Cuma 05.06.2009 10:40
Son Güncelleme: Cuma 05.06.2009 10:40

Esin Küçüktepepınar: Gören gözün çilesi

Körlük, kıssadan hisse, 'bakar körlük' üzerine bir mesel. Film, günümüzün modern Batı kent ortamını dekor alsa da, zamansız ve isimsiz bir coğrafyada geçen öykü, mevcut toplumsal yozlaşmaya gönderme yaparak insanlığın körleşmesine ve akıl çağının çöküşüne dikkatleri çekiyor.
Gerçi 'süt denizi' olarak tanımlanan bu körlük karanlığın aksine boş bir beyaz sayfa olarak temiz bir başlangıca yani duyarsızlaşan insanlığa kendine gelmesi adına yeni bir fırsat olarak da görülebilir. Ama heyhat!
Baştan söyleyelim; körlüğü alenen koyverilen dışkı, tecavüz gibi insanlıktan çıkış hallerine duyarızlık olarak kör gözüm parmağına sembolize eden yönetmen, bize mevzunun derinliğini değil deneyimi yaşatıyor. Ayrıca film, "Şimdi kör olmadık, aslında hep kördük" cümlesiyle zaten alenî olan durumu hemen açık ederek Hollywood usulü bir garanticiliğe meyletmekten kaçınmıyor.
Bir 'mini evren' kurarak, iyi ile kötüyü kalınca belirleyen film, mevcut liberal sistemin eleştirisiyse eğer, hapishanede otorite eksikliğinden doğan kıyamet daha da feci! Nobel ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago'nun Türkçe'ye aynı adla çevrilmiş ünlü romanını sinemaya uyarlama gibi zor bir işe kalkışan yönetmen, doğrusu başlardaki görüntüleriyle bize 'el yordamıyla' görmenin nasıl bir şey olduğu konusunda lâyıkıyla fikir veriyor...
Guantanamo'yu hatırlatan an
Hükümetin panik içinde hapishane benzeri eski bir akıl hastalıkları binasında karantinaya aldığı kör vatandaşların yaşadığı içler açısı durumu da Guantanamo misâli toplama kamplarına benzerliğini hatırlatabilir. Veya askerle çevrili bu dar alandaki sıkışmışlığın militarist yansıması, hastalığa karşı dışlayıcı tavır (AIDS?) gibi sayısız mesele sembolik değil, açıkça ortada.
Bu distopik bir dünya ve alegori olduğu için neden, nasıl kör olunduğuna dair sebep mühim değil. Ama aralarında sadece göz doktorunun (Mark Ruffalo) karısı olan Julianne Moore'un neden görebildiği konusundaki ipucu filmin başında var.
Göz doktorumuz 'son' akşam yemeğinde bir hastasının etrafındaki sıradan nesneleri ayırdedemediğinden bahsediyor. Moore da, bunun agnostik (bilinemezcilik) kelimesinin kökeninden gelip gelmediğini sorgular kıvamda bir şeyler söylüyor ama, kapı duvar; kocası dikkatini veremiyor. Ama bunu da, bizim iki saat yorulan gözümüzle mukayese edince, durum, pek bir kör gözüm parmağına kalıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.