Cumartesi 13.11.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 13.11.2010

Kâbe'de muhteşem Cuma

72 milletten hacı adayları son cuma namazı için önceki geceden itibaren beklemeye başladı. Ve yetkililerin açıkladığı gibi, gelmiş geçmiş en büyük kalabalık saf tutup dua etti

Dilimde Yunus Emre mısralarıyla yollardayım işte: "Kâbe'nin etrafı dağlar/ Didar görmüş sular çağlar/ Âşık Yunus anar ağlar/ Server nebi ne güzeldir, güzeldir Kâbe yolları..." Yolarda yaya haldeydim çünkü perşembe akşam üzerinden başlayarak her türlü araç trafiğine men edildi Mekke şehri. Ambulanslar dahi bin sorgu sualle geçebiliyor kontrol noktalarından. Hac döneminin son cuma namazını kutsal Kâbe'de kılmak isteyen yüz binlerce mümin; çoğu çıplak ya da terlikli ayaklarını kızgın teneke kıvamı almış sıcak Mekke asfaltında adımlatıyor.
ÇOK BÜYÜK SEVAP
En az 8-10 kilometre piyade yürüyüşü yapan 72 milletin inanmış insanı kol kola, yan yana, omuz omuza ilerliyor uhrevi menzile doğru. Sanki her birinin bedeni manevi gücün, enerjinin deposu olmuş, beli bükük ihtiyarından, topalı, çolağı, alil'i, kötürümü, çocuğu, sabisi zinde zinde devinmekte. Bereket deneyimli dostların tavsiyesiyle geceden gidip yer tuttuk son cemaat yerine doğru. Hepsi biliyor ki; İslâmiyet'te cuma gününün dünyanın başlangıcına, sonuna ve ahirete kadar uzanan bir yeri ve değeri vardır. Hepsi biliyor ki; bir hadis-i şerifte, "Şüphesiz babanız Âdem'in yaratılışı o günde toplandı. Kıyamet o günde kopacak, dirilme ve insanların hesap için yakalanması o günde olacaktır. Hele cuma gününün içindeki üç saat sonunda öyle bir an vardır ki, o anda dua edenin duası mutlak kabul olunur. O anlar Kabe-i Şerif'te kılınan son cuma namazı anlarıdır" buyrulmuştur.

HUMEYNİ'DEN BU YANA

Ben 38 yıllık meslek hayatımda çoook kalabalıklara göz tanığı oldum. Tahran'da İmam Humeyni'nin, Pakistan'da Ziya Ül Hak'ın cenaze törenlerini izledim. 'En çok oralar, bir de bombardıman sonrası Libya'da Kaddafi'nin halka konuşma anı en kalabalık olanlardı' diye kazıdım hafıza duvarlarıma. Lakin dün Kâbe içi ve çevresinde gördüğüm mahşeri çoğunluk onları fersah fersah geçti. Sabahlara kadar tavaf, zikir, Kur'an okuma, dua, namaz diyerek o büyük anı uykusuzca bekleyenler muratlarına erdi sonunda. Tekerlekli sandalyesinde göz namazı kılan felçlilerden, kıpırdamaya mecali kalmamış 100 yaş üstü kocamışlara kadar tarifsiz bir huşu, tutku, sevda içinde namaza duranlar vardı.

KUŞ UÇMUYOR

Sadece kutsal mıntıka mekânları değil, çevredeki alışveriş merkezlerinin içi, otel lobileri, koridorları, damlar, saçaklar, sokaklar, merdiven boşlukları, inşaat çukurları, metro tünelleri, istasyonları, taksi durağı kenarları, saçak altları çöl kumlarının insan seline dönüşme manzarasıydı sanki. En kibirli, en aymaz, en duygusuz, en inançsız kişiyi bile bu ortama getirip 10 dakika bekletin, kimyası değişir; hayranlık, saygı, utanç duyar, titrer, gözyaşına boğulur inanıyorum ki. Beni yakından tanıyanlara tuhaf gelebilir ama açıkça söylüyorum ki bir ara gözyaşı dökmekten kameramın vizör camını göremez oldum.

CUMA NAMAZI TARİHİ

Etrafımda ilahiyat profesörlerimizden oluşan bir grup var. Namaz vaktini beklerken sohbet ediyorlardı. Can kulağıyla dinledim onları. Diyorlardı ki; "Aslında Mekke'de hicretten önce cuma namazı kılınmadı. Resûlullah Efendimiz, Akabe bîatlarından sonra Mus'ab bin Umeyr'i, Medîne'ye muallim olarak gönderdi. Kendisine, cuma günü toplanarak, öğle vaktinde iki rek'at namaz kılmalarını yazıyla bildirdi. Bunun üzerine Müslümanlar, Es'ad bin Zürâre'nin, Medîne dışındaki evinde toplandı ve cuma namazı kılmaya başladı. Resûlüllah Efendimiz de ilk cuma namazını hicret esnasında, Sâlim bin Avf Oğulları'na ait Ranunâ vâdisinde kıldırdı." Bir önemli haber daha doğrulandı o sırada. Hac tarihinin en kalabalık Cuma namazının kılındığı, ayrıca dünyanın gelmiş geçmiş en kalabalık etkinliğinin bugün burada gerçekleştirildiği ilan edildi.

POLİSLER VE ÇEKİMLER

Güya tepelerde bir yere, Kâbe'yi kuş bakışı gören bir yerlere çıkıp bu mucizevî kalabalığı resmedecektim. Kıpırdamak mümkün değil ki nereye varıp çıkabileyim. Her yerde olduğu gibi benim bulunduğum yerde de sert, disiplinli, otoriter ve söz anlamaz resmi ve sivil polisler var. Fotoğraf makinesini kaldırmak bile başlı başına büyük risk. Namaza duranların çoğu da fotoğrafı günah sayıyor üstelik. Kadınlarla yan yana saflar tutulduğunu da düşünün. Herkes daha bir duyarlı ve bilenmiş oluyor günah işleyenlere karşı. Yine de her şeyi göze alıp 5-10 kare çekebiliyorum. Sonrasında ben de o duygu selinde bir katre, minik bir damla haline dönüşüp ibadete devam ediyorum. Namaz bitimi selam verdikten sonra aklıma yine Yunus Emre'nin Kâbe dizelerine sığınmak geliyor. "Urumdan çıktım yürüdüm/ Mum oldum sızdım eridim/ Şükür Hakka yüzler sürdüm/ Server nebi ne güzeldir, güzeldir Kâbe yolları.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.