Çoğu kişi Göksel Baktagir'in adını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın medya mensuplarıyla yaptığı toplantıdan sonra dağıttığı CD'ler sayesinde duydu. Oysa 13 senede 13 albüm yapan, 181 esere imza atan bir kanun virtüözü o... Hatta, Mel Gibson'ın yönettiği "Tutku" adlı filmde, Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği sahneye onun eseri eşlik ediyor. Baktagir, eserleriyle gönüllere dokunmanın, geniş değil derin kitlelere hitap etmenin derdinde. Kırklarelili sanatçıyla müziğini ve Başbakan'dan sonra hissetmeye başladığı şöhreti konuştuk.
Gönüllere dokunmayı, popülerliğe çok fazla bulaşmadan nasıl becerebiliyorsunuz? Popülerlik göreceli bir şey. Hz.Mevlana'nın dediği gibi, "İnci dibe vurur, çer çöp kıyıya." Kıyıda olan şeyi herkes görebilir. Ama kalıcılık çok daha önemli. Sürekli gazetelere çıkmıyorum belki ama kendi çapımda popüler olduğumu görüyorum. Geniş değil derin kitlelere hitap ettiğimi düşünüyorum.
'MADDİYATA UZAĞIM'
Bunu neye bağlıyorsunuz? Alkış almak için müzik yapmıyorum. Maddiyattan uzağım. Gönül yolculuğu yaptığımı düşünüyorum. Müziğimi tarif ederken şöyle bir yakıştırma yaptım: Müzik seslerden oluşuyor. O sesler kompozisyonu, o kompozisyon da müzik sanatını ortaya çıkarıyor. Ben de kendimi sesteki ışığı keşfetme yolcusu olarak görüyorum. Işıklı sesleri keşfettiğimde hem aynamı daha da parlatacağım ve hem de söylemek istediklerimin bir manası olacak.
İsminizi çoğu kişi Başbakan'ın medya temsilcileriyle yaptığı toplantıdan sonra duydu. Katılımcılara sizin eserlerinizin bulunduğu albüm hediye edildi. Nasıl karşıladınız bu durumu? Başbakan'ın hediye ettiği 5'li bir settir. İki tanesi benim eserlerimin olduğu CD'dir. Diğer albümler de Gürdal Topcan, Murat Salim Tokaç ve Serkan Çağrı'ya aittir. Başbakanımız çok uzun zamandan beri kıymetli konuklarına o seti takdim ediyordu. Ne zaman ki medya konuk olarak davet edildi, o zaman medyanın dikkatini çekti. Biz zaten buradaydık, bilen biliyor.
Başbakan'a tanınırlığınızı artırdığı için bir teşekkür borçlu olduğunuzu düşünüyor musunuz? Tabii ki. Bir nezaket mektubu yazacağım kendisine. Başbakanımız ile çok özel, bizi de mutlu eden projelerde yer aldık. İstanbul Sazendeleri ile Japonya'ya gittiğimizde Japon Prensi'nin huzurunda bir dinleti yapmıştık. Başbakanımız ile gönül iletişimimiz olduğunu hissediyoruz. Japonya'daki dinletide çok keyif aldığına şahit olduk. Orada bizden özel ricada bulunarak Yemen Türküsü'nü istedi. Yemen Türküsü uşşak makamına aittir. Uşşak makamı da âşıklar makamıdır. Böyle zevkli bir eseri istemesi bizi ayrıca etkiledi.
Başbakan'ın sevdiği, dinlediği sanatçı olmak nasıl bir duygu? Onur verici bir durum. Yaptığımız çalışmalara itibar etmesi, onları referans göstermesi, yaptığımız sanatın inceliklerini daha geniş kitlelerin hissetmesini sağlamıştır. Bu genişlik içinde daha derine ulaşma potansiyelimiz arttı tabii ki.