Doğu Guta'daki insani krize Türkiye el uzatıyor

Bölgede yaşananları ve Kızılay'ın çalışmalarını SABAH'a anlatan Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Esed rejiminin Doğu Guta'yı abluka altına aldığını belirterek "Ablukanın amacı insanları tamamen aç bırakmak, açlığı bir silah olarak kullanarak bu insanların bölgeyi terk etmesini, ölmesini sağlamak. Burada bir soykırım suçu var. Ne acı ki kendi devletleri tarafından böyle bir tehdit altındalar" şeklinde konuştu.

DOĞU GUTA HALKI KENDİ DEVLETİ TARAFINDAN TEHDİT EDİLİYOR

Kınık sivil halkın yaşadıklarını şöyle anlattı: "Doğu Guta'nın yaklaşık 400 bin nüfusu var. Bu bölgenin boşaltılması isteniyor. Daha önce Halep'e yapıldığı gibi sürmek istiyor Rejim burada yaşayanları. Bölgede süren bu ablukanın amacı buradaki insanları tamamen aç bırakmak, açlığı bir silah olarak kullanarak bu insanların bölgeyi terk etmesini ya da ölmesini sağlamak. Hastaneler sistematik olarak hedef alınıp defalarca vurulduğu için sağlık hizmeti verilemiyor, ilaç yok, hekim yok. Bu kadar açık ve aleni yapılıyor bu, bu bir insanlık, savaş suçu. Elinde silah olmayan, çatışmada taraf olmayan, sivil insanların elektrik, su, gıda, ilaç gibi en temel ihtiyaçlara ulaşması engelleniyor. Burada bir soykırım suçu var. Ne acı ki kendi devletleri tarafından böyle bir tehdit altındalar"

ESED'İN KANLI AMBARGO EKONOMİSİ

Kınık, Esed'in 'ambargo ekonomisi' yürüttüğünü ifade ederek "Rejim bu son bir-iki aydır politikasını değiştirdi. Bundan önce ambargo uyguladığı siviller Doğu Guta'nın içerisinde tarım yapabiliyordu. Şu anda bu mümkün değil. Üretim yapılmadığı için en fazla gıdaya ihtiyaç duyuluyor. Rejim ambargo uyguluyor, ambargonun ekonomisini de yönetiyor. Bazı ürünler 30-40 katı fiyatlara satılıyor bir takım tüccarlar aracılığıyla içerde. Oralara giden yardımları da sömürüyorlar. Biz de Türk Kızılayı olarak zor şartlara rağmen insanlara gıda temin ediyoruz" şeklinde konuştu.

SİVİLLERİN KARNINI TÜRKİYE DOYURUYOR

Kınık, Türk Kızılayı'nın bölgeye yardımlarını çok zor şartlar altında ulaştırdığını belirterek şöyle konuştu: "Giriş ve çıkış tamamen kapalı. Tünellerle giriş çıkış yapılıyor. Biz de gıda sevkiyatlarını zor şartlarda yapıyoruz. Şu anda ağırlıklı olarak içeride, günlük sayı değişmekle birlikte, 15-20 bin insana Guta'nın içindeki mutfakta pişirdiğimiz yemekleri, ekmekleri dağıtıyoruz. Bölgede çalışan bir arkadaşımız anlattı, bizim mutfağımızın yanına bir roket düşmüş ve 5 dakika içerisinde 100'ü aşkın roket saldırısı yapılmış. Sağanak yağmur gibi varil bombası ve havan yağıyor insanların üzerine. İnsanların yaptığı tek şey ise mağaralara, bodrumlara saklanarak hayatta kalmaya çalışmak"

ACZİYETİN İTİRAFI

Birleşmiş Milletler tarafından alınan ateşkes kararına ilişkin açıklamalarda bulunan Kınık "Birleşmiş Milletlerin aldığı bir karar vardı. 30 günlük ateşkes ve bölgeye yapılacak olan insani yardımlara ulaşmasına izin verilmesini emreden bir karardı. Şu anda bu kararın nasıl uygulanacağını izliyoruz. Rusya 09.00 ve 14.00 saatleri arasında bombardıman yapılmayacağına dair bir açıklama yapmıştı. Fakat bu saat 2'den sonra her şey devam edecek demek. Bu ifade kendi aldıkları karara uyulmayacağı anlamına geliyor. Bu bir acziyetin de itirafı" ifadelerini kullandı.

TÜRK KIZILAYININ YOĞUN "SİVİL DİPLOMASİ" TRAFİĞİ

Kınık, sivil yaralıların Türkiye Kızılayı aracılığıyla bölgeden tahliye edilerek cerrahi müdahaleye ulaşabilmeleri konusunda yoğun bir diplomasi yürüttüklerini ifade ederek "Yaklaşık 600 sivil yaralı vardı. Bu son saldırılardan sonra 2-3 katına çıktı. Tam sayı da bilinemiyor. Bu konuyla alakalı Arap Kızılayına, Kızıl Haç Komitesine, Birleşmiş Milletlere iş birliğine açık olduğumuzu ve yaralıların Türkiye'ye alınacağını ilettim. Şu anda Birleşmiş Milletlerin aşağı yukarı bütün mekanizmalarını bilgilendirdik ve baskı kuruyoruz. Kızılhaç ve Kızılay Federasyonunu harekete geçirdik. Riyad'da Birleşmiş Milletler genel sekreter yardımcısıyla görüştüm. Onlara da çok açık bir şekilde Guta'nın içindeki sivil yaralıların buradan tahliye edilmesi noktasında Türk Kızılayı olarak yardımcı olacağımızı, Hama-Humus üzerinden Türkiye üzerine getirilmesini söyledim. Bu insanların acilen cerrahi müdahaleye ulaşabilmeleri gerekiyor" dedi.