Cumartesi 12.11.2011
Son Güncelleme: Cumartesi 12.11.2011

Cem'in cesedi umutları kırdı

Enkaz altındaki iki gazeteciyi arama çalışmaları bütün hızıyla sürerken gece Cem Emir'in cesedi bulundu.

Van'da yıkılan Bayram Otel'in enkazında kalan iki gazeteci, Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz'a ulaşmak için ekipler var güçleriyle çalışırken geç saatlerde Cem Emir'in cesedine ulaşılması tüm umutları tüketti. Oysa sabah saatlerinde herkes iyi bir haber almayı umut ediyordu. İki gazeteciyle ilgili gün boyu yaşanan gelişmeler şöyleydi: Doğan Haber Ajansı (DHA) Genel Müdürü Uğur Cebeci, Bayram Otel enkazı altında kalan iki DHA muhabirinin kurtarılması için hâlâ zaman bulunduğunu söyledi. "AKUT ekibi binanın arka tarafında, yani bir bankaya bakan tarafta idrar kokusunu köpeklerle tespit etti. O bölgede pudralama çalışması yaptılar ve gelen kokularla orada bir hayatın olduğuna dair işaretler alıyorlar" diyen Cebeci şu bilgileri verdi:

'HEP BUNDAN KORKARDIM'
"O gün bir bakan takibinden dönmüşler ve otelin lobi katında hem görüntü ve hem resim transferi yapıyorlardı. Kaldıkları oda üçüncü kattaydı. Çok büyük ihtimalle depreme ya bir koridorda ya da lobide yakalandılar. Fakat bina yapısal bozukluğu nedeniyle yanay kayarak yerle bir olmuş. Cem ve Sebahattin'in bir boşlukta olduğunu ve oradan bize sesleneceklerini düşünüyorum" Meslek yaşamı boyunca, "Bana hiçbir muhabirimin öldüğünü veya yaralandığını gösterme" diye dua ettiğini anlatan Cebeci, "Neredeyse son noktadayım ve bununla karşı karşıyayım" diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Kardeşi Kemal Emir de depremden bir gün önce ağabeyi ile görüştüklerini belirterek, "Sağ çıkacağına yönelik umudumuz sürüyor. Yaşadığını hissediyorum" dedi. Kemal Emir, "2 yıldır Diyarbakır'da görev yapıyor. İlk deprem yaşandığında Erciş'e gideceğini söyledi. Daha sonra Van'a geçti. Başbakan'ın hafta sonu yapacağı ziyareti bekliyordu. Bu programı da takip ettikten sonra Diyarbakır'a dönecekti. Bayramı bizden ayrı geçirerek, deprem bölgesinde çalıştı" diye konuştu. Bu arada Vodafone'un yaptığı araştırmada, Cem Emir'in cep telefonunun saat 13.59 ve 14.07 itibariyle 20 saniye için aktif hale geldiğini saptaması üzerine, çalışmalar da yoğunlaştırıldı. Ancak akşam saatlerinde kötü haber geldi. Ekipler Cem Emir'in cansız bedenini enkaz altından 49.5 saat sonra çıkardı.
ARKADAŞLARI, 2 MUHABİRİ ANLATTI
Mesleğe âşık bir adam
Doğan Haber Ajansı Van Bürosu Muhabiri Sebahattin Yılmaz, aslında Erzurumlu. Ancak yıllardır Van DHA Bürosu'nda görev yapıyor. Emekli olmasına rağmen mesleğinden vazgeçmedi. DHA Van Büro'nun Sebahattin Ağabeyi oldu. THY uçağı, 29 Aralık 1994'te Van'a düştüğünde, olay yerine ilk ulaşan muhabirlerden biriydi. Soğuk havaya aldırmadan yürüyerek gitmişti enkazın yanına. Bir yandan 56 kişinin öldüğü kazanın dehşetini görüntüleyen Yılmaz, bir yandan da yaralılara yardım eli uzatmıştı. Onunla 2004'te, Van'a yaptığım bir haber gezisinde tanıştım. Eşi Gönül Yılmaz ve çocuklarıyla birlikte Muradiye Şelalesi'nde piknik bile yaptık. Van'da başı sıkışan onu buluyordu. Mesleğinde büyük başarılar elde etmişti ama mütevazılığı hiç elden bırakmadı. Eşi Gönül Yılmaz ve 17 yaşındaki kızı Egem'i 7.2'lik felaketten sonra Erzurum'a göndermişti. 20 yaşındaki oğlu Alperen Yılmaz ise İstanbul Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü'nde okuyordu. Eşi Gönül Yılmaz şimdi umutla, 21 yıllık hayat arkadaşının kurtulmasını bekliyor. Dün yaptığımız telefon konuşmasında tek söyleyebildiği de buydu zaten: "Umudumuzu asla kaybetmiyoruz." Gül KİREKLO

Canların canıydı...

Cem Emir, Tuncelili'dir. Gazeteciliğe de burada başladı. Cem ile 2006'da Tunceli Mazgirt'te, bir haber vesilesiyle tanıştım. Mavi gözleri hep güler, ne zaman bölgede bir gelişme yaşansa telefona sarılıp, "Ağabey burada hareketlilik var, gelmiyor musun" diye sorardı. 2 yıl önce DHA'nın Diyarbakır muhabiri oldu. Hazirandaki seçimler öncesinde bölgede haber çalışması yaparken genellikle Diyarbakır'da konaklıyordum . Akşamları Dicle Nehri'nin kenarındaki restoranlarda yemek yiyorduk. Yorgunluğumuz onun esprileriyle hafiflerdi. Cem her gazetecinin tanımak isteyeceği bir dost ve bir "Can"dı; aynı Yunus Emre'nin "Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun. Assı ziyandan geçtim. Dükkanım yağma olsun" dizelerindeki gibi. 24 Ekim'den beri Van'daydı. Her zamanki gibi, "Abi neredesin, gelmiyor musun?" diye aradı. Bayram sabahı beni ilk arayanlardandı. "Ellerinden öpüyorum. Harçlığımı Okan Konuralp (Hürriyet muhabiri) ile gönderirsin" diye takıldı. Bu, son konuşmamız oldu. Ben. Cem'in enkazdan çıkıp, mavi gözleriyle gökyüzüne gülerek bakacağına tüm kalbimle inanıyordum. Ancak akşam gelen kötü haber hem beni hem de Cem'i sevenleri çok üzdü." Erhan ÖZTÜRK

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.