Meltem Özdaş'ın cenazesi, ailesi tarafından alınmayınca bir grup kadın tarafından toprağa verildi.
İlçe merkezinde 18 Şubat'ta, kayınpederinin uzun namlulu silahla saldırısında ölen Özdaş'ın cenazesini, Diyarbakır'da kadınlara yönelik çalışma yürüten dernekler sahiplendi. Büyükşehir Belediyesi cenaze aracı ile Diyarbakır Devlet Hastanesi Morgu'ndan Yeniköy Mezarlığı'na getirilen cenaze, kadınlar tarafından yıkanarak kefenlendi.
Kadınların omuzunda taşınan cenaze, Yeniköy Camisi'ne götürüldü. Cenazeyi taşıyan kadınlar ''kadına uzanan eller kırılsın'' şeklinde slogan attı. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve 5 belediye çalışanının katılımıyla cenaze namazı kılındı. Daha sonra tekrar kadınların omuzunda taşınan cenaze, Yeniköy Mezarlığı'nda dualarla defnedildi.
Baydemir, mezarlıkta gazetecilere yaptığı açıklamada, Meltem'in en yakınları tarafından katledildiğini ve kimsesizler mezarlığına defnedilmek üzere belediyeye teslim edildiğini söyledi.
''AYAKLARIMIN ALTINDA ÇİĞNİYORUM''
Meltem'ın yalnız ve kimsesiz olmadığını, Diyarbakır halkının verdiği destekle bütün Diyarbakır halkı adına Meltem'in hakka yürüyüşünde son görevlerini yaptıklarını dile getiren Baydemir, şöyle konuştu:
''Kadına yönelik şiddet zulümdür, alçaklıktır. İster kıskançlık duygusu denilsin, ister namus cinayeti denilsin adına ne konulursa konulsun bu toplumun en büyük ayıplarından biridir. Yılda 2 bini aşkın kadın, erkeğin şiddetine maruz kalıyor. Günde ortalama 5-6 kadın benzer şekilde cinayete maruz kalıyor. Yasalar maalesef kadını korumaya yetmiyor. Her şeyden önce bu kadına yönelik bir kırımdır. Toplumun buna karşı çıkması ahlaki, vicdani, siyasi her boyutuyla bir sorumluluktur, boynumuzun borcudur. Topluma bir çağrıda bulunmak istiyorum. Özellikle de hastalıklı erkek bakış açısının değişime ve tedaviye ihtiyacı var. Adına ne derseniz diyin kadına yönelik, kadın kimliğinden kaynaklı cinayet psikopatlıktır. Kadını öldürmek, en yakınındaki insanı öldürmek erkeklikse böyle erkekliğe lanet olsun. Ben böyle bir erkekliği reddediyorum. Ayaklarımın altında çiğniyorum.''
Evlenmenin bir erkek ve kadın için ne kadar hak ve doğalsa, boşanmanın da o kadar hak ve doğal olduğunu vurgulayan Baydemir, kadın bedeninin hiç kimseye ait olmadığını ifade etti.
TOPLUMDAN DIŞLANMALIDIR
''Rabbin yarattığıdır ve ancak rab onun canını alır. Hiç kimsenin böyle bir haddi ve hakkı yoktur. Bütün seydalara, topluma çağrımdır. Kadına yönelik şiddet uygulayan kim olursa olsun bu toplumdan dışlanmalıdır. Selamı alınmamalıdır, kendisine selam verilmemelidir. Kadına zulmeden bir toplumun zulümden kurtulma şansı yoktur'' diyen Baydemir, kadına zulmeden bir erkeğin zalimin karşısında başını dik tutma şansının olmadığını vurguladı.
Kadına yönelik şiddeti en büyük korkaklık ve çaresizlik olarak niteleyen Baydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Kadına yönelik şiddete karşı 'dur' demek hepimizin görevidir. En çok da erkeklerin görevidir. Rabbim onu cennetinde şad etsin. Hakka yürüyüşünde maruz kaldığı zulmün bu toplumun vicdanında bir çığlığa vesile olmasını diliyorum. Bu toplumun yaşamış olduğu son cinayet olsun istiyorum. Bu toplumun batı, doğu, kuzey ve güney yakası, hiçbirimizin de birbirimizden farkı yok. Bu kırıma 'dur' demek hepimizin insan olma görevi, insan olma vasfıdır.''
17 YAŞINDA EVLENDİRİLMİŞTİ
Bismil Kadın Merkezi'nde sosyolog olan Melek Kızıl da 17 yaşında halasının oğlu ile çocuk yaşta evlendirilen Özdaş'ın Adana'da yaşadığını, evliliğindeki sorunlar üzerine bir süre sığınma evinde kaldığını belirterek, Özdaş'ın eşine boşanma davası açtığını bildirdi.
Evliliğinden olan çocuğunu almak üzere Bismil ilçesine giden Özdaş'ın silahlı saldırı sonucu kayınpederi tarafından öldürüldüğünü, kayınpederinin tutuklandığını kaydeden Kızıl, ''Öldürülen tüm kadınlara olduğu gibi Meltem'e de sahip çıkıyoruz'' şeklinde konuştu.
Bismil'de 18 Şubat tarihinde Meltem Özdaş (22) ile yanında bulunan Mehmet I. (34) otomobilin içinde uzun namlulu silahla saldırıya uğramış, başlarından vurulan çift, hayatını kaybetmişti. Olaydan sonra gözaltına alınan ve suçunu itiraf eden Özdaş'ın kayınpederi tutuklanmıştı.
