Cinayetin tek delili kâbuslar

Kırklareli Jandarma Komutanlığı'nda görev yapan Astsubay Mustafa Ciğer, 21 Aralık 2001 akşamı kayboldu. Mersin'de yaşayan baba İsmail Ciğer, yıllarca oğlunu bulamadı. Ancak 10 Mayıs 2010'da Özgür Dinç isimli vatandaş polise teslim olup, "2001'de Astsubay Mustafa Ciğer'i öldürdük. Kâbuslar görüyorum ve vicdan azabı çekiyorum" dedi. Dinç, olay gecesini şöyle anlattı: "Mustafa Ciğer Turgay Kolcan'ın işlettiği Maksim birahanesinde bira içerken, bizim uyuşturucu aldığımızı gördü. Yanımıza gelip 'şerefsizsiniz' deyince Kolcan, Ciğer'i 10-15 kez bıçakladı. Daha sonra ben de 8-10 kez bıçakladım. Üstünden çıkan askeri kimliği yaktık. Cesedi baltayla parçalayıp Dereköy yolunda ormana attık."


SUÇ ORTAĞI YANIP ÖLDÜ
Dinç'in "suç ortağım" dediği Kolcan'ın, 20 Mart 2004'te öldüğü ortaya çıktı. İddiaya göre yaptığı yemeği beğenmediği annesiyle kavga eden Kolcan evi benzinle ateşe verdi ve annesiyle birlikte öldü. Bu olayda da takipsizlik kararı verildi. Cinayetin işlendiği öne sürülen birahanede kan izine ya da DNA testine alınabilecek bir parçaya rastlanmadı. Özgür Dinç'in "cesedi parçaladık" dediği balta ve suç aleti bıçak da bulunamadı. Hatta "cesedi taşıdık" dediği otomobil de bulunup incelenemedi. Dinç'in ceset parçalarını attıklarını söylediği ormanlık alanda da herhangi bir kemik parçasına rastlanmadı. Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sonunda, sanığın tüm anlatımlarda olayı bütün yönleriyle kabul ettiğini belirtti. Mahkeme, "Her ne kadar deliller bulunamadıysa da maktul şüpheliler tarafından öldürülmüştür" diyerek Özgür Dinç'i ömür boyu hapse mahkûm etti. İndirim hükümleriyle ceza 15 yıl hapse dönüştü. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi cezayı onadı. Ancak Yargıtay Başsavcılığı, delil olmadığı gerekçesiyle mahkumiyetin onanmasına ilişkin kararın kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesini istedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise mahkumiyet kararını yerinde bularak, bu itirazı reddetti. Böylelikle 15 yıllık hapis cezası kesinleşti.