Çocukken yaşadığı vali konağına eşiyle döndü

Hülya Aksoy, 2010 yılında Samsun'a atanan Vali Hüseyin Aksoy'un eşi. Aynı zamanda, 1985-91 arasında Samsun Valiliği yapan Erdoğan Cebeci'nin kızı... Yani eşiyle 3 yıl önce yerleştiği valilik konağının eski "küçük hanımefendisi." Genç kızken ayrıldığı konağa, hanımefendi olarak dönmenin heyecanını yaşayan Hülya Aksoy, "Babam Samsun'a atandığında Ankara Gazi Üniversitesi birinci sınıf öğrencisiydim. Bir yıl sonra yatay geçişle Samsun'a geldim ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) Resim Öğretmenliği bölümünde okumaya başladım. O zamanlar daha 20 yaşlarında genç bir kızken 4 yılım bu konakta geçti. OMÜ'de okurken eşim de Rize Hemşin Kaymakamlığı makamındaydı. Vali beyle bu vesileyle tanıştık. 1994'te de evlendik. Hüseyin bey, 2001'de vali olarak Muğla'ya atandı. Burada 5 yıl görev yaptık sonra, Mersin Valiliği görevine atandı. Yıllar sonra babamın valilik yaptığı şehre eşimin vali olarak atanması, bana tarifi imkansız duygular yaşattı" diyor.
'GÖZYAŞLARINA BOĞULDUM'
Eşinin bir gün Samsun'a vali olarak atanacağını aklımın ucundan dahi geçirmediğini söyleyen Aksoy şunları söylüyor: "Şu anda bu benim için adeta bir rüya gibi. Eşimin kararnamede Samsun'a atandığını öğrendiğimde gözyaşlarına boğuldum. Çünkü Samsun'un benim için anlamı çok farklıydı. Genç bir kız iken oturduğum konağa bu kez hanımı olarak gitmek gerçekten tarifi imkânsız bir duygu. Gençliğimde konakta ilgimi en çok piyano çekerdi. Bazen oturup çalmaya çalışırdım. Fakat hiç beceremezdim. Buraya gelirken de 'acaba piyano duruyor mu' diye düşündüm. Konağa yerleştiğimizde, eski eşyalardan geriye sadece piyanonun kaldığını gördüm. Babamdan sonra çok sayıda vali ve eşi bu konakta yaşadı. Ama hiçbiri piyanoyu değiştirmemiş. Çocukluğumda bıraktığım yerde duruyordu. Piyano başında bir de fotoğrafım vardı. Şimdi konakta hem bugünü hem o günleri birlikte yaşıyorum."
'KEŞKE BABAM DA GÖRSEYDİ'
En büyük üzüntüsünün, babasını bu konakta misafir olarak ağırlayamamak olduğunu söyleyen Aksoy, "Babam 1995'te Denizli Valisi iken kansere yakalandı. Tedavi için görevinden kendi isteğiyle ayrılmak zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra da hayatını kaybetti. Keşke babam da misafirim olsaydı. Onu çok özlüyorum. Babamın çalıştığı yerlerde çok derin izler bırakan bir yapısı vardı. Burada valilik yaparken de öyleydi. Bu konak ve şehirde onunla geçirdiğim günleri çok özlüyorum. Annem de eşimin Samsun'a atandığını duyunca çok duygulanmıştı. Bir zamanlar onun hanımefendi olduğu konağa şimdi kızı hanımefendi oldu. Bazen kalmaya geldiğinde, o eski güzel günlerden hep bahsediyoruz. Hem onun için hem de benim için çok güzel anılar bunlar" diye konuştu.