahsedemediğim onca insan, anlatamadığım yüzlerce hikâye var. Ama sözlerimi şunu söylemeden bitirmek istemem: İKSV bugününe kurucuları, çalışanları, vakfa destek veren kurumlar, iş ortakları, gazeteciler, eleştirmenler ve tabii ki sanatçılar ile izleyicilerin devamlı desteğiyle ulaştı. Bu yüzden, İKSV'nin hikâyesi, aslında hepimizin hikâyesi ve başarısı da İstanbul'un başarısıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.